üniversiteli bir bireyin içine düşeceği en boktan durumlardan ilk üçe rahat oynayan bir durum.
çalış ve oku ben hem okuyorum hem de memurum şükür okurken krallar gibi yaşıyorum amk.
burada en önemli unsur paradır. para bitince diğerlerinin bitmesinin bir önemi yoktur. dibe vurmak, rezalet, skandal gibi kelimeler bu durumu izah etmekte kifayetsiz kalacaktır. ikinci unsur ise kontördür. para bitince, para istenecek adamı arayamamak, biten paranın yerinin nasıl doldurulacağı hususunda cidi soru işaretleri ortaya koymaktadır. üçüncü unsur ise sigaradır. bunca derdin içinde efkarlı bir sigara içememek sanırım çok acı olacaktır.
mına kodum mörfisi yüzünden tüpümüz de genelde cumartesi biterdi. hadi "alo anne param bitti" dedin diyelim, e haftasonu kim, nasıl, nereye para yollayacak? göd gibi kaldığım çok haftasonu olmuştur.
öğrenci kardeşlerime özel not: muhakkak setüstü ocağınızın bir gözü elektrikli olsun. en azından bi makarna yersiniz.
daha çok aile yaşantısından uzak birtakım talihsiz insanların karşılaştığı durumlardır. genelde makarna yağ, salça, soğan, küçük tüp ve ya fira (soba yakmak için kullanılan kumaş parçacıkları) nın aynı anda bitmesi şeklinde de cereyan eder.
aslında bunların hepsi paranın bitmesine bağlı olaylar. para, sigara, kontör yokken yurda gidip krakerle falan idare etmeyi düşünürken cebinde otobüs bileti parası bile olmadığını fark edip arkadaştan isteme durumuna düşmüştüm. sonra otobüs beklerken arankazandan 20 dakika bedavam olduğunu görünce kuzeni arayıp ağlamıştım. ne bokuma ağlıyorsam, babanı arasana salak. neyse, herkes yaşar herhalde böyle şeyleri. tamam herkes değilse de öğrenciler, yani öğrencilerin çoğu yaşar bence. değilse de böyle avunuyoruz işte bee.