Mecidiyeköy'ün göbeğinde yıllar evvel seyirci kaldığım kavganın başrol oyuncusu sevimli bir palyaço olduğundan ben hep seven tarafta yer alıyorum.öyle ki kavga esnasında yere düşen kırmızı o top burnu yerden alıp burnuna takışı,o koca şarlo ayakkabılarla lap-lap bir sağa bir sola koşuşu,popoya yediği tekmenin ardından gülümseyen bir yüzle dönüp arkasına bakması,peruğunu düzeltirken yediği yumruk kavgayı ayırmaya çalışanların arasında kalışı ve o muazzam komedinin sonunda avuçlarım patlarcasına kendisini alkışlamam unutulmazlarım arasında yer alacak. (bkz: gülmekten donuna sıçmak)