padişahlar hakkında söylenmiş en büyük yalandır.
de ki;
onlar ki bakire meryem kadar kutsal eşlere sahiptirler
ve allahın yer yüzündeki elçisidirler
o halde
leylekler getirir çocuklarını
ve onlar seks nedir bilmezler.
padişahların özel hayatı olduğunu hatırlamamızı sağlayan bir mevzu. sevişmişlerdir (ki hanedan devam etmiş), kimileri aşık olmuştur, kimileri şiir yazmıştır, kimileri beste yapmıştır, kimileri bunaldığı anlarda devlet adamlarını değil de şairleri, zevk sahibi tanıdıklarını etrafına alıp yemiş, içmiş (kelimenin düz anlamıyladır, illa ki içki olmayabilir, padişahına göre olabilir de), sanattan zevk almıştır; kimileri hatla, marangozlukla, mücevher işlemeciliğiyle zaman geçirmiş, yani hobi ve el ustalığı sahibi olmuştur; kimi tarikat ehli olmaya meyletmiştir. bunlar ilginç detaylardır. bazı bölümü özel hayat olduğundan kaynaklarda çok detay bulamayabiliriz, her ıncığını, cıncığını deşmemiz de gerekmez. ama olay şudur ki, o kadar sorumluluğun ve badirenin yanında padişahlar da insandır. insani zevkleri, insani zaafları olabilir. sevinirler, üzülürler, doğru yaparlar, hata yaparlar. çok da şaşmamak lazım bunlara...
TDK'nın sözlüklerden çocuklara kakalamayı öğretiyor diyerek, halk diline yerleşmiş deyimlere üvey evlat muamelesi yapmasına benzer bir durumu örtbas etme çabasına benzer inkar etmek. karalamaların sebebi; ayıbı dile getirmezsek, yok sayarız gibi düz bir mantık yanılsamasına destek olmuştur muhtemel o ki.
elbetteki her padişah'ın da her erkek gibi bi aleti vardı ve düzenli şekilde bu işlere zaman ayırıyordu, su götürmez bi gerçek herkes kabullensin. malûm diziden hiç bahsetmiyorum...
muhteşem yüzyıl adlı dizi ile gündeme gelmiş konudur. o güzel halkım nedense padişahın sevişmediğini zannedip diziyi yerden yere vurur ama unutlmamalıdır ki padişah o haremi kurduysa süs olsun diye mi kurdu ?