- Canım, akşama bir değişiklik yapalım dedim ve bugün balık aldım. Sürekli ot, makarna baydı artık.
- Çok iyi düşünmüşsün de aşkım, ben bunu yapamam. Yani ben balık görünce bir tuhaf oluyorum, dokunamam ben ona.
- Eeee kendi kendine pişecek değil ya.
- Hayatım cidden, ben ona bakamıyorum bile. Sen ki, temizle, pişir diyorsun.
- Ben mi pişireceğim lan bunu?
- Ne yapayım aşkım? Hadi canım, pişiriverirsin sen artık.
(Mis gibi kokular eşliğinde, balık fırından, tavadan, her ne zımbırtıysa işte; oradan çıkar.)
- Canım, balık oldu mu? Hadi sofrayı hazırlayıp yiyelim.
- Her türlü boku bana yaptırdın, şimdi yersin ama değil mi? Hadi ordan!