esasında iyi çocuktur. sözlüğe verdiği önemi uzun yazılarından anlayabiliriz. ayrıca tartışma adabına da hakimdir. aynı başlık altında tartıştığı kimselerden başkaları gibi "bazı salaklar şöyle diyor" falan diye bahsetmez. yani genel olarak hakarete eğilimli biri değil.
ama kardeşim öyle bir huyu var ki onun bu iyi özelliklerini bir anda alaşağı ediyor. sözlüğün hıncal uluç'u olma yönünde büyük katkılar sağlıyor. bu huy her şeyi ben iyi bilirim huyudur.
mesela kendimden örnek vereyim. futbol ile siyasi bazı konular haricinde bilmediğim konulara bodoslama dalmayı hiç sevmem. fakat bu arkadaşın hülya avşar'ın her iş sektörüne dalması gibi sol framede gördüğü birçok konu hakkında otorite gibi yazılar yazması ilgincime geliyor.
mesela spordan açalım konuyu. futbolu, beşiktaş'ı, çarşı'yı tüpçü başkanın acizliğini bir tek bu arkadaş tastamam bilir. formula 1'de hangi pilotun ne mal olduğunu, teniste kimin gıcık kimin iyi kalpli olduğunu bu arkadaş hemen çözer. siyasi konularda bu bilme olayı daha bir über hal alır. ekonomiyle ilgili konularda tüm hükümet üyeleri yalan yanlış şeyler bilip söylerken bir tek bu arkadaş ülkenin ekonomik olarak düzlüğe nasıl çıkacağının sırrını bilir. ya da bir yerde bir olay olur hemen bu arkadaştan öğreniriz o olaya karışan kişilerin aslında ne mal olduklarını. kimlerin hangi örgütlerle bağlarının olduklarını, kimin dost kimin düşman olduğunu bu arkadaş söyler her zamanki gibi. ya da ne bileyim şimdi şuracıkta osursam belki içerdiği kimyasalları bile bilecek.
pek sevgili arkadaşım tamam yaz kimse sana niye şunu savunuyosun falan demez diyemez. ama her konu hakkında bir tek benim bildiklerim doğru düsturunu bırakmazsan komik duruma düşersin ki benim bakış açıma göre düşüyorsun. neyse selam söyle.
ülke gündemini kanal 7'den başka bir yerden takip etmeyen kişilere ağzı ile bile gülmeyen yazar.
kıdem tazminatı ödenen prim gününe göre ödenen bir tazminattır bebek.
yani, 5000 gün prim ödeyen birine ödenecek prim ile 2850 gün prim ödeyen birinin kıdem tazminatı bir olmaz.
ayrıca bebek, ihbar tazminatı da, işverenin çalışanı işten çıkarırken ilgili kurumdaki çalışma süresine oranla ödenen bir tazminattır.
3 sene çalışan birine ödenecek kıdem tazminatı ile 18 sene çalışan birine ödenecek kıdem tazminatı aynı değildir.
bazı arkadaşlara öncelikle bunları iyice öğrenmelerini tavziye ederim yoksa komik olmanın ötesine geçiyorlar.
kanal 7'den okursan haberi "tekel işçileri'ne 41 bin'er lira ödenecek" dersin. ancak, çalışma ve sosyal güvenlik bakanı açıklamasında aynen şu cümleyi kullanmıştır, "8.364 tekel işçisinin iş akitleri sona erdirilip, kendilerine ortalama 41.000 lira kıdem ve ihbar tazminatı ödenecektir" demiştir.
diğer yandan bakınız şöyle bir şey var über stajyerlerin söylediği;
--spoiler--
emekliliği gelenler de 41000 lira kıdem ve ihbar tazminatı alacak. el insaf...
--spoiler--
yani über bilgi sahibi stajyerler 8.364 kişinin hepsinin emekli olacağını zannediyor? 2.500 lira maaş alan ve emekliliği hak etmiş bir kişi minimum 1.800 lira emekli maaşı alır ay balam. binlerce kişi de 1.800 lira maaş alacakken kusura bakma gırtlağını yırtmaz.
ayrıca, savunduğumuz nokta da şudur ki, 2.500 lira maaş alan ve emekliliği hak etmiş birinin kıdem tazminatı da minimum 75.000 liradır! süper araştırmacı gençler ise 41.000 buyurmuşlar.
entrylerinde bol miktarda arjen kelimesini kullanarak laik, demokratik, çağdaş türkiye cumhuriyeti'ni koruma görevine halel getirmiş eski vatan sevdalısı, zamanın pırıl pırıl cumhuriyet aydını. hakikaten bir ahde vefa vardı ona noldu?
bu arada onca kişi hakkında zilyon tane entry kusanların kendilerine yapılan 1 (bir) adet eleştiriye nasıl tepki verebileceklerini de görmüş olduk. he he ben bilirim bana sor.
durmadan bahsediyor, yok 11 eylül, yok kemal derviş programı, yok likidite bolluğu, yok mortgage krizi, yok işsizlik oranı, yok sıcak para, yok finans sektörü, yok iletişim sektörü, yok imkb'nin sahipleri... bir sürü oran, miktar falan veriyor.
geçen özel mesaj attım, "yahu bu iş öyle rakamlarla falan olmaz, sen nasıl akp'nin ekonomi politikasını eleştiriyorsun yapılanları görmüyor musun? ekonomi konusunda?" dedim. dedi ki bana; "ne yapıldı ekonomik program olarak, derviş programından başka, imf programından başka", ben de ayarın kralını vererek cevabımı yapıştırdım "sen göremiyorsan, ben sana nasıl göstereyim, bilgisizliğine yan".
böyle de bilgisizdir kendisi. yahu ekonomi böyle dünya borsalarından örneklerle verilerek mi açıklanır allasen? çay, simit, makarna gibi argümanlar dururken yok resesyonmuş, yok likidite bolluğuymuş bilmem ne.
yorgun bir istanbul gününde hanemizi şenlendiren kardeşim. dosttur, özeldir, kıymetlidir kim ne derse desin...
zorlu bir ilişkinin sürüncemelerinde yanımdaydı ve bir pazar günü yola çıktık onunla. beyoğlu'nun tam girişinde "abi içimde bir his var bugün onları elele görecegiz" dedi. dedim "lan oğlum koca istanbul burası, hem ne alaka bizim başka bir işimiz var". akabinde beyoğlu sokaklarını turladık ve yolu yarıladıktan sonra "bro hadi kafeye çıkalım" dedim. fakat hisler adamı paleface hiç oralı olmadı ve "bro gs lisesine kadar yürüyelim" dedi. deli gibi yürümeye devam ettik ve tam istiklal'in sonlarına doğru o'nu ve yeni sevgilisini el ele gördük. ikimizin de eli ayağı boşalmıştı. ama sanki ben daha çok etkilenmiştim. bu şahsı muhterem bir şeyh edası ile ne dese tutuyordu. bir taş bulduk ve soluklanmak için oturduk zira durumumuz iyi değildi. o sırada kaval çalan bir sokak şarkıcısından şu acılı ezgiler dökülüyordu...
"duydum ki unutmuşsun, gözlerimin rengini"
2 dk oturduk ve o an paleface dese ki "ben peygamberim" vallahi inanırdım. adam ne dese birebir yaşadık o gün. kendimize geldik ve toparlandık akabinde kafeye çıktık birer çay içtik. burukluğu üzerimizden hızlı attık allahtan...
hayat o gün acı şeyler gösterse de hayırlı olana dogru bir yelken açmasını sağladı kardeşimin. şimdi güzel bir işi var ve çok yakında iyi yerlere gelecek, eminim.
iyi bir işi mutlaka iyi bir eşle de taçlandıracaktır. hayatın tüm güzellikleri seninle olsun.
gördugum ve anladıgım kadarı ıle kendısının elestırılen tarafı cahıl cahıl yazmak değil, gercekten bildiği konulardaki yazılarındaki en iyi ben bilirim tavrı. kimse ona yanlış biliyorsun kardeş dememiş, sadece bir eleştiride bulunulmuş. o kadar kişi hakkında en acımasız eleştirilerde bulunan bir yazarın(paleface) da bunu bu kadar büyütmesini mantıklı bulmuyorum acıkcası. birileri de elbet seni eleştireceklerdir, büyük ihtimalle bu hazımsız tavır eleştiiride bulunanı bir kez daha haklı cıkarmıstır. cunku göruldugu uzere kımse paleface'e su yazdıkların yanlıs dememiş, doğru yazsan da bu ben bılırım tavrın ıtıcı denmiş, hepsı bu, büyütmeye gerek yoktur.