gerçekte ne olduğunu anlayamadığım ama kırmızı başlıklı kız masalındaki kurttan bile daha üst seviyede olan, bir zamanlar daha çok okyanus adı altında yazan yazar.
Judas Priest'in 90'da çıkarmış olduğu hem albüm hem de albümdeki ilk parça. Açıkçası; Judas Priest bu albümle eski albümlere göre daha da sertleşmiş olarak, %100 heavy metali temsil etmiş oldu. Gerçekten olağanüstü bir parça. Parçanın enstrümanları yeter... Ayrıca Chuck Schuldiner babamızın da coverı pek gaza getirici olmuş; Death'e de bu yakışırdı.
çok hoş bir shoot em up oyunu yalnız boss ların gayet iri ve belirli taktiklerle yok ediliyor olmaları oyunu zor kılıyor. oyunu kolayda oynarsanız tarot kartlarını toplayamıyorsunuz ve düz bir shoot em up a dönüyor oyun. kolayın üzerindeki zorluk sevileri de en yukarda yazdığım durumu meydana getiriyor. aralık 07' de level dergisiyle ücretsiz dağıtılan oyundur ayrıca.
kısaca konusu; sevgilisiyle partiye giderken trafk kazası geçirmiş, eşiyle beraber kazada ölmüş; fakat eşi cennete girebilmişken bahtsız karakterimizin, cehennem ile cennet arasında bir yerde sıkışması ve bu dünyadan bir varlık ile anlaşma yapıp bu boyuttan sadece yeteri kadar yaratık öldürdükten sonra kurtulabileceği ve saflaşabileceği* briefing ini alıp önüne gelen geçen tüm yaratıkları ve bölüm sonu bosslarını alt etmeye çalışması ve cennete, sevdiğinin yanına ulaşmaya çalışmasıdır.
keşke okulda gördüğümde daha çok yanında kalsaydım dediğim can yazar. Kız işi zaten yalan oldu boşa gitti valla *. aynı hata tekrarlanmayacak ahanda bu da benim sözüm olsun. Her zaman bekleriz efenim.
kafa dinlemek adına gittiğimiz datça'da bol bol eglenip, yüzüp, moral depoladığımız, tüm sorumluluklarımızı unutmanın verdiği keyifle ve bronz tenimizle bomba gibi ankara'ya döndüğümüz dostum. her daim eğlenilen, özlenilenlerden.
o kadar zirveye gittik geldik oturup uzun uzun muhabbet etme şerefine ankara su yoksa bira içsinler zirvesi'nde nail olduk , muhabbeti hoş , kendisi delikanlı , ağır oturaklı yazar .
tell me who is next?
and who was the last one?
no word to disturb this endless beauty,
a single thought will prove me wrong!
a single thought will prove me wrong.
as if it was my last one!
come see, without the color.
there`s nothing left to love.
say good-bye to all your memories.
don`t ask me why!
i count my yesterdays.
soul surgery, electric dream treatment,
eyes turned blind that once could see...
es gibt kein zweites wiedersehen.
im schlaf, mein bruder.
wirst du mich schon verstehen.
bevor ein neuer tag vergeht, nur du.
fangst du mir einen traum.
so please be quiet in this room,
this is a place of silence.
geç kalınmış bir doğum günü kutlmasından dolayı kendisinden özür dilediğim yazar.
kanka, doğum günün kutlu olsun. şu yeryüzünde her istediğin gerçekleşsin. ne kadar doğum günün de bazı engellerden dolayı yanında olmasamda kalplerimizin daima bir olduğunu unutmamasını dilediğim can. **
geçmiş doğumgününü tekrardan* kutladığım canımın içi yazar. şu sözlükte iyi ki tanıdığım dediğim, her daim muhabbet etmeye bayıldığım, sağlam içen, çılgın dans eden en bi sevilen dostlardan. her zaman böyle gülen gözlerle etrafa bakman dileğiyle iyi ki doğdun painim diyor ve artık çapkınlığa ara vermeni temenni ediyorum**
kuzen takımı, yeraltı teşkilÂtından. her ne kadar bi hâtun yapıp artık zaatalimizi sormaz olsa da(sitem) entry yoluyla kendimizi bir hatırlatalım isteriz.
yolun üçte birini tamamlayanlar kulübüne hoş gelmiş doğum günü çocuğu.
pastanı adresine gönderdim, içinden dansöz çıkacak.
