yazdıkları Nazım Hikmetinkiler ile karşılaştırıldığında çok daha güzel olan, buna rağmen vatan şairi yada ozanı ünvanı verilmek bir yana, küçümsenen, abuk eleştirilere maruz kalan anadolu ozanı.
edit:sözlükte ozan nedir ne yapar bilmeyen ne çok insan varmış, yazık.
kendisine cenneti müjdeleyen sözlük yazarları da varmış. mümkünse ben de iki dönüm arsa talep ediyorum bal akan ırmak manzaralı. gerçi olsa olsa faşist cennetidir onun dediği. ırmaklarından da kan akar ancak. şirk mi dedi birisi. duyamadım.
ağzı olduğu için konuşabilme yeteneğini gerekli gereksiz kullanan, hayatı şiir tadında yaşayan canlı. dünyanın yuvarlak olduğunu kabul etmeyen kabilenin üyelerindendir ayrıca. bir türkün dünyaya bedel olduğu ilkesinden yola çıkan kabile, gelişim sürecinde dişi bir kurdun öneminin altını kalın kalemlerle çizer. şiir yazmanın dışında çaldığı saz ile yerli halkın gönlünde taht kurabilmiştir bu canlı.
şöyle demiş: "Onları nasıl hazmetmeyi biliyorsak onlar da bizi hazmetmesini öğrensinler. Bu memlekette Türk milleti, Türküm demekten imtina etmeyecek. "Herkes kendine ırk seçebilir, 'homoseksüelim' diyebilir. Ama 'Türküm' dendiğinde birilerinin bir yerlerine bir şeyler oluyor. Bu rüzgârı ektiler, bu fırtınayı biçecekler"
"Herkes kendine ırk seçebilir, 'homoseksüelim' diyebilir" kısmı ilgiye değer. herkes kendine bir ırk seçemez efendim. götünüzden element uydurmayın. bu seçime tabi bir şey olsaydı böyle salyalar saçamazdınız zaten ortalıkta. biz bunun insanın kendi iradesi dışında cereyan eden bir olay olduğu için bir övünme meselesi haline getirilmesine hayret ediyoruz zaten. bir de homoseksüellik de bir ırkmış gibi bahsetmiş. herkes bir ırk seçebilir homoseksüelim diyebilir diyor. ulan ırkçının bile cahilinden korkacaksın. zira komik oluyorlar.
yazdığı bir şiirin bestesine, kendisinin haberi olmadan çekilen bir klip yüzünden neredeyse yargılanacak olan ozan. kendini savunurken gayet güzel derdini anlatmış aslında, değişik şarkılardan örnekler vererek.
benzer bir olay da necip fazıl'ın başına gelmişti. hüseyin üzmez, kendi davasında necip fazıl'ın yazdıklarını okuduktan sonra cinayete kalkıştığını söyledikten sonra üstad şu savunmayı yapmıştı;
"ingilizin biri, karısının cebinde othello piyesinden bir sayfa bulup, kıskançlık kriziyle karısını öldürse, shakespeare'in iskeletini mezarından çıkarıp londra köprüsünden mi sallandıracaksınız?"
düşüncesini sözüyle ve sazıyla çok derinden ama gür sesle haykıran milliyetçi şairdir. türk dilinin tüm sanatlarını yerinde ve zamanında kullanmasıyla şiire şiir katar.
eshiden sadece ülkücülerin ozanıydı, mi,lliyetçiliğin yükselen değer olmasıyla artık her milliyetçi kesimin ozanıo olmuştur. yıllarca sürgünde kalmış, en güzel eserlerini de sürgün yıllarında yapmıştır.
kendine ozan ünvanını layık gören ancak ne ozanlıkla ne de layıklikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, sabahın bu saatlerinde akla geldikçe sinir harbi yaşatan, kel köre kalkmış cırt gözüne demiş atasözünü anımsatan, gereksiz, örümcek bağlamış, boş bir beyin abidesi.
ozan da olamamis sahistir. dinlemem etmem, ama yukardaki entry`lerden anladigim kadariyla ilkokul duzeyindeki kafiyelerle, hece vezninin en basit kaliplariyla siir (!) yazdigini sanan ince ruhlu (!) insan...
siirleriyle sunu karsilastirin hak vereceksiniz :