onu minicikken bir köyden geçerken almıştık. o yıllarda evimiz hayvan beslemeye müsait, kocaman bahçesi olan bir evdi. biberonla süt içirerek büyüttüm ben onu.
adeta ailemizin bir üyesi gibi olan bu keçi yaramaz mı yaramaz, sevimli mi sevimli kocaman bir keçi oldu.
sonra hiç acımadan kesip yemiştik onu. eti lezzetliydi.
Ağzı laf yapanlarıyla uğraşmak çok kafa ağrıtıyor. Önce o soğuk mantık duvarlarını aşacaksınız sonra da laf ebeliğinin hakkından geleceksiniz. Yenerseniz bir de alınganlıkları tutuyor. Ha zihin cimnastiği oldu epey. Dolaylı yoldan çok şey öğrettin baba.
acı çekmek için yaratılmış bir burçtur. nerden biliyorum aceba! kendimden tabisiki. öl öl bitmiyor amk. şanssız olur kendileri, gözyaşlarını hep içine akıtır. içi yansa da belli etmez, delikanlılığa bok sürdürmez. yıldızı düşüktür bu burçların. göz alırlar çok.
sevgili sözlük camiası, kadirşinas entryler girerek bu sevimli hayvanı yüceltmişler ve fakat çevirmesinin ne kadar lezzetli olduğunu da unutmuşlardır bu arada.