ekonominin e sinden anlamayan insanlardan sıkça duyduğum söz. geçenlerde televizyonda bu imf borçlarından falan bahsediliyor, bir arkadaşım da 'amk gizli gizli para basıp ödesek ya 1 günde şu borçları, salak la bunlar' dedi. o an bi bakış attım arkadaşlığımızı sorguladım. suçum ne Allah'ım?
ikinci dünya savaşı yıllarındaki almanya gibi oluruz. bir el arabası mark verip bir ekmek alıp döneriz. karşılıksız para basmak ülkeyi ancak uçuruma sürükler.
üretim yapmayan bir ülkenin para basması kazanmadan borçlanmak anlamına gelir. piyasaya sürülen her lira devletin arzettiği bir tür bonodur aslında. bir de tedavülde dolaşanın 7-8 katı kadar sanal para vardır ki o hepten kabus.
merkezbankasındaki dolarları gösterip bizim paramız, karşılığımız var demekse epey gerizekalı olduğunuzu gösterir.
rezervin 5 katı borç varken rezervi karşılık gösterip yeniden borçlanmak hatta o rezervi doları stabilize edebilmek için olması gerekenden yüksek tutmak ilkokul çocuğunun bile yapmayacağı bir iştir ki bizim hükümet denen kekolar topluluğu bu boku yemektedir.
aşırı borçluyken rezervi şişirmeye kalkmak kredi kartına yüzde 10 faizle borçlanıp, elinde para tutmaya benzer yani müflis & züğürt işidir.
elinizde para olur harcamalara devam eder ama günden güne daha çok batağa saplanırsınız.
türkiye ekonomisi de şu an bu halde. yarın gerçekten iş bilen ve yurtsever bir ekonomi yönetimi gelse ve çalmadan çırpmada, peşkeş çekmeden ekonomiyi ıslah etmeye çalışsa bu ekonomi 20 yılda zor kendine gelir ki onun da garantisi yok. bunun küresel krizi var, gene küresel talep daralması var, varoğlu var...
burda yazıp çizip duran 19-20 yaşlarındaki kardeşlerimiz bilmiyorlar ama gençlikleri çoktan satıldı ve harcandı...
ne dediğimi anlamayanlar büyüklerine 24 ocak kararları'nın bir nesile neler kaybettirdiğini sorsunlar. dünya 80'lerde bir refah dönemi yaşarken türkiye'nin nasıl yoksullaştığını, işsizlik ve ağır vergilerle hayatların nasıl ziyan olduğunu öğrensinler.