herşey çin'de düşen insanlar videosu ile başladı,
medya, sosyal medya ve devletlerin yolu ile korku iklimi yayıldı,
ve her türlü yasak, kapatma oldu dünya genelinde.
türkiye gibi ekonomi politikası malum olan yerde de olunca bu yasak,
lebaleb kongreler yapılırken ped satışı yasaklanınca,
90 yaşındaki kişinin yüzde 2 ölme ihtimali yüzünden muhalifler bile yasak, otokrasi isteyince,
işyerleri kapanınca, şirketler, kişiler zarar edince,
devlet destek olacaz diye daha fazla vergi artırmak zorunda kaldı,
ve zamları şirketler böyle artırdı,
türk lirasının değeri böyle kaybolmaya başladı,
çünkü malum ekonomi politikaları, kur dengesizliği, borsa dengesizliği vb.
şimdi bu yüzden gezmek, tozmak, yemek, içmek, eğlenmek gibi sıradan ihtiyaçlar bile lüks.
5 liralık tostu şimdi 50 liraya yiyorsun,
bir öğrenciyken, içkin, sigaran, kumarın yokken bile,
sadece temel yemek içecek ihtiyaçlarını karşılarken bile,
bazen 3 öğün değil, 2 öğün yerken bile
günlük 140-210 liran gidiyor.
1 öğün 70 lira, 3 öğün 210 lira.
bir de çay tatlı kahve derken
40 lira.
günlük 250 liran gidiyor.
bir de 200 liradan ekstra market alışverişi yaptın mı,
bu aylık 7500 lira yapıyor.
tatile geldiğinde hiçbir yeri gezemedin.
adam akıllı bakkala bile gitmedin.
sadece 3 günlük sütlaç, limonata için 70 lira borcun var.
50 lirasını anca verebildin.
karta kredi yatmış zannediyordun, ama yatmamış.
Her şey bir şahsın Pınarhisar cezaevine düşüp devamlı mağdur olması ile başlayıp ilkokul mezunu bir yavşakla beraber tüm kurumların içini boşaltması ile devam edip Ensar-mülteci oyunu oynayıp bir sürü ne idüğü belirsiz mahlukatı ülkeye doldurmaları ile geçen süreç.
Ülkede herkesin israfçı olmasıdır. Dünyaya bir daha mı geleceğim düşüncesiyle eline ne geçerse yiyip tüketmektir. Bir akrabam var çok fakir ama bütün eşyalarını yeniledi, mutfak dolabı yeniydi söktürdü yeni aldı, halılarını ona buna dağıttı yeni halı, koltuk takımı aldı. Balkona cam takdırdı. Bunları kısmen durumu daha iyiyken yaptırdı. Asla üç beş kuruş zor günler için bir kenara para koyayım, tasarruf yapayım demedi. Şimdi ise zor durumda oturduğu apartmanın kapıcılığını yapıp sokakta çöp topluyormuş. Almanlar ise bir harcar dokuzunu bankaya atarlar. Tüketen değil üreten tasarruf eden bir millet. Çünkü israf ettiği her kuruşun kendisine bir gün hayat pahalılığı olarak geri döneceğini iyi biliyor. Böyle halkı olan bir ülkede elbette fiyatlar hep sabit kalır. Göçmenlerin israfçı olmalarından aşırı rahatsız oluyorlarmış. Türk bir göçmen pizza dağıtmak için bmv satın almış. Dünyaya bir daha mı geleceğim mantığıyla...ahaha...
Cografi kesiflerdir. Daha temel bir neden yoktur. Turkiye icin bu pahalilik balta liman antlasmasi ile baslar. Tum bunlar yeni degil. Ama sona geliyoruz.
uludağ sözlük'te bile bol bol görüyoruz pahalılık düzenini destekleyenleri, kendisine karşı olanları hain ilan edenleri ve eksileyenleri...
uludağ sözlük böyleyse anadolu'yu, türkiye genelini sen düşün...
1960'larda hindistan'da büyük bir ekonomik kriz yaşanır.
temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları hiç görülmemiş bir şekilde artar. eşyalardaki pahalılık artık halkın dayanamayacağı bir duruma gelir.
halk büyük âlimlerden olan muhammed yusuf kandehlevi'nin yanına gelip bu durumu şikâyet ederek pahalılıktan ve fiyat artışından yakınırlar.
ondan bu duruma karşı ne yapmaları gerektiğini sorarlar.
kandehlevi onlara şu önemli nasihati yapar ve der ki: "insanlar ve eşyalar allah katında iki elin, iki terazinin kefesi gibidir. eğer allah katında insanın değeri artarsa eşyanın değeri düşer ve fiyatlar ucuzlar.
ama eğer allah katında insanın değeri düşerse eşyanın değeri artar ve fiyatlar yükselip pahalılık olur.
siz allah katındaki değerinizi yükseltmeye bakın ki, böylece insanın değeri yükselsin ve eşyanın değeri de azalıp fiyatlar da düşsün.
sonra halka dönüp şu ayeti bu söylediğine delil olarak okur:
"eğer o şehirlerin halkı (hakkıyla) iman edip takva sahibi olsalardı muhakkak onların üzerine gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık"
(araf, 96)
öpüşmeler sevişmeler.
kimin kimi siktiği belli değil.
yasa dışı ilişkiler almış başını gidiyor.
bunu gören Tanrı bize nasıl Cebrail melekle patates göndersin?
soğan ve envayi çeşit gıda maddesi göndermez.
çok rica ederim şu sevişme işlerini bir düzene sokalım.
taşşak geçiyorsun ama, bu şekilde inanan hatrı sayılır bir güruh var.