Bir yerleriniz yaralanmıştır mutlaka, ya düşmüşsünüzdür çocukken,
ya da incinmişsinizdir aşıkken,
Kapanmaz sandığınız ne yaralar kapanmıştır
Durmaz sandığınız ne yaralar pıhtılaşmıştır kabuk bağlayıp
Hani efkar bir sis gibi çöktüğünde başınıza
Bir yüz arasınız
Tüm yüzlerle yer değiştiren gözlerinizde
Yaranızı kanatan
Hep ağrıyan yerinize değmek istercesine
Mazoist bir duygu çöreklenir beyninize
işte o zaman
Yalnızlığın atlıları
Boşanıp dizginlerinden
Karanlıkları getirirler doludizgin
Bir dönülmez sefere çıkar düşünceler
Tozduman içinde göz gözü görmez
Ve anlaşılmaz sesler
Çıkararak
Bağırarak
Haykırarak
Duyulmak istersiniz
Duyulmazsınız..
Kanayan yerleriniz görünmez karanlıkta
Yalnızsınızdır yalnızlıkla..
Yüzler silinir
Acılar diner
Gün ışır
Yorgun bir gecenin sabahına..
Yaşananlar zamana karışır
Ve insan yeni acılar için
Geçmiş acılara alışır...