Eskiden ne güzel öğrenciydim aylık 1200 tl ile musmutlu yaşıyordum, yediğim tavuk döner bile bi tat veriyordu lan bildiğin dandik tavuk döner...
Şimdi mühendis olduk, gelirimiz üç dört kat arttı, araba aldık ama mutluluk yok aq, her sabah erkenden kalkıp işe gidiyosun, akşam işten çıkıp geri geliyosun. Mal gibi bir hayata girdik vesselam....
Gidin biraz Rus edebiyatı falan okuyun amk lan. Küfür etmeyeyim diyorum ediyorum çünkü aptal saptal mevzular.
Felsefeye ilginiz varsa da Göte şopınhava cibran ve biraz kant tavsiye ederim.
Cevap: olmaz evet...olabilir evet... Beklentiniz para balyasını götünüze sokmaksa ve bu sizi mutlu edecekse olur. Beklentiniz paranın satın aldıkları ile mutluculuk oynamaksa evet olur. Paranın yoksunluğunun mutsuzluk getirdiği haller kadar varlığının da getirdiği ızdıraplar vardır.
Meta, mutluluk kaynağı / nedeni / siki ve dahi soku değildir.
Yani sayın amına koduklarım yoksullar mutsuz varsıllar musmutlu falan diye bir durum yok. Adam var bok gibi para içinde kafasına sıkıyor adam var iki kilo patates alıp evine gittiğinde bir gülüşle can verecek kadar mutlu olabiliyor.
Yine de çok sikik bir konu olduğu için dediğim gibi biraz edebiyat (mümkünse rus) biraz felsefe vizyonunuza vizyon katabilir. Süzme bir sığırsanız katmaz bu da senin sorunun çok da fifi.
Ayrıca içini özünü dinle çiçeem.
Cevabı bulursun.
isteyelim ki hakim olsunlar. Belki de mutluluk tam da budur.
benim param yok, etrafımdaki çoğu insanın var, aralarında kendimi ezik gibi hissediyorum, çünkü toplum bana bunu dayattı, bunu aşıladı, biriyle tanıştım, ikimizin de parası olduğunu sanmıyorum, felaket iyi geçiniyoruz.
para bir araçtır amaç değildir bunu hepimiz biliyoruz fakat parayı doğru harcamayı bilmeyen insan tabi ki parayla eğlenemez, mutlu olamaz bu yüzden doğru harcamayı bilmek gerek. Seni heyecanlandırmıyorsa bile başkası için mucizelere sebep olabilir. Bu yüzden çürük bir tespit, yanlış bir genelleme diyebiliriz.
insanın en temel ihtiyaçlarını karşılaması için para zorunludur. o yüzden fakirlerin bu ihtiyaçları varken gidip ütopik hayallere dalması saçmadır.
estetik algı bile farkirlerde olamaz. zenginliğin getirdiği bir şey bu. bakın mesela önceden sanatın hamiliğini yapan din ve aristokrasi iken sonradan sanat halka inmiş ve estetik yoksunu halk postmodernist sanat altında sanatın içine etmiştir.
rönesans nerde soyut dışavurumcu nerede. dawinci nerede andy warhol nerede.
işte bunlar önemli şeyler.
önce karnın soyacak. hatta ben fakirlerin sevmesine bile karşıyım. sonuçta fakirsin sen, senin işin üremek yahu. sok geç ya, sıçtırtma romantizminden.
şu mantıkta olsam yemin ederim dertlerimin yüzde yetmişi bitmişti, bu söylem büyük ihtimalle para sıkıntısı çekmeyen insanların söylemleridir, ya da en üst mertebeye ulaşmış kendini gerçekleştirmiştir. ama o ara formları nasıl atladın diye sorarlar adama.
(bkz: maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi)