Seyyar tezgahlarında toz şekeri bir yandan verirken diğer yanda çubuğu tutarak imalat ve satıcılığı bir arada yapan emekçiler. Pembe, beyaz renkli pamuk şekerlerini seyyar arabanın kenarına asarlar ve ufukta çocuk gördüklerinde gamzeleri çıkar.
Bir kısım pamuk şekerciler ise sadece bir değneğe tutturduğu naylon içindeki pamuk şekerleri satarlar. Ekstradan balon nevi şeyler de bulunabilir.
sahil kenarları, kalabalık caddeler ve parklara konuşlanırlar genelde.
Bizim ilkokul günlerinin kahramanı bu adamdır. Uzun teneffüs herkes dışarı akın eder, oyun oynar, koşturur, oturur, kantine gider yemek yer falan. Bir grup var ki bu elemanlar okulun başka bir köşesinde bir uyuşturucu ticareti yapıyormuş gibi gizli ve bir o kadar açık bir şekilde ceplerinde olan 1 liraları sayarak gerek pamuk şeker, gerek hayatında hiç kullanmayacağı bir oyuncak veya dekor, gerek de dövme veya ilginç oyuncaklar alarak olay mahalinden hızlıca uzaklaşıp sınıfa büyük bir gururla giriyor. Haylaz olan eleman elektrik çarpan oyuncağı şeytanın eline not alarak izleyip ders alacağı şekilde diğer çocukları kandırarak elektrip çarptırıp inanılmaz bir gülümseme ve piç hareketler ile diğer avlara yöneliyor; bu sırada dövme alan tuvalette dövmeyi ıslatıp koluna yapıştırmakla meşgulken yapışkan ayaklı örümcek adam alan çocuk arkadaşlarının içinde o örümcek adamı duvarın en üstüne fırlatıyor ve tak tak diye düşüşünü izliyor. Bazen bokunu çıkartıp duvara silikon gibi sağlam yapıştıracak şekilde fırlatıp o okula kendince ilkel bir iz bırakıyor. Pamuk şeker alan sınıfın sakini ise diğer tüm çocukların yavru köpek bakışlarına aldanarak pamuk şekeri arkadaşlarına bölerek bir erdem sergiliyor ve yemek çantasına yöneliyor. Pamuk şekerci işte tüm bu teneffüs eğlencelerinin farkında olmadan farklı satış mekanlarına yönelmiş oluyor.
