Karşılaştığı her zor durumu "ay atak geldi" diye ayılıp bayılarak atlatmaya çalışan hatta işi, bunu sevgilisine karşı duygu sömürüsü olarak kullanıp barışmayı beceren boyutlara getiren bir arkadaşa sahip olduktan sonra kendisi hakkında ciddi anlamda önyargılarım oluşan hastalık.
melek irdem in panik atak isimli albümünün aynı isimli eğlenceli şarkısıdır. vokallerde melek irdem söz müzik ve düzenleme selim ışık a aittir. blues shuffle ritim kullanılan parçada gerek sözler gerekse ritim hop oturup hop kalkmanıza sebep olur.ve tabiiki sözler şöyle;
bekledim hayli zaman
olmadı bir anlayan
bekledim hayli zaman
olmadı bir anlayan
bağırsam dursam aman
derdim çok anlatamam
atlasam bir çatıdan
dönüp olmaz ki bakan
içimde durdu zaman
yanlızlık koskocaman
içimde durdu zaman
yanlızlık koskocaman
bağırsam dursam aman
derdim çok anlatamam
atlasam bir çatıdan
dönüp olmaz ki bakan
içimdeki sıkıntıyı bir köşeye atsam
odalarda bunalıpta camlara çıksam
şişeleri kadehleri kırıp döküp saçsam
içip içip sapıtıpta bir köşede sıçsam
dereleri tepeleri denizleri aşsam
panik atak olup gidip doktora çatsam
asansörde sıkışıp çığlığı bassam
aralarda maralarda bir başıma kalsam.
kişideki zihinsel özgürlük isteğinin dışa açılırken bozguna uğraması durumu, sebeplerden sadece biridir. ne xanax ne de bir başka ilaçla tedavi edilmez. sadece baskı altına alınır ya da ertelenir. tek çözüm iyi ya da kötü senaryoyu sizin değil sizden çok daha üst bir bilincin yazdığı gerçeğini kabullenmek ve ona teslim olmaktır. o bayrağı çektiğiniz an; kurtulma yolunda çok önemli bir adım atmışsınız demektir.
geçmek bilmeyen illet, kalıtsal olsa gerek, panik atak geçer geçmesine lakin takıntılar başlar bitmek bilmeyen tekıntılar kişi sürekli kendiyle mücadele eder.
kişide hiç beklenmedik anda ortaya çıkan, başka hastalıklarla beraber gelebilen bir rahatsızlıktır. bir anda yoğun bir kaygı ve endişe yaratır. tedavi gerektirir. bazen kriz anında doktora gidilince rahatlama olup kriz geçebilir.
bilip bilmeyenlerin aptal saptal yorumlar yaparak tarif ettikleri ne yazık ki geyik malzemesi haline gelmiş ilk defa 1940larda askerlerde farkedilerek ortaya çıkmış oldukça ciddi ve tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.Sanıldığının aksine zengin, entel ve şımarık hastalığı değildir; her tip insanda görülebilir.Günümüzde gittikçe zorlaşan yaşam şartları, psikolojik baskılar, sınav stresleri, gelecek kaygısı, hastalık korkusu gibi durumlar tetikler.Herkeste faklı tezhür eder; bazen sokağa çıkamama, bazen kalabalığa girememe, orobüse binememe, tek başına kalamama şeeklinde belirtilerle kendini hissettirir ve bir hastanenin acil hasta kuyruğunda sedyede başlar.uzman bir psikiyatris ve destekçi bir aile ve arkadaş çevresiyle en az altı aylık bir tedviyle, biraz da lusralin yardımıyla:)) atlatılır.işin özü"yaşamayan bilemez"
kapalı yerlerde ve yüksek sesli ortamlarda kendi gösteren hastalıktır. bu sebeplerden berber koltuğunu, otobüsleri ve kulaklıkla dinlediğim yüksek sesli müzikleri bana haram kılmıştır. ama aralarından en berbat olanı berber koltuğuna oturmaktır. tarifi imkansız bir duygudur bu. olduğum yerde sabit otururken birinin ellerinin kafamda dolaşması ve saç kesme makinasının(adı her neyse) o yüksek sesi bana fevkalade huzursuzluk ve sıkıntı verir. titremeye başlarım ve kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atar.
Aniden ortaya çıkıp üstünüzden bir türlü atamadığınız bir korku simülasyonudur. Seni yeneceğim,atlatacağım diye onunla uğraşmak yerine onu hiç düşünmemek daha iyidir. Anksiyete(kaygı bozukluğu)ile birlikte ortaya çıkar. Gün aşırı görüldüğünde mutlak bir doktora gidilmelidir.
hiçbir şeyin yokken bir anda her şeyin olması durumudur,zordur,mutlaka destek alınması gerekir,bir süre geçer sonra rahatsız eski sevgili gibi geri döner ve can sıkar,bir an önce tamamen kurtulmak gerekir.
tamamen haleti ruhiye ile alakalı hastalık. korkunç bir ölüm korkusu nöbeti şeklinde geçer. kafanıza bir şeyler fazla takılmışsa, asap bozucu birşeyler yaşamışsanız ve bunu bir türlü dışa vuramamışsanız içerden gelen bir ürpermeyle panik atak gelir. bende özellikle gece yatarken gözlerimi kapatamama, şiddetli heyecan, gözlerimi kapatınca ölüyorum sanma gibi krizlerle gelişmişti. doktora filan başvurmadım ama bütün belirtiler panik atağa işaret ediyordu. 10-20 defa arka arkaya derin nefes alarak krizleri geçirebiliyorum. deneyin işe yarıyor.
önce midenizde sorun var sanıp bunun için doktora gidersiniz ama tahlil sonuçlarınız falan tertemizdir ve sizi psikiyatriye yönlendirir.
aslında benim sorunum midemde değil bağırsağımda deyip bunun için ayrı bir doktora daha gidersiniz. orada da yapılan bütün tahliller temiz çıkar ve ikinci kere psikiyatriye yönlendirilirsiniz.
yaaa düşündüm de benim kalbimdeki şu çarpıntı olmasa midem falan da düzelir deyip bu sefer de kardiyolojinin yolunu tutarsınız. o da diğerleri gibi durumun tamamen psikolojik olduğunu söyleyip psikiyatriye görünmenizi önerir.
maalesef bu olaylar sadece 1 hafta kadar kısa bir zamanda meydana gelir.
psikiyatriye gitme işini etraflıca düşüneyim deyip askıya aldığınızda, ilk panik atak krizini yaşarsınız. en fazla 3-5 dakika sürecek olan bu kriz, hayatınızdan 10 yıl götürür. neden ve nasıl olduğunu anlamadığınız bu ufak kriz size durumun ne kadar ciddi olduğunu anlatmak için bir sinyaldir aslında.
apar topar psikatriste gidersiniz. doktor müjdeyi verir. nur topu gibi bir PANiK ATAĞINIZ olmuştur.
nasıl bir illet olduğunu zaman geçtikçe daha iyi kavrarsınız. ilaçlarla dostluğunuz da bu şekilde başlamış olur.
bana konulan teşhis anksiyete ve panik ataktı. bu hastalıkla yaklaşık 1 yıldır mücadele ediyorum ve okulumun uzamasına sebep oldu.
yarın vizeler başlıyor ve ben yine sınavda daha 10 dakika bile kalamadan kendimi güç bela sınıftan dışarı atacağımı biliyorum.
kriz esnasında neler yaşanıldığını anlatmayacağım çünkü yaşamayana hikaye gelir.
"ne yapacağım bilmiyorum ölmek istiyorum artık" dedirtir insana.
27 yaşına gelmiş bir adam olduğunu düşünürsün bu sefer yeneceğim dersin yenersin ama ertesi seferde tekrar başlar.korkmaman gereken her şeyden korkarsın.dar ve bilinmeyen yollardan geçmekten, asansörden, tünellerden, kalabalıklardan, otobüse binmelerden, karanlıktan, sıcak havada nefes alamadığını zannetmelerden her şeyden ama her şeyden tedirgin olur ve kriz geçirirsin.
"allah kimsenin başına vermesin dostlar" dediğim hastalıktır.
bu hastalığa sahip olan kardeşlerim askerde ne yaparlar bilinmez...
allah yar ve yardımcıları olsun bu hastalığa düşenlerin.
Çok zordur çok Hele panik atak hastasının ailesi için daha da zordur. Yalnız kalmaktan korkmak, bitmek bilmeyen geceler, sürekli ben öleceğim diye kendini kurup gideceğin yerin planlarını hastanenin veya sağlık ocağının bulunduğu mevkiilere göre yapmak vs.
bir tür anksiyete bozukluğu.
genellikle 30 dakika kadar sürer, kendiliğinden ortaya çıkar. epizodik ve yoğun anksiyete ile karakerizedir.
*çarpıntı
*terleme*
*ölüm korkusu
*sarsılma
*baş dönmesi
*çıldırma korkusu
*nefes darlığı
*göz kararması gibi belirtiler verir.
kadınlarda daha sık olmakla birlikte genetik eğilim (%12) söz konusudur.
Beynin her uyaranı tehlike zannetmesinden dolayı tepki vermesinden kaynaklanıyormuş. Benim çevremde hiç panikatak yok; ama panikatak olduğunu zanneden çok... Artık "Ayy ben panikatağım yaaaaaaııı.." diyenlere inanmıyorum.
hastalığın en kötü evreleri hastalığı tanıyana kadar geçen süredir. nedir ne değildir anlamadan gelir yapışır yakanıza deyim yerindeyse ,kurtulmak istersiniz kurtulamazsınız ,çırpındıkça boğuldugunuzu hissedersiniz sonra çeker gider ve bu çekiş gidişi tüm hücrelerinizde hissedersiniz,önce bi rahatlık çöker üstünüze sonra hafiften mayışırsınız. Bu hastalıktan muzdarip arkadaşlara tavsiyem bolbol bu illetle ilgili yazılar,kitaplar vs. okumaları ve tabiki pskyatrik destek.He ben ilaç filan kullanmam ,kullanmadımda o ayrı ama ilaclı tedavide çok önemli bu illetle boğuşmada. Hastalığı tamamen tanıyıp anladıktan sonra gelen nöbetler yine size ecel terleri döktürsede artık ilk zamanki yıkıcılığını yitirmiş oluyo. Uzunca bi süredir kapıma ocağıma uğramadı Allah a şükür ,arada bir uğradığındada artık eskisi kadar tırsmadıgımı farkediyorum yada şöyle söyliyim ne kadar çok tırssamda hepsinin beynin oynadığı oyun olduğunu biliyorum ,yaptığım tek şey gitmesini beklemek oluyo. Panikatak olan arkadaşlara diğer bi tavsiyemse eğer sigara içki alışkanlıkları varsa bi an önce vazgeçmeleri çünkü tecrübeyle sabit söylüyorum sigara ve alkol kullanımında kullanıldıgı an itibariyle tetiklenme durumu mevcut,üstelik bu tetikleme dışardan vücuda giren zararlı bi madde yüzünden oldugundan diğer nöbetlere göre çok daha vahim geçebilir. Ya siz direk bırakın alkolü sigarayı filan anlıcağınız.Şimdilik burdan bildireceklerimiz bu kadar uludağ sözlük. Söz sende.