güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgiler ve birinci tekil şahsıma doğrudan yapılan telefon aramaları ve bu mevcut aramaların içeriğinin küfür, ve hakaret içerikli olmasına dayanılarak bu açıklamayı yapmam uygun görüldü.
uludağ sözlük bünyesinde geçtiğimiz güne kadar aktif halde yazarlık yapmakta olan alan shearer nickli şahıs düzenlemiş olduğum bir zirvede kendisine verdiğim cep telefon numaramı, yine uludağ sözlükte aktif bir şekilde yazarlık yapan saylon muzaffer in numarasıdır diye facebook ve benzeri interaktif kanallardan siz sevgili uludağ sözlük yazarlarına dağıtmaktadır.
saylon muzaffer inmiş gibi gösterdiği bir facebook hesabı da alan alan shearer , başkalarıyla dialoglara girmekte ve büyük bir olasılıkla atıp tutmaktadır. karşılığında da şahsıma ait bir telefon numarası vermektedir.
şimdi entry silinmiş olduğu için bakınız veremicem ama, heloderma adlı yazarın itirafını hangi akla hizmet olduğu anlaşılamayan bir mantaliteyle yorumlamış, kendine ve diğer erkek yazarlara pay çıkarmış, bu itiraftan mütevellit, bayan yazarın özel mesaj kutusunun alev alev yandığını ortaya atmıştır.
insanları iki dakkada yaftalamada üzerine yok bazı yazarların. gerçekten. kızın yazdığı entry biraz espri biraz geyik tadında. entryi okuyunca meali hemen anlaşılıyor. sözlük yazarlarının itirafları başlığı, bazen bu tip esprilere, gerçek dışı entrylere maruz kalabiliyor. misal geçenlerde o başlığa bi yazar: 'dün kapıma gelen davulcuya şöyle şöyle yaptım, kovdum' gibisinden bişi dedi. bi kaç entry sonra başka bi yazar 'o davulcu bendim' dedi. şimdi biz, yani azcık mantığını kullanan kesim olarak biz, biliyoruz davulcunun o yazar olmadığını. ortada bir esprinin döndüğünü biliyoruz. bişi demiyoruz. ama bi bayan çıksın, sözlükte şu anda da çok revaçta olan yalnızlığa ithafen bişi yazsın, duygularını hafif esprili bi şekilde belirtsin, abovvv! hemen çakal kesiliyoruz. kendimizce entryi geyiğe bağlıyoruz. piyasaya uygun kaliplarla yazarı dalgaya almaya çalışıyoruz. özel mesaj kutusunun ısısını ölçmek istiyoruz. çok tespitkarız çünkü. acaip.
'özel mesaj kutusu alev alevdir. hesabıma bahse girerim. ahmet çakar gibi. hehehe' demişsin güzel kardeşim. e şimdi kız diyo ki hayır hiç de özel mesaj gelmedi. noldu? kapatacan mı hesabını? yoksa ahmet çakar gibi kıvırıcan mı? ama sen kıvır boşver. hesabını kapatma. bu sözlüğün senin gibi kaliteli yazarlara ihtiyacı var. biz görmezden geliriz lafını yutmanı. hem zaten entry de silinmiş. kimse ispatlayamaz. heloderma da kesin yalan söylüyodur di mi? haklısın canım.
yalnız ben bi de şuna takıldım. belirtmeden geçemicim efenim, heloderma nın entrysinin en beğenilenler listesine girmesi üzerine rapper ninja ya seslenmiş bizimkisi: 'vay be rapper ninja' demiş. 'seni bile geçmiş entry. helal.'
şimdi bu ne demektir allah aşkına? heloderma vasıtasıyla rapper ninja ya göz mü kırpıyosun? 'rapper ninja tanıdıktır. asker arkadaşımdır. gangayık' mesajı mı veriyosun?
ben bu sözlükte yeniyim. 6. nesilim. iki ay olmadı sözlüğe geleli. tam bilmiyorum aydınlatın, rapper ninja nın yazdığı her entry istisnasız birinci entry mi oluyor? kimse o entryleri geçemiyo mu? hayır ben rastladım geçildiğine gerçi ama, hani böyle bi durum varsa biz de haddimizi bilelim. ona göre davranalım. bi yazarın entrylerinin kaliteli olması ayrıdır; her entrysinin tartışmasız en iyi olması, hiç bir entrynin o entryleri geçme saygısızlığı yapamaması ayrıdır.
şimdi rapper ninja da eminim çok üzülmüşür amanın entryim geçildi diye. karalar bağlamıştır. rapper ninja yı bile geçmiş... vay be... büyük olay. sen geçemedin galiba yavrum hiç rapper ninja yı. ay kıyamam. söyleseydin biz artılardık bol bol seni.
bi yazarın nick altında başka bi yazarı göklere çıkarmak da yeni saygısızlık trendidir bence. başka bi şey değildir. hayır postmodernizmde son nokta falan dicem ama onla da alakası yok. zaten yazarımızın hemen hemen hiç bi şeyle alakası yok. nick altı yazılarla beslenmeye çalışmaktan başka.
'heloderma nın avukatlığını mı yapıyosun?, kankiş canciş olayları mı hımmmm?' diyen yazarlar da şöyle yamacıma gelsinler efendim. gelin gelin... yaklaşın... he ya aynen öyle yapıyorum şekerler. şimdi benim mesaj kutumu da alev alev yapın lütfen. heloderma nın monitörünü yakmışsınız sıcaktan. benimki hala duruyo sönük sönük. çok kıskanıyorum. nolur.
(#5972675) no lu entryden pek bir şey anlayamayan ve bu bağlamda 4 gigabyte limitli idrak hakkı bulunan yazarla aynı ortamı paylaşan yazar. ki buna rağmen bile zevk almakta. en nihayetinde yasak aşk yaşıyor burada !
nasıl söylesem, nasıl anlatsam aklımdakileri birer birer. utanmıyorum az sonra bahsedeceklerimden. utansam yazmazdım, yazamazdım..
hem spor yapmak, hemde aklımdakilerden bir nebze olsun uzaklaşabilmek adına kahvaltımı bitirdikten sonra caddebostan sahile bisikletimle gitmiştim. aklımda eve gidince nefret ettiğim ve ikinci kez alttan aldığım diferansiyel denklemler dersine çalışma planlarım vardı. kendimi tamamen motive etmiş bir şekilde eve dönmek ve çalışma masamın başında diferansiyel denklemler çözümlü örneklerini kendi başıma çözmek ve sonrasında karşılaştırmak istiyordum.
motivasyon kısmını tamamen halletmiştim. dönüş yolunda mp3 çalarımda pink floyd abilerimiz we don t need no education dediler defalaca. aldırmadım.
sokağıma girmiştim. ilk gördüğüm apartmanın önünde teyze ve halalarımın arabaları olmuştu. buruk bir sevinç sarmıştı içimi. kahkahalar, gülüşmeler olacaktı bol miktarda. neyse dedim, ne olursa olsun diferansiyel denklemler dersime çalışacak, verecektim bu sene dersi.
apartman kapısını açtım. kulakları sağır edercesine kadın kahkahaları şok etkisi yarattı kulaklarımda. korkarak asansöre bindim ve 2 yi tuşladım. dairemin önüne geldiğimde içeriden bir stadyum dolusu insandan çıkamaycak ölçüde, çarşının bile önünde saygı ile eğileceği bir desibel şiddetinde ses çıkıyordu.
kapıyı açtım. gördüğüm manzara ürkütücüydü. içeride yaklaşık 30 kadın vardı. kimdi bu kadınlar ? niye avazları çıktıkları kadar bağırıyorlar, dedikodu yapıyorlardı ? niye kahkaha atıyorlardı ? beni korkuttuklarının farkında değillermiydi ?
o anda radarlarında beni farketmiş olmalılarki salondan hole doğru sesler gelmeye başladı. annem aralarında görünmüyordu bile.
içlerinden bir tanesi süt annem olduğunu hunharca bağırarak söylüyordu. beni bağrına basıyor, nefesimi kesiyordu. süt oğlum diyordu bana durmadan.. süt anne de neyin nesiydi ? aman allahım yaşını başını almış kadınlar ne kadar da büyümüş, yakışıklı bir delikanlı olmuş diyorlardı benim için.
tanımıyordum bu kadınları, beni korkutuyorlardı. içlerinden bir tanesinin ilkokuldaki müdirem olduğunu öğrendim. şimdi mühendis olduğumu duyduğunda beni sevgi seline boğmadan önce oradan hemen uzaklaştım.
herşey bir kabus gibiydi. olanda benim diferansiyel denklemlerime olmuştu. 3 senemi vermiştim lan sana diferansiyel denklemler. seninse bana verdiğin 30 küsur kokana.
#5733399 entry'si ile beni benden alan yazardır kendisi. yakın zamanda süper de bir zirve organize etmiştir. gayet iyi klavye çaldığı da kulaklara küpe olmuştur. zaten en sevdiğim parçalardan birinin ismini almıştır, nedir, ne yapmalı? saygıyla selamlamalı. belki birgün birlikte çalarız paint it black?
(bkz: hey yavrum hey)
adalarda modalarda zirve düzenlemeyi kafasında kurup, gittiği zirvelerde insanları alttan alttan dolduran organizatör yazar.*
ama adalarda zirve varsa gidilir be.
