padişah abdülmecid

    36.
  1. babası ii. mahmud'un yolundan gidip kılık kıyafet konusunda batılılaşmayı sürdürmüş ve resmi dairelerde kravat takma geleneğini başlatmıştır.

    şimdiki yobazların dedeleri de o dönem abdülmecid ve ii. mahmud'u dinsizlikle suçlamışlardı.

    siz osmanlı torunu değil her dönem bütün yeniliklere karşı çıkan o yobazların torunusunuz işte.
    4 ...
  2. 1.
  3. Osmanlı sultanlarının otuzbirincisi ve islam halifelerinin doksanaltıncısı

    Saltanatı: 1839-1861
    Babası: II. Mahmud Han - Annesi:Bezm-i alem Sultan
    Doğumu: 25 Nisan 1823 Vefatı: 25 Haziran 1861

    Küçük yaştan itibaren mükemmel bir tahsil gördü ve iyi derecede Fransızca öğrendi. Avrupa neşriyatını yakından takip eder, onların ilmî çalışmalarını ve siyasî fikirlerini öğrenmeye çalışırdı. Babası II. Mahmut Han'ın 1 Temmuz 1839'da vefatı üzerine henüz 16 yaşında iken Osmanlı tahtına çıktı.

    Abdülmecid Han, tahta çıktığında Osmanlı Devleti iç ve dış buhranlarla karşı karşıyaydı. Osmanlı ordusu Nizip'te Kavalalı Mehmet Ali Paşa kuvvetlerine mağlup olmuştu. iki gün sonra da Kaptan-ı derya hain Fevzi Ahmet Paşa Osmanlı donanmasını Mısır'a götürüp teslim etti. ingilizler bu sırada Osmanlı tahtında devlet idaresinde tecrübesiz bir padişahın bulunmasını fırsat bilerek harekete geçtiler. Osmanlı Devleti'ne tam destek olmak vadiyle Mustafa Reşit Paşa'yı sadrazamlığa getirttiler. Paris ve Londra'da sefirlik yapan Reşit Paşa, bu müddet içerisinde aldatılarak mason yapılmıştı. Nitekim iktidara gelir gelmez ilk işi Tanzimat Fermanı'nı ilan etmek oldu (3 Kasım 1839). Osmanlı Devleti'nin yıkılma ve yok olma devrine açılmış bir gedik olan Tanzimat Fermanı devlete ve millete çok pahalıya mal oldu.

    Sultan Mahmut Han'ın açtığı ileri medeniyet yolu üzerine engel olarak oturan Tanzimat adamları, Avrupa ilmini ve tekniğini almak yerine sathî taklitler üzerinde durdular. Böylece ilim ve teknikte ilerleme durdu. Avrupa'nın yaşayışına hayran olarak yetişen yeni nesiller taklit modasına kurban gittiler. Memleket şartlarını ve ihtiyaçlarını anlamadan rejim davasına kapılan tanzimat devri adamları, daha sonra ihtilalci olarak gayr-i müslimlerle birleşmişler ve buhranları artırarak, devleti sarsmaktan başka bir işe yaramamışlardır.

    Mustafa Reşit Paşa ve yetiştirmelerinin Osmanlı Devleti içinde kendilerinin yıllardır yapamadığı tahribatı kısa zamanda gerçekleştirdiğini gören ingilizler, Mısır meselesinin hallinden sonra Osmanlı Devleti'nin başına yeni gaileler açtırmakta gecikmediler. Mustafa Reşit Paşa, ingiliz ve Fransız desteğini alarak 4 Ekim 1953'te Rusya'ya harp ilan etti. Ancak Osmanlı Devleti, Rusya ile savaş yaparken ingilizler, dünyadaki ikinci büyük islam devleti olan Gürganiye Devleti'ni yıktılar. Hindistan, ingilizlerin sömürgesi durumuna geldi. Abdülmecid Han, batılıların yaldızlı reklamlar ve sahte dostluklarla örtbas etmeye çalıştıkları islamiyet'i imha hareketini çok geç anladı. Reşit Paşa'yı görevinden aldı. 1853-55 Rusya ile olan Kırım harbi başarı ile neticelenmesine rağmen, savaş harcamaları dış borçlanma yolunu açtı. Osmanlı Devleti'nin savaşı kazanmasında rol oynayan ingiltere ve Fransa, devlet içinde yeni ıslahatlar istediler. Reşit Paşa'nın yetiştirmesi Ali Paşa'nın ingiliz ve Fransız elçileri ile ortaklaşa hazırladıklar Islahat Fermanı 1856'da ilan edildi. Bu ferman da Osmanlıların hristiyanlara verdiği büyük bir tavizdi. Nitekim fermanın uygulaması pek çok yerde büyük tepki gördü. 1858'de Cidde'de ayaklanma baş gösterdi. Eflak, Boğdan ve Karadağ'da bağımsızlık hareketleri başladı. Devletin içine düştüğü feci durum sebebiyle, üzüntüsünden tüberküloza yakalanan Sultan Abdülmecid Han, 25 Haziran 1861'de vefat etti. Yavuz Sultan Selim Han'ın türbesinin yanına defnedildi. "Atam Yavuz Sultan Selim Han'a hürmetten türbemi onunkinden daha aşağı yapın." şekildeki vasiyeti üzerine türbesi Sultan Selim'inkinden daha alçak ve kısa olarak yapıldı.

    Abdülmecid Han devri, Sultan II. Mahmud Han'ın açtığı yenileşme yolunun, Mason Reşit Paşa ve yetiştirmeleri eliyle bozulduğu ve Avrupa'nın her bakımdan taklide başlandığı bir devir olarak göze çarpmaktadır. Abdülmecid Han hatasını anladıktan sonra memleketi, milleti kemiren iç ve dış düşmanlara karşı tedbirler arar ve bu iş için gece gündüz Allahü tealaya yalvarırdı. Ancak Osmanlı Devleti'nin içte isyanlar ve dışta Rusya ile harplerini fırsat bilen ingilizler, yetiştirdikleri ve işbaşına getirmeye muvaffak oldukları devlet adamları sayesinde ona bu fırsatı tanımadılar. Abdülmecid Han, bu karışık devrede memleket içinde çok başarılı işler de yaptı. 1844'te bugünkü Galata Köprüsü olarak bilinen Mecidiye Köprüsü'nü, 1848'de Küçük ve Büyük Mecidiye (ortaköy) camilerini yaptırdı. 1853'te istanbul-Varna-Kırım arasında ilk telgraf hattı döşendi. Bu harekete hız verilerek, 1870'te 36000 kilometrelik telgraf hattı ile Osmanlı Devleti dünya devletleri arasında en ön sıralarda yer aldı. 1860'da izmir-Turgutlu arasında demiryolu yapıldı. Ayrıca istanbul'un her yerinde pek çok cami, mescit, mektep, hastane ve çeşmeler de yaptırmıştır.
    3 ...
  4. 33.
  5. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2103195/+

    ingiltere Kralı III. Edward tarafından 14. yüzyılda verilmeye başlanan, en prestijli Birleşik Krallık şövalye nişanı olan ve ingiltere'nin koruyucu azizi Saint George'a adanan Dizbağı Nişanı'na sahip ilk Hristiyan olmayan kişi, Sultan Abdülmecid'dir (1856).

    https://www.facebook.com/...6/posts/1778372898992940/
    2 ...
  6. 34.
  7. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2115301/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/2115302/+

    Osmanlı padişahı Abdülmecid, Kırım Harbi'nden sonra imzalanan Paris Antlaşması'nın girişinde Osmanlı topraklarını "Türkistan", kendini "Türkistan padişahı" olarak tanıtmaktadır.

    via: Buğra Han Yerli

    https://www.facebook.com/...6/posts/1795692660594297/
    2 ...
  8. 5.
  9. --spoiler--
    Osmanlı'nın, baskı ve zulüm nedeniyle ülkelerinden kaçan halklara yönelik misafirperverliğinin bir örneği de Sultan Abdülmecid döneminde yaşandı. Rusya ve Avusturya'da, özgürlük mücadelesi verirken yenilgiye uğrayan Macar ve Lehlerin sığındığı ülke, Osmanlı Devleti oldu.

    Rusya ve Avusturya, Macar ve Leh sığınmacıların iadesi için baskı kurmaya çalışırken, Sultan Abdulmecid'in yayınladığı deklerasyondaki, "tacımı veririm, tahtımı veririm fakat, devletime sığınanları asla vermem" sözü, özellikle dünyadaki mazlumlarının büyük saygısını gördü. Abdulmecid'in bu sözleri ingiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük yankı uyandırmıştı.
    --spoiler--
    2 ...
  10. 8.
  11. son dört osmanlı padişahının babası olan osmanlı padişahıdır.
    1 ...
  12. 1.
  13. 31. osmanlı padişahı, aynı zamanda 110. islam halifedir.

    kendisinden sonra tahta geçen sultan abdülazizin ağabeyi ve daha sonra sırasıyla tahta geçen beşinci murad, ikinci abdülhamit, beşinci mehmed reşat ve altıncı mehmed vahdeddin'in babasıdır.
    1 ...
  14. 11.
  15. irlanda'da yaşanan büyük kıtlıkta 5 gemi dolusu gıda yardımında bulunan padişahtır.
    1 ...
  16. 7.
  17. Türkleri ilk kez sayan - saydıran Padişahtır kendisi...

    1844 yılında, türkler ilk kez genel nüfus sayımı yaptılar. padişah abdülmecit idi. fakat nüfus sayımında kadınlar sayılmadı. yalnızca erkekler sayıma dahil edildi. sayım sonrasında da halkın (bkz: kafa kağıdı) dediği resmi adı mecidiye olan ilk nüfus belgeleri verildi. bu belge katlanıp fes içinde saklanıyordu. bu yüzden de bir kısım halk ona kafa kağıdı da diyordu.
    1 ...
  18. 5.
  19. osmanlının ilk dış borcuna şahit olan(sebeb olan ağır bir itham olur) padişahtır.
    1852 de mali durum iyice sarpa sarınca dış borç alma konusunda sadrazam Âli paşa ile konuyu tartışmış ve kararsız kalmıştır.
    fakat Âli paşa padişaha danışmadan ve bilgi vermeden, şartları uygun bulup ilk dış borçlanma anlaşmasını fransa ile imzalatmıştır.
    alına borç miktarı, elli milyon frankdır.
    23 yıl vadeli yüzde altı faizli ve yüzde dört komisyonlu bu borçlanmadan abdülhamid han haberdar olur olmaz, kendisine danışmayan sadrazam Âli paş yı azletmiştir.
    yerine borçlanma karşıtı mahmad ali paşa yı getirmiş fakat mali durumu düzeltecek bir girişimde bulunamamıştır.
    devlete padişahında dahil olduğu geniş çaplı bağış kampanyaları ile para toplansada, borçlanmalar önce içte ermeni bankerlere, daha sonra kırım savaşının da etkisi ile avrupa ülkelerine dış borçlanma şeklinde devam etmiştir.
    kendisinden sonra gelen padişahlarda gelenekselleşen borç alma durumuna ayak uydurup, cumhuriyete intikal edecek büyük borçlanmalara imza atmaya devam etmişlerdir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük