Çökmek üzere olan bir devletin çökmesini onlarca sene geciktirebilmis bir padişahtır. Toprak kayiplari sultan abdulhamid in kotu yönetimi sebebiyle değil, engel olamadığı olumsuzluklar sebebiyledir.
Öyle acımasız eleştiriler yapılıyor ki sanki Abdul Hamid güllük gulistanlik devletin başına geçmis de devleti batirmis gibi!
Ayrica sultan abdulhamid islam halifesidir.
Öyle, içki içip sigara sondurmedigi masallarına delil yetersizliğinden dolayi inanmıyorum.
herhalde en kötü osmanlı padişahlarından biri. bu kadar basiretsizi az gelmiştir devlet başına. israil'e toprak vermemiş ile avunmaya devam edebilir arap artıkları ama milyonlarca türkün ölümünün müsebbibidir!
en acı olanı (bkz: teselya savaşı)
girit'in kaybedilmesi üzerine halk duymasın diye gazetelerin sansürlenmesi
karasularına girip devletine saldırmaya gelen rus donanmasına çiçekler göndermesi
bulgar prensliğinin doğu rumeli'yi işgaline ses çıkarmaması
tunus, mısır, kıbrıs, balkanlar vs saymıyorum bile...
en büyük orospu çocukları devrinde yaşamış, kendi insanı tarafından yalnız bırakılmış, jöncüler tarafından ihanete uğratılmış, israili 1 karış toprak vermemiş adam gibi adamdır.
Sanılanın aksine istihbarat teşkilatıni da kurmamış (kurmuş olsaydı olumlu üç bes isinden biri olarak sayilabilirdi) , islamcılar da dahil despotluğu döneminde herkesin nefret ettiği, 1950li yillara kadar kimsenin rahmetle anmadığı ama o yillarda muhafazakar dangozların taklitci bir kasıntılikla (atatürk 'putuna' karşı) put edindiği vasat altı sultan.
Ek; istihbarat örgutunü önce sürdürüp sonra öldürttüğü mithat paşa kurmustur.
19.yüzyılın en önemli padişahıdır ve diğer son padişahlara nazaran akıllı ve zekidir. Ama gel gelelim korkuları ve paranoyaları vardır. Bu yüzden etrafındakiler canı ile padişahı sık sık korkutup etkisi altına almak istemişlerdir.
33 yıllık iktidarı boyunca tek karış toprak vermedi masalıyla yıllarca bizi nasıl uyuttuklarını anlamak mümkün değil.
balkanlar ve kuzey afrika komple elden çıkmış lan.
onu anlamak tayyip erdoğanı anla...
şaka şaka 34. osmanlı padişahı ve 'ı can't sell even a foot of land, for it doesn't belong to me but to my people' sözünün sahibi 113. islam halifesi.
her seyi anladimda ingilterenin destegini alabilmek icin kibrisi ingiltereye vermek nasil bir akil tutulmasidir anlamis degilim, jonler seni mesrutiyeti ilan etmen sartiyla destekledi, topraklari dusmanlarimiza peskes cekmen icin degil, boyle bir adam icin cennetmekan diyorlar bide, istedigi kadar fedakar olsun, islahatlari tahtta kalmak icin yapmistir, gercekten kendisini degilde milletini dusunseydi istibdat sacmaligini osmanlinin basina corap etmezdi, gunumuzde bu hatalari" yok efendim kisisel esyalarini satmis darulacezeyi kurmus yok emir vermis sisli etfali kurmus, futbol takimlarini kurmus" gibisinden sivamalarla ciddi sekilde ortbas etmeye calisilmaktadir, uzerine adami putlastirmaya basladilar son khk dan sonra , murat bardakci dayanamamis haberturkten kovulma ugruna yazmis abdulhamit yazisini, putlastirmanin bu kadari diye, hakkaten de oyle, putlastirmanin bu kadari..
Hakkında en çok iftira kampanyası başlatılan bir padişah…
Devrinin insanların anlayamamasının geçelim, vefatının yarım asır sonrasında azda olsa anlaşılmaya başlanan, şimdilerde ise tamamen anlaşılmaya çalışılan, suikasta, ihanete, iftiraya, istibdada sürüklenen zihni fikir çilesi ile dolu bir padişah…
Necip Fazıl’ın “Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır!” hükmünce Cennet Mekân Sultan Abdülhamit Han’ı bir nebze olsun anlamaya çalışalım.
Abdülhamid’i anlamak nefsine hasis, vatanına cömert bir padişah demektir.
Abdülhamid’i anlamak gerekirse saray masraflarını kısıp, bütün dış borçları ödeyip, ülkenin dört bir tarafını mamur, tren rayları ile örmek demektir.
Abdülhamid’i anlamak uluorta atılmak, taarruz etmek değil, bir müdafaa ve eldekini muhafaza dehasıdır.
Abdülhamid’i anlamak kötülük adına kim ne yaptıysa kabahati Sultan’a çıkartmaktır.
Abdülhamid din kitaplarını yaktırıyor!
El-cevap: Abdülhamid’i anlamak tersine; din maskesi altında dini bozan kitapları yaktırmak demektir.
Abdülhamid’i anlamak yetiştirdiği adamları düşmanları tarafından göklere çıkararak, yetiştirilmesindeki şeref payını ulu hakandan çalmaya kalkmak demektir.
Abdülhamid’i anlamak Sultan Abdülaziz Han’ın katillerinin bütün devlet ricalinin ittifakıyla idamına karar verilmişken Sultanın kalemini eline alıp “mucebince” demesinden başka bir şey beklenmezken, memur ve muvazzaf olduğu bir işte bile elini kana batıramaz bir melek olduğunu anlamak demektir.
Abdülhamid’i anlamak tahtan indirileceği zaman istanbul üzerine yürüyen “Hareket Ordusu” isimli isyancılar grubuna kan döktürmemek için, emrindeki Hassa Ordusu ile karşılamaması ve ezmemesi demektir. (Huzura çıkıp yere kapanan ve ağlarcasına yalvaran “izin ver, onları saray kuvvetlerinin en küçük birliğiyle karşılayıp darma-dağın edeyim ve zincire vurup huzuruna getireyim! Diyen ve ağlayarak huzurdan çıkan Tahsin Paşa’ya cevaben:
–“Hayır, Paşa, ben nefsim için tek damla Müslüman kanının akmasına razı değilim!”) demektir.
Abdülhamid’i anlamak kız çocukların eğitim öğretim konusunda milat cumhuriyet dönemi değil Abdülhamid dönemi olduğunu bilmek demektir. Abdüllatif Subhi Paşa ilk defa bir kız sanat okulu açma konusunda tereddüt gösterince Sultan Abdülhamid Han’ın, “Ben arkandayım” teşviki ile sonuca ulaşmıştır.
Abdülhamid’i anlamak Filistin’de bunca kanın dökülmemesi demektir. “Eğer Filistin’de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini [üstünlüğünü] muhafaza etmesini istiyorsak, Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.” Sultan‘a ait olan yukarıdaki sözler 1895’de yazılmış hatıra defterine.
Abdülhamid’i anlamak gerektiğinde kolera salgınını def için (Pastör) den bile yardım istemek demektir.
( Abdülhamid Han Pastör’e araştırmalarında maddi destek sağlamış, onu Osmanlı Nişanı ile onurlandırmıştır. Türkiye, baktoroloji ilmini ona borçludur.)
Abdülhamid’i anlamak her an derinleşen bir fenayı önleyici ve kimseden yardım görmeyici çilekeş demektir.
Abdülhamid’i anlamak odasına bir hademe girdiğinde bile, sırf Allah’ın mahlûkuna saygı göstermek için ayağa kalkmak demektir. (Ayağa kalkışını gizlemek maksadıyla masasında bir kâğıt arıyormuş gibi yapar. Yalnız Allah’ın görüp, kulların farkına varmadığı şekilde nefsini küçülttüğü, hiç kimsenin bilmediği bu mahrem levha, tarihte ikinci bir devlet reisine nasip olmamış bir ulviyeti çerçevelemektedir.)
Abdülhamid’i anlamak Peygamberi Efendimiz rahatsız olmasın diye Medine-i Münevvere’ye giden tren raylarına keçe sardıracak kadar hürmetkâr, ömrü boyunca abdestsiz imza atmayacak kadar dini bütün bir padişah demektir.
Abdülhamid’i anlamak tarihte birçok büyük adam gibi kalabalık içinde yalnızlık demektir.
Abdülhamid’i anlamak Yavuz ve Kanuni dönemine nispetle Himalaya yüksekliğinde bir tepenin eteğinde ve uçurumun dibinde dev boylu bir hükümdar demektir. Ya tepenin üzerinde olsaydı, ya da Yavuz’un oğlu olsaydı.
Abdülhamid’i anlamak dünya siyasetçilerinin en zekisi, onu araç olarak kullanan en dahidir.
Sonuç olarak;
Abdülhamid’i anlamak geçmişte geleceği görmek demektir.
Abdülhamid’i anlamak bütün düğümleri çözmek demektir.
Abdülhamid’i anlamak ön yargıyı kökünden kazımak, dikeyleri yatay hale getirmek demektir.
Kaynak: Necip Fazıl’ın “ULU HAKAN” kitabından istifade edilmiştir.