çaparayla tutması eğlenceli olmasa da devamlı tekneyle gezindiğiniz için sıkıcı olmayan balıktır, öyle denk gelir ki kimi zaman çaparaya onlarca vururlar zar zor çekilirler tekneye, amatör balıkçı olarak havalar çok soğumadan çıktığınız için palamutun pahalı zamanında bir avdan çıkıp aldığınız yüze iki yüze yakın balık karada okuttuğunuzda adamı birkaç günlüğüne zengin eder, ama tabi açılıp elleriniz boş döndüğünüz günler de olabilir. bununla beraber ahım şahım tadı olmasa da baymadan yenilebildiği için güzel balıktır. Palamut zamanı balıkçı kökenli aileler bu balığın buğulamasını sabah kahvaltısında bile yerler. Ayrıca Karadenizde mangalı pek yapılmaz, hamsi gibi değildir yani. Zaten hiçbir balık hamsi gibi olamaz, çünkü hamsi balık değildir kurt da hayvan değildir.
bu yıl özellikle bayram öncesi çok bol tutulan ve bu nedenle ucuz olan bol yağlı gezici balık. tekne fiyatı tanesi 2 liraya kadar düşmüştür. büyüklerinden seçilip lakerda yapıldığında çok lezzetli mezesi olur.
sıcak helva ile servisi ve tarifi şu şekilde olan balıktır;
halka kesilen palamutlar güzelce yıkanır, süzülür. ayrı bir kaba zeytinyağı, 2 adet ortaboy gümüş soğan püresi, kekik ve 2 diş sarımsak karışımı hazırlanır.
süzülen balıklar bu karışım ile iyice karıştırılır. balık bu şekilde 30 dk terbiye edilir. balıklar borcama dizilirken üzerlerine terbiye edilen sos dökülür. halka kesilmiş limonla fırına sürülür.
200-250 derecede 20-25 dk pişirilir.
hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli palamut işte karşınızda.
sıcak helva:
500 gr. sade ya da kakaolu helva, 1 adet limon, yarım kaşık tereyağı, 1 su bardağı süt.
malzemeler karıştırılır, limonun suyu karışıma eklenir, limonun kabuğu ince ince kesilir ve bir miktar kabuk ( çeyrek limonun kabuğu) karışıma eklenir.
kıvam boza kıvamı olana kadar helva ezilir. karışım küçük güveçlere doldurulur 200 derecede 15-20 dk. fokurdayana kadar pişirilir.
bu yıl bol olan, benim de epey bir yediğim balıktır.
hatta zor günler için bir kaç tane de alıp buzluğa depoladım. rakıya zam gelmiş olsa da en azından palamut bol. varsın rakı yerine bira içelim yanında.
mevsimine ve buyuklugune gore pisirme usulleri vardir. olta palamutu ise sakin verecegim tarifi yapip mundar etmeyin. izgara veya tavasini yapin. buzhane, yani norvec uskumrusu tabir edilen cinsten ise izgarasida guzel olabilecegi gibi firinda da yapilabilir.
tepsiyi sivi yagla guzelce yaglayin. bol miktarda halka sogani dibine doseyin, balik tepsiye temas etmesin. baliklari dizin, bosluklara bol miktarda maydonoz doldurun, maydonozlarin uzerine mantar tikistirin, bol karabiber ve tuz ekleyin, ince bir yag gezdirip 1 bardak kadar su ekleyin. suyu fazla ekleyip buglama sevdasina gitmeyin, corba olur. az olursada kurur, aman dikkat. zaten baligin cani ne ki? hemen piser.
simdi en zor kismi: mahallenizdeki lahmacun firinina is saati olamayan bir zamanda kararli bir sekilde gidip, tepsiyi pisirmesi icin elinizden gelen ikna yontemlerini deneyin. ben iftar saati bile ikna edebiliyorum, eminim sizde basarirsiniz. haa, evde firininiz varsa 200 derecede 15-20 dakikada pisirip hic adamin firinini kokutmayin. sonra sagda-solda laf ediyor pzmenk.
bundan bir beş sene kadar önce her köşe başında tanesi 1 liradan satılacak kadar bol olan eti sıkı tombik bir balık türü.
öyle ki sözü geçen devirde babam bir yarım metrelik palamut ile eve gelince oldukça ürkmüş idik. düşünsenize akşam kapıyı açıyorsunuz, elinde şşek kadar bir balık cesedi ile baba karşınızda.
tezgahta ameliyat edilmeden uzun uzun bakıştık 50 cm'lik palamut beyle. bey diyorum ya bilemedim, belki de hamfendi idi.
çok lezzetlidir palamut. hele yağlısının fırını muhteşem olur. sonbaharın ilk günleri bunların bebe olanları düşer pazara ki adına çingene palamudu denir.
çoğu açık göz balıkçı ise donmuş uskumruları bu balığın adı altında satmaktadırlar.
balık olarak düşündüğünüzde uskumrugillerden, kemikli, eti hafif kararmış, pek leziz olmayan balıktır. latincesi; iriliği ya da ufaklığı hesaba katılarak farklı isimlere bürünebilir ama genel olarak sarda sarda diye seslenebiliriz.