gizli kapaklı anlaşmalar yaptığımız yazar. oyuncakbulut' un düğünü izmir' de josef k' nınki ise manisa'da olacak. herkes mutlu mesut ege insanları olacak. ha bu arada bize mi nolcak? eh arkadaş arkadaşın... olmadı sonunda biz de papaganla...
farketmemisim ne zaman geldigini. ama gelmekle, buraya yazmakla ve bazi seyleri farketmesine sevindigim, -entrylerinde farkettim az once- samimi ve komik yazar arkadasim.
gec farkettim, ama ne iyi ettin de geldin.. hosgeldin.
ahan da bu yazar son 8 bayrami (4 ramazan + 4 kurban) ailesinden uzak gecirmistir, yaban ellerde. bu yasamak da oldugumuz bayram onun icin cok ozeldir. sabahin korunde babasini camiye ugurladiktan sonra annesinin hala uyumaya devam etmesi garibine gitse de, birsey dememis ve son toz alma isine girismistir. annesi de bir yarim saat sonra kalkip, kahalti hazirlamaya baslamistir ama gene durum bir gariptir. babasi camiden gelip de elini opup "hadi kahvaltiya" diyince basindan kaynar sular dokulur bu yazarin. cunku babasi "ben yaptim kahvaltimi camidekilerle. siz edin." der ve gazetesini okumaya salona gecer. bu da caresiz, anacigiyla kahvaltisini edip babasinin yanina gecer. derken ablalari, kuzenleri, amcalari ve halalari arar sirayla; ardindan da kapicilar gelir bayramlasmaya. "hah iste hersey normale dondu" derken, annesi ogleden sonra begendik'e alisverise gideceklerini soyleyince, ikinci kaynar su olayini yasar. "ya alisveris merkezleri kapali olur anne, en azindan birinci gun" der. ama annesinden "sen iyice unutmussun turkiye'yi" diye karsilik alir. ve ciddi ciddi oglen begendik'e giderler. oranin normal bir gun gibi kalabalik oldugunu gorunce, bu yazarimizin icini oyle bir burukluk kaplar ki sozler kifayetsiz kalir. aksam gelen kuzenler bile o buruklugu yok edemez.
oysa eskiden, sadece 4 yil oncesi, yani o turkiye'den ayrilirken ki yasadigi bayramlar oyle miydi?
annesi zorla kaldirirdi onu yatagindan ki "bak baban gitti, o gelmeden ortaligin tozunu alalim, kahvaltiyi hazirlayalim" diye. babasi gelir gelmez kahvaltiya oturulurdu. ardindan telefonlar edilir, oglenleyin kabristana gidilirdi. kabristandan donunce babasinin tek buyugu olan amcasi ziyaret edilir, eli opulur ve eve gelinirdi. genelde 6 gibi ankara'daki/ankara'ya gelmis amcalari, halalari, kuzenleri eve gelir, gecenin bir yarisina kadar otururlardi.
ama simdi hani nerde? niye herkes baska yerlerde? ne degisti bu 4 senede? neler kayboldu? neler kazanildi?
acaba yarin halasina gidilip gun boyu orada mi kalinacak gene eskisi gibi? yoksa ne? yeni bayramlarimizin ikinci gununde ne yapilacak artik?
bu yazar, 4 sene yurtdisindayken bayramlarda gunun akisina uymaz; cevresindeki turklerle, muslumanlarla bayrami yasamaya calisirdi. ve de aksamlari bir koseye cekilirdi icin icin aglardi. simdi sunu yapiyolardir ankara'da diye. acaba bensiz tadi cikiyor mudur o sohbetlerin diye dusunurdu. galiba o kadar goz yasi, o kadar uzulme, hersey bosunaymis, hersey bosmus.
niye boyle bozulduk biz? geleneklesmis seylerin boyle kolay degismesinin nedeni ne?