çok yakın bir zamanda çankaya köşkünde gerçekleşecek olan hadisedir. ancak buluşmadan çok insanın aklını çankaya köşkünün kamusal alan olması ve dini simgelerle oraya girilemeyeceği sorunu kurcalamaktadır. zira çankaya köşkündeki hiçbir davete dini bir simge olduğu ve laikliğe aykırı olduğu nedeni ile başörtülü kişiler davet edilmemiştir. ancak papa boynunda haçlarla yani dini simgelerle çankaya köşküne girerse bir çifte standart olmayacak mıdır.
ayrıca bu bululşmada sezer ile papa arasındaki diyalogla rda merak edilmektedir.
tahminler için aşşağıdaki başlıklar kullanılabilir
başbakanlıkta sarıklı cüppeli hocalara iftar yemeği veren erbakan hoca'nın bu konudan dolayı önce medya linci, sonrasında ise yargı cezası ile karşılaştığı günler geldi aklıma. hey gidi laik türkiye. belliydi bu bugünlere gelineceği. ama en azından erbakanlı günlerde türklere ve müslümanlara küfür edenler girmemişti başbakanlık binasına, şimdi durum daha da vahim.
cumhurbaşkanımız, tüm kabine papa ile beraber beraber görünmekten, hatta ettigi laflara bir cevap vermekten pabuçsuz kaçarken; fatih sultan mehmet'in ortodoks kilisesini hoşgörü ile korudugu fermanın bir kopyasını papa'ya vererek kimsenin yapamadıgını yapmıştır.
papa dene kişi her ne kadar yobaz-faşist de olsa vatikan denilen lise bahçesi kadar büyüklükteki ülkenin cumhurreisidir. devlet başkanları geldikleri devletin cumhurreisleri tarafından mutlaka karşılanır, kaldı ki köşkte papa için yapılan karşılam c sınıfı yani (seni kimsin ki de sana karşılama töreni yapalım dercesine , ziklenmemek manasına gelen) karşılama protokolü uygulanmıştır. ayrıca, köşke sadece konuk ülke devlet başkanı diye ağırlanmış ve dış-iç tüm basına "konuk ülke başkanı" protokolü verilmişitir, protokol de dini lider ibaresi geçmiyordu. ama kendisi teokrati bir ülkeden gediği için dini kıyafetleri ön plandaydı o da ne sezeri bağlar ne de bizi, kaldı ki 3 yıl önce gelen iran cumhurbaşkanı (ki üzerinde 12 imam yönetimini temsil eden kıyafetler ile gelmişti) a sınıfı protokol ile sezerin davetlisi oldu ve köşkte misafir edildi 2 gün! yani, şimdi sezer'i çekemeyneleri anlıyorum, her dem sezer'e laf sokma gayreti içindeler, ama olmuyor işte uğraşmayın, habire saçma sapan gerekçeler ile ancak kendiniz gibi zehirlenmişileri kandırıyorsunuz. sezer bu zamana kadar anayasa'nın kendine verdiği bir yetkiyi delmişi mi? sezer anayasa'nın o'na biçtiği eylem ve konular dışında konuşmuş mu? onu deyiverin hele sizi! anayasa ihlalinde bulundu sezer diyebileceğiniz bir örneğiniz var mı? hadi arayın bakalım bulabilecek misiniz? sezer anayasa dahilinde üzerine verilmiş yürütme yetkisini tam anlamıyla kullandı, ha bazılarının işine gelmediği için habire ötüp duruyolar zurna gibi ama boş, sen siyaset adamına öttüğün gibi cumhurbaşkanı'na ötemezsin ki, cumhurbaşkanı siyasetçi değildir, o'da yürütme görevini üstlenen bir memurdur ve dokunulmazık gibi bir zırhı yoktur! zaten anayasayı ihlal etmiş olsaydı 4 gözle bekleyen sevmeyenleri çoktan onu yüksek yargıya gönderirdi. bir papa'nın gelişinden de sezere dem vurdunuz ya! hastasıyım sizin o aklınızın(!) ne güzel işiliyormuş o akllılarınız be(!).
edit: ayrıca, çok anlamlı bir de hediye vermiş sayın sezer papa denene, yani öyle erdoğan gibi gümüş çay-tabak takımı hediye etmemiş. eğer ki papa bu hediyeyi alıp incelerse nasıl bir ayar verildiğini de anlar inceden inceye. buyrun;