okulumuza teşrif eden, virginia üniversitesi profesörlerinden bir beyefendinin 200 kişilik bir topluluğa ''medical simulation in medical training'' konulu konferansını verirken; aniden işaret parmağını bana doğrultmak suretiyle ''sende bu mesleği para için seçmiş bir tip var, ders çalışacak tip yok, hadi dürüst ol neden tıp seçtin'' diye adeta kıkırdayarak tıp biliminin ağırlığı altında ezilen insanların daha sade ve belki biraz daha az bakımlı olması gerektiğini ima etmek suretiyle, birkaç saniyelik ilk intibanın akabinde zat-ı alime yapıştırdığı etikettir.
ucuz atlattın dr.michael. zira o an 200 kişinin önünde kibarca geçiştirsem de; ''para için olsa mal mıyım 6 sene ömrümü çürüteyim, en güzel yıllarımı hastanelerde geçirmeyi göze alayım; gider zengin bir koca bulur kolay yoldan hayatımı yaşarım!'' diye cevap vermemi engelleyen tek unsur, sevgili hocalarımın ters cevap vermemiz riskine karşı konferans salonunun bir köşesinden gözleriyle ufaktan kontrol altında tutma çabasıydı.
hangi aklı evvel sırf diğer mesleklerden biraz fazla kazanma ihtimali olacak diye 6 yıl hiç zevk almadığı bir bölümü okur ki? (ihtimal diyorum, evet, zira bu ülkenin, mezun olur olmaz 10-15 bin ile işe başlayan pratisyen doktorlar cenneti olduğuna inanan bir kesim var). her türlü pislikle haşır neşir olup onca insanın kaprisini çekmek, insan bedenini en küçük ayrıntısına kadar fonksiyonlarıyla ezberlemek hangi 'uçuk' ücretle karşılığını bulabilir ki zaten? bir hayır duasında, bir içten teşekkürde milyarları elinde tutuyormuşçasına doyuma ulaşmadıktan sonra isterse eline her ay bir servet geçsin, zerre kadar umrunda olmaz o insanın.
başka bölümden arkadaşları 7.5-8 ay okul okurken yılın 10 ayı kesintisiz okul okuyorsa ve bu arkadaşları da para kazanmak için meslek icra edeceklerini rahatça belirtebiliyorlarsa e bu doktor adamın da pek suçu yok sanki.
her zaman kişi tıp okumaya kendi karar vermiyor,aileler iyi puan almış çoçuklarını garanti meslek,saygın meslek ve bol paralı meslek diye adeta beyin yıkama operasyonu ile tıp okumaya zorluyor,lk başlarda çoçuk işte ben şunu okumak istiyorum falan filan karşı çıkmaya çalışsada bu sefer işe ailede sözü geçen akrabalar karışıyor,dayısı,amcası,eniştesi ikna çalışmaları ve çoçuk yazıyor tıbbı.
herkes aslında birazda geleceği için iyi bir hayat kurmak için bölüm seçer. haklılık payı vardır bana göre. üniversiteye giren hemen hemen her insanınb hayalini süsleyen fakültedir. kariyer yolunda önü açık olan bir fakülte olmasının yanı sıra kazandığı parada insanı çeker. eminim gelecek kaygısı yani para kazanma kaygısı olmasaydı kimse şuan okuduğu fakülteyi tercih etmezdi. örneğin ben güzel sanatlar fakültesinden başka bir fakülte düşünmezdim. ama hayatın getirdiği bazı sorumluluklar nedeni ile başka bir fakültede okumaktayım.
para için doğru yerdedir. para için inşaat mühendisliği okuyan, para için makine mühendisliği okuyan yada para için öğretmenlik okuyan insandan daha mantıklı bir iş yapmıştır.
okutulan insandır. anne baba yaptırır bunu çocuğuna. saygınlığı bilimselliğine mi dayanıyor sanki bu mesleğin? vatandaş gözünde demiyorum, kız babası gözünde.*
herkes her yaptığı işi ister istemez para için yaptığı için çok sıkıntı olmayacak insandır. eninde sonunda o görevi yerne getirecek. o parasını alacak. ben sağlığımı. çünkü bu adam hastanede çalışsa başekimi var yönetii var bilmem denetleme kuruu var yani mecburen işini iyi yapmak zorunda. çünkü para kazanmak için okuduğu bölümden bi bok kazanamaz. özel muayenehane açtı diyelim. bu sefer işini daha da iyi yapmak zorunda. çünkü tonla para bayılıp gidilen özel doktorlarda daha bir başka özen daha çok ilgi ve kesin sonuç ister türk milleti. eğer işini düzgün yapmazsa kendi yediği kaba kendi pisler gene çuvallar. velhasıl ister para için okusun ister kız tavlamak için ya da baba zoruyla;
o işi mecburen düzgün yapacaktır. yoksa benim gibi hem hasta hem de deli insanlar çıkar tabipler odasının yolunu tutar.