paganizmden monoteizme geçiş süreci

entry1 galeri0
    1.
  1. Tanrı olgusu asırlardır, kendisinin ilk ortaya çıktığı süreçten beri sürekli değişmektedir. değişen elbette ki, tanrının inanabilirliği değildir. semavi doğası her zaman mevcuttur. ama dünden bugüne değişen insanlık, uzaydan dünyasına bakmayı öğrendikten sonra, bu olguya bağlılığı, gelişim sürecini ciddi ciddi araştırmaya başladı.

    Tanrıya duyulan inanç, ilk olarak paganizmin mini tanrıları olarak ortaya çıktı. öncesinde, atalara tapınma dediğimiz, ölüden medet uman, tanrı ve şeytan gibi olguların rastlanmadığı, fetişizm de dediğimiz inanç düzlemi vardı. çok tanrıcılıkta, her tanrının otoritesi sınırlıydı. paganların dünyasında, tanrının soyut yönüyle, somut yönü iç içeydi. semavi dinlerdeki gibi, aralarında uçurum söz konusu değildi. insan ile tanrı arasında sıcak bir bağ söz konusuydu. tanrıya ulaşmak için ekstra çaba sarfetmek gerekmiyordu. istediğiniz her an, doğrudan tanrıya ulaşabilmekteydiniz.

    işte bu köklü ve kaliteli inanç düzleminden kopuş, kolay olmayacaktı. Çok tanrıclıktan tek tanrıcılığa geçişte en önemli hikaye ve detayların bulunduğu kitap olarak, eski ahit’i baz alacağız. Tek tanrının olgusal özelliklerine alışmada,bu yolla pek çok merhale tepilmiştir.

    Süreçte, tek tanrı olan Allah, yahve veya baba tanrı dediğimiz kavram, ilk başlarda kendisine alışılabilmesi için, pagan dünyanın tanrılarının özelliklerini ön plana çıkarmıştır. Bu durumun ilk tezahürünü, ibrahim’in hikayesinde görüyoruz. Adı avrahamdır o dönemler..
    Avraham ilk kez ur(urfa) dan kenana geldiğinde, tipik bir pagan gibi davrandı. Urfanın pagan tanrılarını, kenanın yerel tanrılarına değişmedi onları orada bıraktı. Oraya gittiğinde, Kenan tanrısı el'e ve oğlu baal a tapınmaya başladı.
    Paganlarda , tanrıyla doğrudan sohbet edebilmeniz olasıydı, onlar size insan formunda görünebilirlerdi. Kendisine inanmasını istediği pagan israilliler için tanrı yahveh, insan suretinde üç melek şeklinde ibrahim’in çadırına vardı. Tanrı oldugu söylenen üç meleğin, yaradılışın 18 inci babında ona göründüğü yazılıdır. ibrahim’in ishak’ı kurban etmesi de, o dönemde çok rastlanılır bir pagan uygulamanın yansımasıydı.

    Paganlardan semavi dinleri ayıran önemli gerçeklerden birisi de, algılanması ve tarifi zor tanrı figürü inanışıdır. Bunu en iyi, yakupun güreş hikayesinde görürüz. Yakup, yolda karşılaştığı bir adam ile sabah olana dek güreşir, nihayet adam yenilince “bırak beni gideyim, gün ağarıyor” der. Yakup ona “beni kutsamadan bırakmam” der. Adam onu kutsar, Yakup adama ismini sorunca adam “ismimi sorma” der. “sana bundan böyle Yakup değil israel denecek çünkü sen tanrıyı güreşerek yendin” der. Burada görüldüğü gibi, hem insan hem de tanrıyla bağdaştırılan bir varlık formu vardır. adını söylememesi ve net kimliğinin bilinmemesi, paganlardaki gibi somut ve kolay algılanabilen tanrı figürünü bir süreliğine yıkmıştır. Eski kültürlerde, birisinin adını bilmek, sizin ona hükmedebilmeniz için önemli bir adımdı. Bu yüzden, tanrıya insanın güç geçirememesini vurgulamak için ismini söylemedi.

    Bir başka önemli buluşmada ise, bu kez tanrı ismini lütfedecektir. Ancak bu defa da tanrı kendisini daha gizemli ve mistik kılacaktır. Bu görüşme, musa ile tanrı yahve arasında, sina dağı’nda gerçekleşir. Musa kendisini görevlendiren çalı formolojisindeki tanrısına: “seni ne diye çağırayım?” dediğinde rabbi ona: “ehyeh asher ehyeh(yahweh): “neysem oyum!” dedi. Aslında burada kasıtlı bir belirsizlik vardır. denmek istenen: “sen beni algılayamazsın, işine bak”tır. ilginçtir, Yahudilikte tanrının ismini boş yere ağza almak, islamda Allahın adını yemin olarak vermek günahtır. Sanırım bu pagan inanışından ileri gelir.

    insanın tanrısını algılayabilmesinin olanaksızlığına vurgu yapa bir başka delilde, Musanın bulut üzerinde gelen tanrıyla konuşmasıyla gerçekleşti. Tanrı, dağın üzerine bir bulut suretinde çöktü ve inanca göre elini musaya uzattı. Bu bir başarıydı ancak gizil anlamı da şuydu: “Evet!, tanrıya yakın olabilirsin ama sakın onu algılama zahmetine girme. kafan almaz çünkü.”

    Artık, tanrı olgusu, insanın zihinsel fonksiyonlarından, düşüncesinden münezzeh kılınmıştı. Algılamak zordu, ismi net değildi.
    Pagan tanrılardan monoteizme geçiş süresince, en önemli değişiklerden birisi de, on emirde geçen: benden başka tanrıya tapmayacaksın sözüdür. Bu yeni tanrıya alışmak zor olur. insanlar, musa dağdayken bile onu beklemekten sıkılırlar. Bir altın buzağı yaparlar.
    Bununla israilliler, tanrıya yakınlaşmaya çalıştılar belli ki, sıktı yeni tanrı onları. Ataları ibrahim ve Yakup gibi...
    Bu geçiş süresince, en büyük sıkıntıyı kuşkusuz peygamberler çekiyordu. Tanrıların zulümlerine katlanıyorlardı. Yine de o tanrıyı bağışlayıcı ve merhametli olarak tanımlıyorlardı. Örneğin, danyal peygamber aslanların bulunduğu bir kuyuya atılmıştır. Peygamber zülkifl’ten ise, kendi dışkısını yemesi istenmiştir.
    tanrının insana uzaklaşmasının önemli bir konusu da, ilyas’ın sinada tanrıyla karşılaşmasıdır. Tanrının görkeminden sebep deprem olur içinde tanrı yoktur, rüzgar eser yağmur yağar, tanrı yoktur. sadece belli belirsiz bir sesin içerisindedir. Yani, tanrı doğal olayların içerisinde değildir. Oysa, daha 1300 yıl öncesinin pagan tanrısı, tüm doğa olaylarıyla gücünü gösterir. Örneğin, yunan mitolojisinde gök gürültüsü, tanrının insanlara bağırışı olarak yorumlanırdı. Bu tanrının kızdırıldığı anlamını taşırdı.
    Bir karşılaşma da, yeşaya kitabında geçer. peygamber Yeşaya, tapınaktaki tahtta tanrı ile karşılaşır ve onun görkeminden dolayı ölüm korkusu yaşar.
    insanımız babil Sürgünüyle başlayan eksen çağı’na dahil olduğunda, dünya teoloji tarihi muazzam bir değişiklik yaşadı. Bu dönemde bazı israilliler, rableri yahveden umudu kesmişlerdi. Çünkü, başka bir toplumun hegemonyasında, ibadet yapmak güçtü. Artık en makul yol, yerel pagan tanrılara tapınmaktı.
    Yahudiler kudüste tapınağa yakınken tanrıyı somut olarak görüyorlardı da. Ona çok yakındılar ama sürgündeyken, sanki onu hiç görmeyecek gibiydiler. Ancak, insan gurbete düştüğünde sılasının tadını alır O zaman, bu tanrıya bağlanmaktan başka çareleri yoktu. O halde yahve, sadece israilde değil her yerdeki Yahudileri için vardı ve kozmopolitti.
    bundan sonra gelecek iki semavi dinle birlikte, tanrı olgusu bireyselliğe yeniden düşecek, islamiyet ise, tanrı tasavvurunu hepten yok edecek, ortadan kaldıracaktı. görülen elle tutulan tanrı anlayışı, hiçbir yerde görülemeyen ama kalpte yaşatılan bir varsayıma dönüşecektir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük