"my mother said to me, "if you are a soldier, you will become a general. if you are a monk, you will become the pope." instead, i was a painter, and became picasso."
pablo picasso
dünyanın en genç sigara kullanıcısıdır. öyle ki picasso doğduğunda nefes alamamış ve öksürmesi için yüzüne sigara dumanı üflemişlerdir. (1881' de tıptaki imkanlar bu kadarmış sanırım)
Sosyalist gerçekçiliğin ressamıdır o. Dünya toplumcu hareketi için, dostluk ve halkların mutluluğu için gerekli olan her şeyin propagandasını yapar. O materyalist ve toplumcudur; fakat istediği gibi resim yapıyor, bu onun hakkıdır. *
75 yaşında öldüğünde geride 240 bin tablo, resim ve çizim bırakan pablo picasso dedi ki: 'çalıştığımda rahatlıyor ve dinleniyorum. beni asıl yoran şey hiçbir şey yapmamak ya da gelen anlayışsız misafirleri ağırlamaktır.
mekanın cennet olsun. sen olmasan o geometrik şekilleri kim koyacaktı. sen olmasan biz salvador dali resimleriyle kolaj yaparken anamızı da yanımızda ağlatacaktır hay senden allah razı olsun dediğim ressam. hocamızın deyimiyle resim sanatçısı.*
kübizm'in babasıdır. bir arkadaşı picasso'yu düğününe davet eder ve picasso gitmez. sonra bir yerde karşılaşırlar ve picasso'ya düğününe gelmediğini hatırlatır, picasso üzülür. kendini affettirmek için adamın evine gizlice girer ve evin duvarlarına resimler çizer. arkadaşı eve geldiğinde çok şaşırır ve sevinir. ev sonra belediye tarafından müzeye çevrilir. picasso bu vesileye kaş yapiim derken göz çıkarmış ve arkadaşını evinden eder.
12-13 yaşlarında, 40ını aşmış biçok ressamın ulaşamadğı düzeyde kusursuz çizdiği harika tabloları görmeyen densizlerin kübist resimleriyle dalga geçtiği büyük usta.
paraya resimlerinden fazla değer vermiş olan, buna rağmen onurlu bir adam gibi anılan ve dönemin onurlu ressamlarından daha fazla tanınan içi helyum dolu balondur.
zonguldaklı badanacı. hemen hemen her badanacı gibi hayırsız uğursuz insanın tekiydi. genç yaşta alkol, sigara, kumar gibi türlü türlü pisliklere bulaştı. anasını dövmesi bardağı taşıran son damlaydı. pek muhterem zonguldak gençleri ve karaelmas taraftarınca linç edildi. daha sonra bir şekilde parayı bulup karaiplere kaçtı. gariban anasına vefa borcunu ödemeyi bile düşünmedi. gazetecilere "benim öyle bir anam yok" şeklinde verdiği demeciyle de haddini fazlasıyla aşmıştır.
"Küçük bir çocukken annem bana şöyle demişti, eğer asker olursan general olacaksın, rahip olursan Papalığa yükseleceksin. Ama ben ressam oldum ve Picasso olarak kaldım."
Pablo Picasso
ispanyolların bir batıl inancı varmış, kim vasiyetini yazarsa ölümü çağırmış olur diye. picasso da böyle bir belge bırakmamış ardında yalnız söylemiş karısına ve yakınlarına. sahibi olduğu büyük bir resim koleksiyonu louvre müzesine verilecek...
kendi yapıtlarının ise bir çoğu dünya müzelerinde, özel koleksiyonlarda ve eklemek lazım picasso ailesinin elindekiler de az değil. değerleri ise tahminlerin üzerinde.
hatta londra'daki national gallery tahminimce 70 li yıllarda, picasso'nun 1910'da yapmış olduğu "çıplak" tablosuna bir milyon dolar ödemişti. gerisini siz düşünün.
(bkz: igor stravinsky) ve (bkz: james joyce)un kankasi, dönemdaşı, plastik sanatlara tercümani olduğu düşünüldüğünde resimlerine daha bir ürkek fakat temkinli yaklaşalabilen ressam. buna kariın fırçadan mıdır, tualden midir, göze hitaptan midir, sembolizmasindaki göreceye uygunluktan midir bilinmez ama, edebiyattaki ruh ikizi, hakli olarak * çoğunlukla artan bir hiddetle sülalesiyle anılırken, kendisi ve stravinsky her daim saygiyla anılmış kübizmle birlkte minimalizm e aaçtıklari kapilar daima kiymetli degerlendirilmiştir. bunda muhtemelen, (bkz: james joyce) godotyu bekleyerek gecen 24 saati yaklaşik yediyuzkirkbeş sayfaya ve michel foucaultbu bir pipo degildir cümlesini yaklaşık 200 sayfaya yayarken, kendisinin bir ulkenin dramini bir tabloya, bir cevabi ise bir cumleye sığdırabilmesindeki keramettir. nedense jan saudek in onun bir parcasini, daliyle birlikte fotografa taşıdığı hissiyati vardir.
küçük bir çocukken annem bana şöyle demişti, eğer asker olursan general olacaksın, rahip olursan papalığa yükseleceksin. ama ben ressam oldum ve picasso olarak kaldım. - pablo picasso
1937 nisanında, ispanya'daki faşist yönetim şirin bir bask kasabası olan guernica'ya bombalar yağdırır.
ispanya iç savaşının en acılı sahnelerinden birisidir bu ve binlerce sivil insanın ölümüyle sonuçlanır. picasso'nun eşsiz guernica tablosu işte bu olayın ölümsüzleştirilmesidir.
tablo içinde bir sürü gizli imge barındırır.
bombaların yağdırıldığı uçak almanlardan kiralanmıştır bu tabloyu gören alman askerleri dalga geçmek için picassoya sorarlar ''bunu sen mi yaptın hiçbişeye benzemiyor'' ''hayır'' der picasso ''siz yaptınız.''
sansürlenecek ressam olmadığı için kendisinin de eserlerinin de sansürlenecek bi şeyi yoktur.
senin hoşuna gitmedi diye sanat sansürleyemeyiz kardeşim burada.
sen anlayamıyorsun diye adam "anlamsız" olmuyor başkaları için.. bi kere bunda bi anlaşalım, gerisi gelir.. koca picasso'nun ışığını da karartacak elinden gelse bazıları.. niye? ona uymuyo, kafası basmıyo diye. ne sanat düşmanlığıdır bu yahu. ne biçim insanlar var ya. adam çağ açmış, kapamış resim tarihinde, sanıyor musun ki senin kadar tuvalde perspektifli, karısının portresini çizmeyi beceremediği için nesneleri yamultuyor, her zamanki görüntülerinden farklı bi şekille aktarıyor adam..
biraz sanat tarihi filan oku gel.. hadi bakiim.kübizm üzerine çalışsan da yeter..
ha melih gokçek gibi "ben böyle sanatın içine tükürürüm" diyosan da melih gökçek kadar bile yoksun demektir.