bülent ersoy'un jürilik yaptığı popstar alaturka yarışmasında kendisinden beklenmeyecek derecede savaşın, kapitalizmin mantığını anlattığı konuşmasından bir cümle. bunun temelde amerikanın senaryosu olduğundan, savaşın amerikan ekonomisine katkısından, gencecik insanların birilerin çıkar hesapları uğruna ölmelerinin yanlışlığından bahsetti. şurda siyaset üzerine konuşulan onlarca söz, tartışma genç insanların canı üzerinden olunca o kadar anlamsız kalıyor ki. birilerinin daha çok para kazanması adına körükleyip, sorun haline getirdiği bir durumda olan hayatının baharında güzel insanlara oluyor. bunları dile getirdi, çok da iyi yaptı. keşke daha çok sanatçı aynı duyarlılığı gösterebilse.
ısrarla anlamayacak olduklarına emin olduklarım için peşinen edit:vatan savunması sözkonusu olduğunda üzerine düşeni yapmaktan kaçacak kimse yoktur, bu insanların ölümüne üzülüp, bu meselenin diğer yüzüne dikkat çekmek isteyenlerin arasında. sadece bu konu birileri öyle istediği için, birilerinin çıkarlarına hizmet ettiği için bu noktaya gelmiştir ve olan ne yazıkki şehitlerimize olmaktadır.
bülent ersoy'un yaptığı en makul açıklamadır. *
yazıyorsunuz ya hani, illa yolu mu tarif edeyim size? kalkın gidin siz de, amerika'nın bataklığının içine! yıllardır işgal etmeye çalıştığı, insanlarını öldürdüğü ırak'tan çıkamayacağını anladı ya, ilk yandaşı da biz olduk. sahi kaç oldu bugün itibari ile ölen insan sayısı?
ben gitmem arkadaşım, elimden geldiğince gitmem! bu sene açık öğretime de kayıt yapacağım tekrar, sırf askere gitmemek için.
neyin savaşı bu? kimin için ölüyor gencecik insanlar! izlediniz mi? geçenler de bir asker babası bağırıyordu; benim oğlum şehit değil diye. benim oğlum çanakkale'de, anafartalar'da ölmedi. benim oğlum ne idüğü belirsiz bir savaşta öldü, şehit değil diyordu. şimdi siz o askerin babası bunları söyledi diye, onu bile eleştirirsiniz. ben iyi tanıyorum sizi, bu vatanı en çok seven sizlersiniz.
hele klavyeleriniz yok mu; pkk'nin bütün silahlarından daha etkili...
yıllar öncesinden bush amcamızdan izin almaya çalıştık, sınır ötesi operasyon için. yıl geçti yahu yıl! sonra izin çıktı, sınırdaki bütün pkk'ler orayı terk ettikten sonra! gittik milyon dolarları sıktık boş dağlara.
milliyetçi iseniz bunun hesabını sorun! bizim paralarımız onlar. memurumuzun maaşından kesilen paralar boş dağlara sıkılanlar. hastane paramız onlar, eğitim paramız!
dağa taşa sıktık, yetmedi ama. bush amcanın esas istediği oldu işte. kara harekatı. ilk günden dört insanımız öldü. dört kardeşimiz daha ilk günden öldü, halen de ölüyorlar.
tartışılması gereken çok başka aslında. söz açılmışken ona da deyineyim;
sınır ötesi operasyonun başlama sebebini çok muhterem devlet büyüklerimiz 'artık büroksi ile çözülemiyor bu iş' diyerek yaptılar. bana bürokratik bir adım göstersenize?
teröristle masaya mı oturacağız diyenleriniz var, dediniz bile değil mi? oturmayız masaya, teröristler ile. neden biz tanımıyoruz ki öyle bir örgütü...
ee bre muhteremler hiç utanmuyor musunuz? tanımadığınız bir örgütü bitirmek adı altında, o kadar tank, top, uçak, helikopter ve onbinlerce asker ile sınıra gitmeye? hangi ülke ile savaşıyoruz yahu? bu nedir! hani tanımıyorduk...
aynı şey avrupa birliği meselesinde de oldu...
kıbrıs rum kesimini bilirsiniz değil mi? hani biz sadece bir kesim diye tanımladığımız yer. devlet olarak kabul etmediğimiz asla da etmeyeceğimiz yer. biliyor musunuz peki girmek için bütün avrupanın götünü yaladığımız; avrupa birliği üyesi, kıbrıs rum kesimi'de. ülke olarak kabul etmiyoruz fakat onların da üyesi olduğu bir topluluğa girmek için ne denirse yapıyoruz. bu ne yaman çelişkidir böyle...
artık bir nokta gerekirse de, ermenistan pkk'lilere kapılarını açtığını bildirdi. hani ermenistan'a da girelim. bitsin artık bu terör.
halbuki oğlanlarımız şereflice mecliste dtp tarafından temsil edilen pkk'yı temizlemek için askere giderler.
bir de tuvalet temizlemek için, bir de simetri psikopatı olsun diye, bir de hademelik yapsın diye, bir de çaycılık yapsın diye, bir de sekreterlik yapsın diye, bir de amelelik yapsın diye, bir de yemek falan yapsın diye, bir de elinde çalışmayan tüfeklerle nöbet tutsun diye.
ya aslında korkmanıza gerek yok, askere gidenlerin %95'i eline silah alıp terörist kovalamamaktadır.
öldürülecek askerler son derece dikkatlice; toplumun en fakir, hakkını aramayan, zavallı kesiminden seçilir. zenginlerin ve torpillilerin askerde ölme ihtimali, o süre içerisinde araba kullanırken ölme ihtimalinden daha azdır.
halkı askerlikten soğutmak suçundan yargılanacağınız söz. bide medya yoluyla yapılıyorsa eyvah eyvah..
Aslında insana dokunan yargılanma değil.vatan haini olarak görülmeniz.hakikaten masa başında olan savaşlarda ölmek iç gıcıklayıcı olmalı. emniyet müdürlerinin çocukları italya büyükelçiliğinde askerlik yaparken,burda mayına basıp ölmenin acısı var birde. Zira fazla yazarsam hem sözlük hem ben yasal yönden zor durumda kalabiliriz.
Askerlik kavramının niteliğinin yıllar önce değişmiş olmasına rağmen bizim ülkemize bu değişim, her alanda olduğu gibi çok geç gelmiştir. askerlik bir meslek sayılmaktadır dünyada ve savaşlar artık tek bir ulus, millet vatan yahut bilmem ne için yapılmıyor.bu savaşın boş kamplara ve boş olmasına rağmen mayın açısından dolu olan dağlara karşı yapıldığının farkına vardığı an bu yurdum halkı, verilen şehitlerin de hesabını soracaktır umuyorum. bilmezmisiniz ki bilmediğiniz anlaşılıyor, o kamplar, bahsedilen dağlar henüz hava operasyonu başlatılmadan abd tarafından boşaltılmıştır.abd açısından ortadoğu projesi için türkiye ne kadar önemliyse, ırak için de kürt halkı o kadar önem taşır. aşağısı sakal, yukarısı bıyık misali bir türlü tüküremeyen bir abd den bahsediyoruz..her iki tarafı da memnun etmenin tek yolu vardı, o da boşaltılan dağlara ve kamplara tsk'yı sürmek, medya yardımıyla da pkk nın perişan olduğu izlenimi yaratmak..al gülümlü ver gülümlü herkesin mutlu olduğu bir ortam yaratmak elbette ki...
gündemi tek bir taraftan takip etmek her zaman eksik yorumlara götürür bizleri..şu anda tsk ya göre 15 şehit verdiğimiz belirtiliyor, karşı kaynaklara baktığımızda hastane adlarıyla belirtilen 21 şehit...kime neye nasıl güveneceğimizin hiç bir garantisi ve gerçekliği yok..tek gerçek var ki o da karlı dağlarda şehit olan gençlerimiz...
isteyen gönderir isteyen göndermez oğlunu askere ama şu gerçek bilinsin ki bu adına savaş denilen boş ve mayın dolu dağlara karşı yapılan operasyonun tek götürüsü şehitlerimiz olacaktır en küçük bir getirisi olmadan...yazık!
şüphesiz insanın insanı organize olarak öldürmesi kadar* onursuz bir şey yoktur.bülent ersoy'un söyleminin doğruluğu veya yanlışlığı tartışılır.sonuçta öznel bir ifadedir.ancak tartışılamayacak olan şey bülent ersoy'un başkaları adına vicdani retçi hüviyetine bürünmesinin barışa,huzura,dostluğa,kardeşliğe değil terörizmin ekmeğine yağ sürmesidir.bu millet 15 asırdır evlatlarını kuzey'de moskof bozkırlarından,güneyde kuzey arab çöllerinin sıtmalı sıcağına güle oynaya uğurlamamıştır şüphesiz.bu milletin anaları dün nasıl çanakkale'de,filistin'de,sarıkamış'ta evlatlarının ölüm haberlerini dirayetle,sebatle,tevekkülle karşılamışsa,bugün'de ister kandil'de olsun isterse başka bir yerde olsun canlarını veren evlatlarının ölüm haberini aynı dirayetle karşılayabilmiş,bir oğlum daha var onu da asker yapacağım,komando yapacağım deme kararlılığını gösterebilmiştir.bülent ersoy'un bu ruh halini anlayabileceğini düşünmek saçmalık olur.çünkü bir anne'nin oğlunu askere gönderirken yaşadığı gururu yaşamamış ve ömür boyu da yaşayamayacaktır.varsa bülent ersoy fanatiklerinden şiddetle özür dileyerek söylüyorum kimse kusura bakmasın 120 beden silikonlu göğüslerini her fırsatta kameralara forza edip,araya iki bismillah sıkıştırıp dindar geçinen bir dönmeye kalmamıştır asker analığının kutsiyyeti.
edit:kötüle arkadaşım kötüle o çocuklarını askere gönderen analar olmasa nah yürürdün diyarbakır sokaklarında.dudağında kısa marlboro'n masanda nescafe'n kahrolsun amerikan emperyalizmi yaşasın vicdani ret demek kolay tabi.bilmezmisinki senin silahlı bir örgüte katılmayı reddetmen başka bir silahlı örgütün üstelik ilegal terörist bir örgütün işine gelmektedir.
cumhuriyet bayramında evinin balkonuna türk bayrağı asmayan, ama hac'dan gelince aynı balkona türk bayrağı asan zihniyetteki birinin söyleyeceği bir söz, sahip olduğu bir anlayıştır ki; onlar zaten birer bülent ersoydur.
yıllar yıllar evvel cinsel tercihi nedeniyle darbeciler tarafından sahne yasağı getirilen ve yılllar yıllar sonra darbe anayasasıyla çifte kavrulmuş milliyetçi tosuncuklar tarafından yine cinsel tercihi nedeniyle dalga geçilen bir insanın yapmış olduğu, güzel ve mantıklı açıklama. demek ki yıllar geçtikçe bu ülkede militarist yapı iyice kök salmış, değişen bir şey yok.
bir cins tespiti olarak "beyni götünde olanlar"ın anlayamaması gayet doğal.
oğlu olmayıp, askere göndermeyenin anlamayacağı söz.
kimi anne der ki, "benim oğlumun canı vatanına helal olsun". kimi de derki, "oğlumu askere göndermem". bu iki anneden hangisini kınayabiliriz? yaklaşık 30 yıldır boş yere ölüyor masum canlar. boş yere...
kim bu canların annesinden daha fazla üzülebilir? kim?
sözü söyleyen antipatik biri olsa da, yanlış denemez. hak verirebilir, verilmeyebilir ama, yargılanamaz.
biz buna çocuklar ölmesin diyoruz. 20 yaşında gencecik mehmetlerimizin acısını anneleri kadar olmasa da yüreğimizde hissediyoruz.
gereksiz yere oglunun ölmesini istemeyen annedir. asil düsman o daglarda olmadigini bilen annedir. Oglunu bir pis oyunun icinde pis bir planin icinde feda etmek istemeyen annedir. kendine göre haklidir.
bu lafı bulent hanım gibi aslında oglu olamayacak birinin soylemesi, anasının kınalayarak yolladıgı korpelerin bu memleket ugruna olmelerini daha az asagılamayacak.
Bokubokuna şehit düşen askerimizin ne kadar da bokubokuna şehit düştüğünü anlamış bir bünyenin ayakta alkışlanması gereken çok yerinde bir açıklamadır.
rahatlık artık bıkkınlık vermiş kocalarıyla skandallarıyla gündeme gelmekten başka şeylerle de gündeme kendini taşımak isteyen bir insan kişisi söylemi. dikkat edin sadece insan diyorum oda konuşabildiği için. düşünebilseydi tabi "düşünmüş de demiş." derdik. mantığı oturmamış, duygusal ve düşünme gelişimini tamamlayamamış insan zırvalamasıdır.
edit: kötülenecek şey gerçekten olanı yazmaksa kötüleyin bakalım, nice bülent ersoylar gelip geçecek bunları da çok yücelteck milletim belli(!)
sistem eleştirilebilir "profesyonel ordu" dile getirilebilir, bunu anlarım ama kimse oğlunu askere göndermezse bülent ablamız ve son açıklamasından sonra kendisini yere göğe sığdıramayanların terör konusuna bulucakları çözümü merak etmekteyim. teröristlerin birden sevgi pıtırcığı kelebekler olucağını düşünüyorlarsa feci şekilde yanılıyorlar şüphesiz.
biz sıcak yerde pc başında yazarken, asker kardeşlerimizin eksi 26'ya varan soğukta sırtlarında 35 kiloluk yüklerle daha kötüsü elinde kanas olan bir orospucocuğu tarafından öldürülme riskiyle karşı karşıya olduğunu ve bu eziyeti yaşamamaları gerektiğini bizde biliyoruz ama çözüm askere oğul yollamamak ya da askere gitmemek değil malesef, çözüm ne şekilde olursa olsun terörün kökünü kazımaktır.
