mantıklı bir bulent ersoy acıklaması. ne için, ne amaçla öldüğü bilinmeyen, kafayı yeyip birbirini vuran askerlerin oldugu kıslaya, ben de oglumu gondermezdim. ha bir de, 15 ay boyunca patates sogan dograyıp, mıntıka temizliği, tuvalet temizliği yapanlar var. onlara da asker diyorlar. kusura bakmasinlar da, O'nun bunun pisliğini temizlesin diye oglumu askere gondermem. hayatının bir kaç ayı kepazelik içinde geçsin istemem.
not : oğlum yok, yapmayı düsünürüm. fakat tek basına yapılmıyor.
çok enteresan bir şekilde insanlar 'çocuklarını askere gönderme hakları'na sahip olduklarını sanıyorlar. ben mi yanlışım yoksa? yani tüm anneler/babalar 'ne gerek var canım' falan dese o çocuk askere gitmiyor mu?
(bkz: askerlik)
askerlik her türk vatandaşının yapmak zorunda oldugu bir görevdir. gidip gitmeyeceğine o erkeğin kendisi bile karar veremez ki gitmezse kaçak sayılır.
ayrıca bunu söyleyen ebeveyn çocuğun ideallerini, fikirlerini, milliyetçiliğini nereden hesaplıyo da böyle bi karar vermeye çabalıyor merak içerisindeyim.
aslı "doğurganlık özelliğim olsa oğlumu askere göndermezdim" olan bülent ersoy cümlesi.
Niye "çocuğum olsaydı" değil de "Doğurganlığım olsaydı"?... Eleman çıkmış resmen kendisinin "tam olarak kadın" olamayışının kompleksi üzerinden kendini rahatlatıyor, belli değil mi bu?... şişmis egosuna "anne yüreği" denen gerçek üzerinden hala hava bastırıyor...
bülent ersoy sözüdür. konuyla ilgili yaptığı basın toplantısında programın cdsini ve klimayı çalıştıramayan elemanlara mein gott mein gott demiş, yarmıştır.
bülent ersoy'un "güneş operasyonu" üzerine ettiği tapılası lâftır.
ama ersoy'un asıl can alıcı sözleri şunlardı: "başkalarının savaşı için, doğurduğum çocuğu toprağa veremem." klasik ajitatif türk milliyetçiliğini üreten ebru gündeş'in ahmet kaya'ya kaşık atan serdar ortaç'a payandalık yapmak gibi çeşitli performanslarını zaten önceden beri biliyoruz. bu sefer de, annelerin resmî kulaklar için söyledikleri "bir oğlum daha var..." söylemini, yani resmî kulaklarca kabul gören ama bu kadınların yüreklerinin en dibinde kabul görmeyen bu söylemin neferliğini yapmıştı sayın gündeş. ona karşı cesurca ve insanın yanında bir konum alan ersoy'u insanlık skalasındaki bu yüksek mertebeli duruşundan dolayı tebrik etmek her insanın vicdânî yükümlülüğündedir.
yok yere ölücekse göndermem arkadaş trafik kazasında ölsün daha iyi,ülke refahı için değil onun bunun kıçının rahatı için benim evladım neden ölsün ? eli kınalı askeri sınırda harekata yollayan beyinlerden şüphe etmek lazım.
bülent ersoyun kırk yılın başında söylediği doğdu bir cümle. eşcinsel duyarlılık diye bir şey vardır ya sanırım ondan olsa gerek. anaların söyleyemediğini çocoğu olmayan biri olarak söylmesi bence daha cesur bir davranış ancak ne yazıkki haksız tepkiler aldı.
bülent ersoy, bu ülke de tabuları yıkan ve halkın gözünün açılmasına sebeb olan ilk ve yegane insandır, şahsım adına 20 yaşına kadar büyütüp gözümden sakındığım çocuğumu, üç beş siyasi kimliğin bile bile çözmediği bir sorun için ölüme gönderecek kadar gerizekalı değilim, hele ki kiminle ve neyle savaştığını bilmeden, asla.
27 insan şehit oldu diyoruz, abd çık ırak tan dedi, daha 24 saat geçmedi çıktık, şimdi o çocukların annelerine bir sorun bakalım, haklarını helal ediyorlar mı?
katılmadığım söz.bütün anneler/babalar böyle dü$ünseydi eğer halimiz ne olurdu dü$ünmek mümkün değil.ayrıca nedir bu ''askere göndermem'' sözünün nedeni hala anlamı$ değilim.ölmesinden mi korkuyor?oğlunun vatanı uğruna öldüğünü bilmek gururlandırmayacak mı onu?evet üzülcek ama hiç olmazsa benim oğlum askere gitmedi demeyecek.bundan önce oğlu olsaydı yapması gerekmez mi bu görevini?askere gidenlerin ne gibi bir sorunu var?oğullarını askere gönderenlerin aklından zoru mu var?
yıllardır çeşitli görüşte aydın ve enetelektüellerin bir taraflarını yırtarak savaşa hayır! mecburi askerliğe hayır! vb çıkışlarının hiç bir şekilde para etmediği ve destek bulamadığı ülkemde bu tür insanların bir sözü bu kadar etkiliyse ve bu kadar düşünürün yazdıklarından çizdiklerinden daha çok ses getiriyorsa, bu işte bir yamukluk vardır demeli ve fakat bununla beraber eğer ortam böyle bir durum arzediyorsa savaş karşıtlarının bu tür insanları ses olarak kullanma yoluna gitmeleri ve tepkilerini bu insanların yapacağı çıkışlarla gündeme taşımaları gayet yerinde bir seçim olur.
sonuç olarak bülent ersoy herhangi bir grubu veya düşünceyi temsil etmiyor olabilir lakin dile getirmiş olduğu düşünce var olan ve defalarca dile getirilmiş bir tepkidir.
ne mutlu ki savaşa hayır düşüncesi türkiyede ilk defa bu şekilde ifade edilebilmiştir. belki de bu yeni bir şeylerin başlangıcı olacaktır kim bilebilir.
bir çok soruyu beraberinde getiren bülent ersoy sözüdür.
- oğlun olsaydı hala yaşar mıydı? şahsen ben senin oğlun olsaydım kendimi intihar ederdim. **
- sen gönül rahatlığıyla evinde uyurken, binlerce dolarlık takılar takıp şuh kahkahalar atarken vatanı kim koruyor?
- asker de bişey mi yaptılar da askerliğe bu kadar tepkilisin?
- çocuğunu askere göndermemek maharet mi?
- sanatçı sanatını halk için yapıyorsa halkı koruyan bir kurumu kötüler tarzda açıklamalar yapmak sanatçıya yakışır mı?
tüm bunların cevabını istiyorum bülent. sabah masamda olsun... ya da olmasın...sabah sabah görürsem seni günüm iyi geçmez.
doğru olan bir önerme,lakin;söyleyen kişiye bakıldığında havada kalan laf öbeği.
doğru olan bir söz yanlış kişi tarafından ve yanlış bir yerde söylenilirse doğruluğu nekadar geçerlidir!
düşünün ki devlet bahçeli grup toplatısında yaşasın halkların kardeşiği sözünü sarf etti şimdi söz doğru fakat;söyleyen ve mekan yanlış ise doğruluk derecesi tartışılır!
bugün yaptığı basın toplantısında söylediklerinin aynen arkasında olduğunuve kimseden hiçbir korkusu olmadığını cümle alem'e yayan ve çoğu aydın ve sanatçı'dan(sezen aksu, ahmet altan vb.)destek alan, ululaşmış şahsiyet bülent ersoy'un alkışlanması gereken bir cesaret barındıran ifadesi.
oğullarının askerliği tatile benzeyen politikacıların lider olduğu/olabildiği * bir ülkede bülent ersoy'un söylediği ve garipsenme, kötülenme sebebi anlaşılmayan cümle.
bir bilal erdoğan askere kampanyası vardı, ne oldu ona?
edit: şehitler gazete manşetlerine veya habere konu olacak materyal değil yalnızca. anne babası olan insanlar ve dünyaya da birilerinin iktidarını korumak/güçlendirmek ya da başka bir ülkenin kuklası olmak için gelmiyorlar. vatanı korurken ölmek, şehitlik mertebesine ulaşmak elbette onur verici ama şehit olanları kelle diye adlandıran ve kendi oğlunu askere göndermeyen bir başbakan yüzünden şehit olmak, göz göre göre ölüme gitmek de olayın başka bir tarafı.
pek çok annenin, kadının veya insanın içinden geçen bir düşünceyi dile getirme cesaretini gösteren bülent ersoy'un bu kadar eleştirilmesine de anlam verebilmiş değilim.
bunca yıldır terörü bitiremediysek sorgulanması gereken cümledir. daha önce de sınır ötesi harekatlar yapıldı, yalnız terör bitmedi. önceki örneklere bakarak endişelenmek yersiz olmaz. artık hükümet kararlı davranmak zorunda. ya da insanlarımız bunun hesabını benzer sözlerle soracaktır, gün geçtikçe daha da haklı konuma geçerek.