Ne zaman görsem kalbimin atışını kulaklarımda hissettiğim, hayatımın her döneminde aynı şiddette korktuğum ve insanların özellikle küçük çocukların beraberce nasıl eğlendiğini anlayamadığım korkunçlaştırılmış insanlardır. Aynı zamanda üç kuşak genetik ya da tesadüfen taşıdığımız bu fobinin psikolojide de karşılığı vardır. Civarınızda bu tip yetişkin insanlar bulunursa yadırgamamanızı önermekteyim.Onları sevin,koruyun.
insanları mutlu etmesine rağmen kendileri mutlu değildir.bir nevi insanları aldatırlar.
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparim
alçakça eksilirim belki biraz
her yagmur yagisinda yerindi dibine girerim
hiçbir kadinin kasiklarini öpemem belki
ya da unuturum sonradan ögrendiklerimi
biraz biraz anliyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her sey plastikmis biraz
haydi sirtaki yapalim palyaço
raki doldur, yine eksildik biraz.
fobimdir. ne iğrenç ne korkunç bir şeydir yarabbim. mc donald's a bile onun yüzünden giremediğim zamanlar oldu, kapının önüne zebellah gibi dikiyorlar. fotoğraflarda bile görsem rahatsız olurum, o yüzden sokakta yeni açılan mağazaların önünde falan gördüm mü, çocuklara yönelik eğlenceler düzenlendi mi, önüme bakarak geçerim. küçükken palyaço seramik mi porselen mi ne bir şeyler vardı evde onu da sevmezdim.
çocukken yaşıtlarım kendisinden korkup ağlarken, benim korkulacak bir şey olmadığından, çocuklar için varken ve çocuklar onları dışlarken kendisine üzüldüğüm varlıktır palyaço. öyle üzülürdüm ki yüzüm artık ne şekil alıyorsa benim de korktuğumu sanardı palyaço.
Palyaçoların aslı hüzünlü, joker deseniz arsız umursamaz...
Nesillerdir mutlulukla eğlendiren bir figürden uzak; belki de ondandır her zaman en ağır darbeyi yaşamın asıl kalbi mutluluğun alması, insanların içinde mutluluktan çok umursamazlığın ve hüznün kök salmasının nedeni onlardır belki... by buzz
bir palyaço yalnızlığı düşlersin, suskunluk renginde serinliği, serinlik kıvamında sessizliği olan. bir palyaço yalnızlığı düşlersin ve düşersin renklerine. herkesin hatırına, hiçkimsenin hatırlamadığı hatıralar vardır bir palyaçonun hatırında. ve yaralıdır her biri, denizini kaybetmiş kentler gibi, bazen de havalı kentine gelmiş denizler gibi. bir palyaço yalnızlığı düşlersin, suskunluk renginde serinliği, serinlik kıvamında sessizliği olan. bir palyaço yalnızlığı düşlersin ve düşersin renklerine.
bilirsin artık, herkes kendi düşünde kendi, kendi gülüşünde yabancıdır. hiç de yabancı olmadığı hayatlara yaralıdır. işte bu yüzden, tam bu yüzden hiçkimsenin hatırlamadığı hatıralar hatırınadır bir palyaçonun hatırladıkları. düşünde gülüş, gülüşünde düş olmayanların inadınadır bir palyaçonun tüm inandıkları. henüz taşınmış bir hüzün tazeliğinde, bir palyaço hatıralarıdır okudukların. bir palyaçonun en çıplak yaralarıdır. ve ne zaman bir palyaço ağlasa, tesadüfen bir mutluluk gelir, fark edilmeyen hüzünler taşıyan. ne zaman bir palyaço ağlasa yağış beklenir, ansızın bir çocuk büyüyüverir. bir palyaço düşlersin, her renginin faili şiir olan. bir palyaço yalnızlığı düşlersin, suskunluk renginde serinliği, serinlik kıvamında sessizliği olan. bir palyaço yalnızlığı düşlersin ve gülersin renklerine. ağladığını hiç unutmadan.
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde
kaç kilo çekerdi yalnızlık
kaç kere ezildim altında
yaz yağmurlarının
belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları
her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
kim sevmezdi çiçekleri filan
ben sevmezdim dedim, yalan dedi
bunu palyaço söyledi,
palyaço söyledi ben yazdım
yazdım, yazmasam ağlayacaktım
herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım
sırf bu yüzden mi ağladım
alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz
biraz birazdım her şeyden
dün biraz sinirlenmiştim mesela
yarın bir kadını seveceğim biraz
biraz biraz kör oldum bügünlerde
ama rakı kadehlerini boşaltmayın
eksilmesin hiçbir şey
hiçbir şeyden dahi olsa
kalsın biraz
ii.
umursamıyorum yılgınlığımı filan
çünkü sessizce yaşanmalı her şey
bir devrim sesszce olmalı mesela
ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun
bir palyaço neden yalan söylesin ki
ben palyaço olsaydım söylemezdim
marangoz olsaydım da söylemezdim
ben insan olsaydım yalan söylemezdim!
hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını
kaç kilo çeker ki bir palyaço
hem neden yüzüme vuruyorsunuz
bir çirkin ördek yavrusu olduğumu
gocunmam ki ben, ben gocunmam
bir palyaço ne kara gocunmazsa
o kadar, o kadar gocunmam işte
rakı doldurun! eksilmesin
iii.
bitmedi, yazacağım daha
yazmazsam ağlayacağım çünkü
alçakça olacak biraz
hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik
her sokakta biraz daha eksilirdik
bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen
bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu
duyamadım, derdim, tekrar et!
sessizliğe bürünürdü o vakit her şey
sokaklar daha bir puslu
palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu
ve ben daha bir alçak olurdum
ağlardım biraz
hem sen kimsin, çekiştirme diyorum
hatta kuyruğuma basma diyorum
acıyor, tırmalarım,-
diyorum
kahrol, kahrol!
diyorum
iv.
geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda
korktum birden, kusacak gibi oldum
olur öyle dedi palyaço,
herkes alçaktır biraz
otur ulan! dedim, bağırdım ona
ben bazen bağırırım biraz
rakı doldur! dedim, eksilmesin!
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim
ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim
örneğin;
geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim
ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz
v.
kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan
ben sevmezdim dedim, yalan
dedi
bunu palyaço söyledi
palyaço söyledi, ben yazdım
yazmasam, alçak olacaktım
hem ben roman da yazdım biraz
bazen diyorum ki, palyaço,
sen olmasan ben ne yaparım
alçakça eksilirim belki biraz
her yağmur yağışında yerindi dibine girerim
hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki
ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi
biraz biraz anlıyorum ki,
yüzler eller, o terli vücutlar filan
her şey plastikmiş biraz
vi.
haydi sirtaki yapalım palyaço
rakı doldur, yine eksildik biraz
çocukları eğlendirmek değil de korkutmak ve korku ile bağlılığı bir arada tutmak için icad edilmiş bir tiptir sanki. o yüzden amerikan sineması the clown gibi ıt gibi filmler çekti zamanında. hatta palya.o maskesi bir korku unsudur. bir palyaço bırakın komik olmayı, dehşet bir görünüşe sahiptir esasında.