call of duty modern warfare kimseye güvenmeyin ghost reyiz öldükten sonra ne kinlenmiştim be amk of of https://youtu.be/5n5R7GaoyGE
yüreği olan izlemesin.
ilkin biraz para birikince dandirikten arabaları alır veya performans yükseltirdim; bi ara hırs yaptım ve birkaç gün boyunca da epey kasıp tam 140 bin biriktirip lamborghini almıştım. 2.80 ivme, 350 km hizi ile beklentim yüksekti. sözde artik bütün yarışları kazanacak ve daha canlı, keyifli bir deneyim sunacaktı. oysaki tam fiyasko çıktı. hem arabadan beklediğimi bulamadım, hem de şevkim tamamen kaçtı.
o arabayi almak için bayaı heveslice oynadim, bir hedefim, gayem vardi; dolayisiyla zevk aldim... ancak sonunda amacıma ulastığımda hiç heyecanim ve amacım kalmadı, oyundan da soğudum...
Aslında hayat da boyle.. bir şeyi elde etmek için gayret et, çok calış, ve sonunda amacına ulaş. lakin tüm keyif ve heyecan da gidiyor burada, boşluğa düşüyorsun... yani o arabayı gerçekten alsam da muhtemelen böyle olacağını tahmin ediyorum.
hülÂsa, bir şeyi elde etmekten çok, o şeyi elde edene kadarki süreçler insana asıl hazzı ve mutluluğu sağlıyor. bu yüzden hayatta sonuçlardan çok süreçlerden mutlu olmayı öğrenmek gerek.
counter strike: paran yoksa üçün birini alırsın. grand theft auto : hayatta babana bile güvenmeyeceksin. duke nukem:kadınlar bir galaksiden daha değerlidir. tekken:bu oyundan tek öğrendiğim acemilere karşı süper çekmeye çalışma, ne hikmetse hep savuşturuyorlar. resident evil:birine sarılırken dikkat et. çaktırmadan yarım kilonu alıverir. warcraft: polulasyon. serious sam: kendini kayaların bile sana ateş ettiği bir dünyada bulursan yine de espiri yapmaktan vazgeçme. pes: rakip ceza sahana girdiğinde yuvarlak tuşunun varlığını unut. red alert: toplumun refahına ekonomi yön verir. 30 tane altın arabası çıkar bi hele. sonra ne yaparsan yap. rpg oyunlarının geneli: deneyim herşeydir. yeterli levelde çorba kaşığı ile ejderha öldürebilirsiniz.
tabu: inceden inceye bol bol kitap okuyup kelime dağarcığınızı geliştirin mesajı vermektedir. her zaman gördüğü dokunduğu bir nesneyi ya da çok iyi tanıdığı bir insanı, birkaç kelime yasaklanınca 'errr, şeyyyy, eeeee, ııııı, yaaaaaa ' diyerek anlatmaya çalışıp madara olan insanlar öncelikle oyunun ders vermek istediği hedef kitlesidir.
iç içe geçirilen çoraplarla ya da plastik su şişesiyle top oynama: tüm yokluklara rağmen hayattan zevk almak mümkündür.
körebe: gözlerinize daima fazla mesai yaptırmak yerine zaman zaman diğer duyularınızı da çalıştırmalısınız hatta altıncı hissiniz bile artık eve ekmek getirecek kadar büyümüştür, bırakın çalışsın.
saklambaç: şu dünyada zaman zaman kendimizi inzivaya çekip insanların bizi özleyip merak etmelerini sağlamalıyız ve vakti gelince aniden havai fişek gibi bir fırlama yapıp tüm dikkatleri üzerimize çekmeliyiz.
kızma birader: birey evrende aslında tamamen yalnızdır. bir düşünün etrafınızda sizi devirip yok etmek için çabalayan ne kadar çok dost yüzlü düşman vardır. fakat ne olursa olsun öfkeyle hareket etmeyip uyanık olun, ne de olsa keskin sirke küpüne zarardır.
bowling: bir taşla iki kuş vurmak yerine hedefleri daha da büyütüp hayatta küçük bir atışla büyük başarılar kovalamalısınız.
denizde deve güreşi yapmak: zaman zaman hayvani dürtüleri dizginlemeyi başarmak gerekmektedir.
en uzağa tükürme yarışı yapmak: biraz insan olun be.