Şili semalarından bir şair. Konsolosluk geçmişi de var. Nazım hikmet için yazdığı güzel bir şiiri var ve orada geçen şu dizeleri okuyunca çok sevdiğim bir dostumu hatırlıyorum.
"al sana bir demet şili kasımpatıları
al güney denizleri üzerindeki ayın soğuk parlaklığını."
Bu dizeleri okuyunca sevdiğim insanlara sunduğum sevgi tasvir edilmiş gibi
hissediyorum. içim kasımpatı dışım ayın soğuk parlaklığı. Tam olarak böyle.
Bugün bu şiir aklıma düşünce biraz daha bakındım da ataol behramoğlu çevirisine rastladım. Aynı dizeyi oradan da alıntılarsam :
Sana şili'nin kış krizantemlerinden bir demet sunuyorum.
Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan...
''Neden şiirlerimi çalıp sevgiline kendi şiirlerinmiş
gibi okudun postacı?
Üstad, şiir yazanın değil ihtiyacı olanındır.
Benim o şiirlere ihtiyacım vardı.''
bugün şili'nin büyük şairi pablo neruda'nın ölümünün 45. yıldönümüdür. Kendisini ona ait bir şiirle yad etmek isterim.
bizler susuyorduk
Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;
Karanlıktan çıkıp gelen her haber
Gereken acıyı verdi bize:
Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,
Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,
Değişime uğradı acılar.
Gerçek bu ölümde yaşam oldu.
Ağırdı sessizliğin çuvalı.
Yavaş yavaş ölürler
Seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
müzik dinlemeyenler,
vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler,
izzetinefislerini yıkanlar
Hiçbir zaman yardım istemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler
Alışkanlıklara esir olanlar,
her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve
değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
veya bir yabancı ile konuşmayanlar.
Yavaş yavaş ölürler
ihtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
görmek istemekten kaçınanlar
yavaş yavaş ölürler.
Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
dışına çıkmamış olanlar.
Yavaş yavaş ölürler.