Gerçekten efsane bir tek çocuk kitabı varsa o da bu kitaptir.
Çocukluk arkadaşlıklarımı bu güne kadar getirmemi sağlayan zihni alt yapıyı oluşturmuştur bende.
Herkes okumalı.
okumaya ara verdiğimde olacakları, olmasını istediklerimi bir bir düşündüğüm ama nemeçekin ölümüyle herşeyi tersine çevirmiş olan, erkekliğe bok sürmemek için gizli gizli ağladığım kitaptır.
duygulanmayı ağlamayı belki de keşkeleri öğreten kitaptır.
içindeki dostluklara, mahalle ortamına gıpta edilen ; apartman çocuklarını biz niye böyle olamadık diye üzmüş kitaptır. zaten kendisi de üzücüdür ama spoiler olmasın şimdi.
öğretmenimin zoruyla okuduğum ve bana kitap okuma aşkı kazandıran roman. ilerde çocuklarım olursa mutlaka onlara bu kitabı okutturacağım. sonunda ağlamıştım ve uzun süre etkisinden kurtulamamıştım.
bu kitabı okuduktan sonra okunan kitaplar bir süre tat vermezler. Döner tekrar bunu okursunuz. En iyi çocuk romanlarından.
Kitabı okurken her karakter için bir çocukluk arkadaşınız canlanmıştır kafanızda...
11 yaşındaki macar öğrenci dani bodnar okul ödevinde erno
nemeçek'in kendini feda etmesini şöyle anlatır: "kendimi
çok kötü hissettim. niye arsa için savaşmak zorunda olduğumuzu
düşünüyordum. çünkü orası bizim ülkemizdi, bizim oyun
sahamız, öyle bir yer ki ateşler içinde olsak bile uğrunda
savaşmalıyız. arsa bize göre bizim vatanımızdı çünkü."
türkiye'de örneğine çok rastlamadığımız türde müzik yapan indie folk grubudur. internet üzerinde çok az şarkıları olmasına rağmen, insan ister istemez 'bu çocukların geleceği var' diyor. inşallah devam ederler de güzel müzik dinleriz efendim.
orta okulda okuduğum ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen unutamadığım süper kitap. nemecek ve stardi isimlerini hatırlıyorum sadece. fırsat bulduğum da tekrar okuyacağım.
çocukken hep okumak isteyipte bir türlü başlayamadığım roman.ne zaman gözüme kestirsem başka bir kitap daha güzel gözükürdü gözüme bu yüzden hep ertelerdim,bu bitsin sonra seni okuyacağım söz veriyorum derdim.yıllar geçti ben hala bu romanı okumadım ve kitaplığımda duruyor.
ilk okuduğumda çok beğendiğim, üzerinden biraz zaman geçince -bu zaman geçerken ben şeker portakalını da okudum- güzel ama öyle abartılacak bir yanı da yok dediğim bir çocuk klasiği.
çocukluğumda okuduğumda gözlerimden bir kaç damla*** yaş gelmesine neden olan kitap. nemeczek'in ölümüyle ilk defa hayatın toz pembe olmadığını anladığım, ama hep toz pembe olmasını istediğim kitaptır.**