padişah abdülaziz

    11.
  1. şehit edildiği zaman Kuran'dan Yusuf Suresi'ni okumaktaydı. Kan lekeleriyle dolu bu Kur'an halen Topkapı Sarayı 'ndadır.
    6 ...
  2. 1.
  3. 32. osmanlı sultanı.

    30 Mayıs 1876 günü gerçekleştirilen askerî darbeyle Sultan Abdülaziz tahttan indirilmiş ve yerine yeğeni V. Murad geçirilmiştir. hal edilmesinden birkaç gün sonra ise feriye sarayında şehit edilmiştir.
    5 ...
  4. 27.
  5. katil pehlivanlar tarafından katledilen pehlivan sultan.
    sultanın görevden aldığı hüseyin avni paşa, mithat paşa ve mütercim rüştü paşa hain bir tezgahla 300 kadar günümüz adıyla harp okulu öğrencisini kandırarak silahlandırdılar ve taşkışladan gelen taburla dolmabahçe sarayını kuşattılar. donanmaya ait birtakım zırhlılar ise deniz tarafını kontrol altına aldılar. neticede sultan tahttan indirildi ve vakti zamanında sultan 3. selim'in şehit edildiği odaya hapsedildi.
    yerine tahta oturan 5. murat fazlasıyla rahatsız olduğu için tahtın hakkını veremiyordu. halk homurdanmaya başlıyor ve sultan abdülaziz'in neden tahttan indirildiğini sorgulamaya başlıyordu ve tabi bu durum hain darbecileri korkutmaya başlamıştı, bir hain ne yaparsa onu yaptılar ve yeniden işe koyulup devrik sultanı katletme planlarına koyuldular. hüseyin avni bu konuda pek zorlanmadı sultanın yanına koyduğu sultanına ihanet eden casuslar ve cezayir'li mustafa pehlivan, yozgat'lı pehlivan mustafa çavuş ve boyabat'lı hacı mehmed pehlivan sultanı öldüreceklerdi. 4 haziran 1876 devrik padişah yusuf suresini okurken gelen katiller onu katlettiler. cahil pehlivanlar sultanın tek bileğini kesmek varken iki bileğini de kestiler.
    önceleri intihar olduğuna herkesi ikna etseler de daha sonra sultan 2. abdülhamit bütün bu olayları aydınlatmış, katilleri yargılatmıştır. bazı kesimlerin(kasıtlı olarak) gaddar padişah olarak lanse ettiği sultan 2. abdülhamit idam kararları çıkan bu hainlerin idam cezalarını kendi yetkisine dayanarak sürgüne çevirmiştir.
    4 ...
  6. 37.
  7. denizciliğin önemi kavramış olan, güreş tutmayı seven, besteleri olan, çok renkli padişahlarımızdandır. Ölümündeki bilinmezlikler hala açığa çıkarılmayı beklemektedir.
    4 ...
  8. 2.
  9. 32.osmanlı padişahı. lakabı ayı padişah tır. çok güçlü ve pehlivan yapılı bir insandır. bir gün dolmabahçe sarayı nda bahar temizliği yapılırken kışın yağmuru yemiş olan dev bir pencere görevliler tarafından açılmaya çalışılmaktadır. ahşap pencere şişmiştir ve 3 kişinin uğraşmasına rağmen bir türlü açılamamaktadır. bu sırada oradan geçmekte olan sultan abdülaziz olayı görür. hiçbir şey söylemeden görevlilerin yanına gelir. pencereyi pervazlarından tutar ve komple yerinden söker. kenara bırakır. sonra gene hiçbirşey söylemeden çekip gider. böyle ilginç bir padişahtır.
    5 ...
  10. 75.
  11. Aynı zamanda müzisyen olan padişah.

    Şu eseri şimdi sanatçıyım diye ortalıkta gezinenlerin %90'ı yapamaz. Net.

    https://youtu.be/LI5OuzLSllg
    3 ...
  12. 21.
  13. mithat paşa, mahmud nedim ve hüseyin avni paşa tarafından tahttan indirilimiştir. ve intihar süsü verip, şehit etmişlerdir.
    o büyük bir padişahtı... ülkesini askeri bakımdan dünya'da ikinci sıraya ulaştırmıştı. çok çalışkan, gayretli ve dindardı. şahsiyetleri düşük olan bazı siyasiler tarafından tahttan indirilmesi ülke için felaket oldu. şehit edildiği zaman 46 yaşında bulunuyordu. elbette kıymeti vefatından sonra anlaşılmıştır. her zaman olduğu gibi...
    3 ...
  14. 24.
  15. boyu 2 metredir, kilosu da 160.

    heybetli bir insandı kendisi muhakkak.
    4 ...
  16. 6.
  17. sanatı seven padişahtır,döneminde yurtdışından sanatçılar getirtmiştir.opera aşkıylada bilinir kendisi.
    4 ...
  18. 1.
  19. Osmanlı padişahlarının otuzikincisi ve islam halifelerinin doksanyedincisi.

    Saltanatı: 1861-1876
    Babası: II. Mahmud Han- Annesi Pertevniyal Sultan
    Doğumu: 8 Şubat 1830 Vefatı: 4 Haziran 1876

    Küçük yaşta din ve fen ilimlerini tahsile başladı. Kısa zamanda Arapça, Farsça ve dini bilgileri çok iyi bir şekilde öğrendi. Ayrıca boş zamanlarını değerlendirerek ata binmek, kılıç kullanma, güreş tutmak, cirit atmak gibi zamanın bütün spor dallarında pek mahir oldu. Ağabeyi Abdülmecid zamanında veliaht ilan edilen Abdülaziz bundan sonra devlet idaresi ve Avrupa'nın siyasetini iyi bir şekilde takibe çalıştı. Abdülmecid Han'ın 25 Haziran 1861'de ölümü üzerine tahta çıktı.

    Bu sırada devletin durumu son derece karışıktı. Malî sıkıntı son haddinde idi. Karadağ, Hersek ve Girit'te büyük bir karışıklık hüküm sürüyordu. Avrupa devletlerinin müdahalede bulunacaklarını anlayan Abdülaziz Han yayınladığı bir fermanla onların Tanzimat konusundaki endişelerini, nispeten, ortadan kaldırdı. Malî konulardaki sıkıntının önüne geçebilmek için israf ve gereksiz harcamaların önlenmesine çalıştı. Rüşvet ve irtikab işine karışanları şiddetle cezalandırdı.

    1862'de Karadağ bölgesinde çıkan isyanı serdar-ı ekrem Ömer Paşa kumandasında gönderdiği bir ordu ile anında bastırdı. Mısır'da son yıllarda Osmanlı Devleti'ne karşı bağlılığın azaldığının farkında olan Abdülaziz Han, bu bölgeye bir seyahat düzenledi. Mısır valisi ismail Paşa'ya Hidiv ünvanını verdi. Gittiği her yerde muhteşem merasimler ve halkın sevgi gösterileri ile karşılaşan Sultan, Mısır'ın payitahta olan bağlılığını güçlendirdi. Osmanlı Devleti'ndeki müspet gelişmelerin önüne geçmek isteyen batılı devletler Girit'te büyük bir isyan çıkardılar ve adanın beynelmilel bir komisyon tarafından idaresini istediler. Bunu şiddetle reddeden Abdülaziz Han, bazı imtiyazlarla meseleyi bir müddet için halletti.

    Abdülaziz Han 21 Haziran 1867'de Fransa, ingiltere, Belçika, Prusya ve Avusturya'yı içine alan bir geziye çıktı. Sultan'ın bu gezisi genel barışın sağlanmasında önemli rol oynadı. Avrupa devletleri ile olan münasebetler iyileşti. Abdülaziz Han, devlet ve milletin bekası ve huzuru için gece gündüz çalışırken içte batı hayranı ve mason devlet adamları her türlü siyasi desiselerle nizam ve intizamın bozulmasına gayret sarf ediyorlardı. Ziya Paşa, Namık Kemal, Ali Süavi gibi yazarlar halkı Padişah'a karşı düşmanlığa teşvik ederken, Mütercim Rüştü, Hüseyin Avni ve Mithat paşalar da Padişah'ı devirmenin hesapları içerisindeydiler. Nitekim gözlerini iktidar hırsı bürümüş bu devlet adamları, 1875'te patlak veren Bosna-Hersek isyanı ile ardından çıkan Rus harbini fırsat bildiler. Abdülaziz Han, sıkıntılar içinde olmasına rağmen Sırbistan'ı kısa sürede mağlup etti. Bulgaristan'daki karışıklıkları mahalli kuvvetlerle bastırdı. Ancak Hüseyin Avni, Mithat, Redif ve Süleyman paşalar 30 Mayıs 1876 günü Dolmabahçe Sarayı'nı kuşatarak Sultan'ı tahttan indirdiler.

    Abdülaziz Han efradıyla birlikte çeşitli hakaret ve işkencelere maruz bırakıldıktan sonra 1 Haziran 1876'da Fer'iye Sarayı'na nakledildi. Avni Paşa üç gün sonra, güvenlik gerekçesiyle saray bahçesine yerleştirdiği adamlarına verdiği emirle, Kur'an-ı Kerim okumakta olan Sultan'ın bileklerini kestirerek şehit ettirdi. Hadiseye intihar süsü verilmeye çalışıldı. Ancak pehlivan yapılı Abdülaziz Han'ın zorbalarla boğuşması sırasında vücudunda meydana gelen çürükler ile iki dişinin kırık olduğunu görgü şahitleri ifade etmişlerdir. Zaten tıp ilmi, intihar edecek bir şahsın iki bileğinin damarlarını kesemeyeceğini belirtmektedir. Şehit Sultan'ın cenazesi 5 Haziran 1876 günü pederi Sultan II. Mahmud Han'ın Çemberlitaş'taki türbesine defnedildi.

    Abdülaziz Han iyi niyetli, dindar, her sabah Kur'an-ı Kerim okuyan, son derece vakar sahibi bir kimse idi. Devrin alimlerini sayarak toplar münazaralar yaptırır, kendisi de bazan bu münazaralara iştirak ederdi. Devlet işlerini bilfiil kendisi idare etmeye çalışırdı. Onun en büyük gayesi Devlet-i Aliyye'nin istiklalinin devam etmesi ve halkının refah içinde yaşaması idi. Bu sebeple ilim ve teknikte ilerlemeye ve imar faaliyetlerine büyük önem verdi. 1863'te sahillere deniz fenerleri yapıldı ve devlet şurası kuruldu. 1867'de Sultanî mektepleri (liseleri), 1868'de sanayi mektepleri, 1869'da Süveyş kanalı açıldı. 1870'de şark demiryolları yapıldı, tıbbiye, orman ve maden mektepleri açıldı. 1875'te Galata tüneli yapıldı ve askerî rüştiye mektepleri açıldı. Donanmaya büyük önem verdi. Hint Okyanusu'na kadar donanmamızı göndererek, Osmanlı deniz gücünü ingilizlere kabul ettirdi. Osmanlı donanmasının I. Dünya ve Kurtuluş harpleri sırasındaki muvaffakiyeti, Sultan Abdülaziz'in donanmaya kazandırdığı bu kudretle mümkün olmuştur.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük