Marmara mezunu değerli bir müzisyen idi. Sarı saçlı, tombik yanaklı. Çaldı mı bağlamayı içiniz titrer, türküyü söyledi mi içiniz cız ederdi..
çok sevdiğim ve çok başarılı müzik öğretmenimin oğlu idi. lise yılları. okulumuza nakil getirdi oğlunu. bizden bir yaş küçüktü ama çok sevdik. her teneffüsümüz aynı grupla geçerdi. akşamları içmeye, gezmeye beraber giderdik. hatta öğretmenim bir gün bizim çıktığımızı düşünüp "oğlumu üzme" diye uyarmıştı da beni bunu anlatmıştım çılgınlar gibi gülmüştük. sonra ne oldu... altı yıllık bir kopukluk girdi aramıza lise bittikten sonra. en son ramazan bayramından sonra gecenin ikisinde telefonum çaldı. numarayı tanımıyordum. çapaklı gözümle açıp açmamakta kararsız kaldım ve açtım. gurbuz tam bir canavar beni tanıdın mı dedi karşıdaki ses. tanıyordum ama çıkaramadım. çok tanıdıktı sesi. ozan ben dedi.. o zaman dank etti. uyuyor muydun dedi. evet dedim. yarın ararım seni o zaman hadi devam et sen uykuna dedi. kapattı.aramadım ben. bekledim. o da aramadı. geçenlerde arkadaşlarımızdan biriyle bira içmeye çıktık. bahsi geçti. çağıralım dedim. başka zaman diye karar verdik saat baya geç oldu diye. ve bugün.. hiç aklıma gelmezdi. telefonun ucundaki arkadaşım nolur burada ol dedi. ağlıyordu. ne oldu dedim. döküldü dudaklarından o acı cümle. "ozan ölmüş." idrak edemedim. ciddiye alamadım ama gerçekti. onca yılım, lise günlerim, arkadaşım, canım.. gitmişti. kanım dondu sanki. ne yapacağımı bilemedim. kardeşten öte olur ya kimisi. araya zaman girse de kaldığı yerden devam eder hiçbir şey olmamış gibi. o da öyleydi işte. marmara' da müzik okumuştu. çok da başarılıydı ama işte. insan hep çevresindekiler sonsuza kadar yanında olacak sanıyor. yanında olmasa da orada bir yerlerde bir hayatının olduğunu biliyor ve içi hep rahat oluyor. zaman varken kucaklaşmıyor. erteliyor.. şu gün görürüm, bugün ararım.. ama o gün ne zaman gelecek. bilinmiyor. bir evin bir oğlu.. 23 yaşında dağ gibi ozan.. yitip gitti dün gece bir trafik kazasında.
onun anısına yazdım bu yazıyı. belki pişmanlıktan yapma ihtiyacı hissettim. onu görebilmek için fırsat varken hep erteledim ama iyi ki gece yarısı o telefonu açmışım.. iyi ki sesini son kez duyduğumu bilmeden dinlemişim onu.
nur içinde yat ozan. hep kalbimizde olacaksın...