gerçekten de sürekli toplumsal mesajlar veriliyor.
hele metin akpınar'ın canlandırdığı karakter...
adam sürekli; her şey konuşarak halledilir, sevgi esastır, korsan çok kötüdür kabilinden mesajlar veriyor.
biliyorum ki bayılmıyorsunuz böyle dizilere. ben de prison break'in yeni bölümünü sabırsızlıkla bekledim uzun zaman ama iyi olmuş gayet. büyük bir kanal, dev bir oyuncu -ki diğerleri de gayetle iyi-, önemli bir saat(akşam saati)... türkiye'nin tv/dizi izleyen insanlarının ihtiyacı var böyle mesajlara.
sizin böyle mesajlara ihtiyacınız yok tabi canım, biliyorum. siz zeka kokan senaryolara hayransınız, sürprizlerle dolu bir öykü falan fişman ama yine de böyle bir dizinin verdği mesajları ve etkilerini hafife almamak, değer vermek gerekir.
aferin lan kanal, aferin lan yapımcı, aferin lan senarist, aferin lan oyuncular falan diyorum başka da bir şey demiyorum.
ilk sezonu 24 bölümden oluşmaktadır. komik, romantik, duygusal, yer yer iğneleyici esprilere sahip bir dizidir. metin akpınar sayesinde büyük bir izleyici kitlesine ulaşmıştır.
mesaj kaygısı içermese daha hoş bir hal alacak dizi. aynı gün canım ailem, geniş aile ve önümüzdeki salı yayın hayatına başlayacak girecek olan bu kalp seni unutur mu adlı yapımlar olduğu için fazla tercih edilmez.
edit: imla.
metin akpınar ve tarık papuççuoğlu'nun karşılıklı döktürdükleri dizi. ama metin akpınar tek başına bir dünya elbette. diğer yorumlardan da görüyoruz ki türk milleti'nin herşeyi gibi zevkleri de değiştiği için eleştirilmektedir sürekli. 15 yıl önce süper baba'yı, 20 yıl önce de perihan abla'yı izleyen ve beğenen millet papatyam'ı beğenmiyor. ama bu normal çünkü aynı millet akp genel başkanı tayyip'i bile beğenir oldu. milletin beğenileri değişti.
şampiyonlar ligi haftalarında futbolseverlerin istisnasız hepsinden küfür yiyen nadide bir dizidir kendisi. eh, bir fc bayern-man utd maçının heyecanını vermese gerek...