kızıma oyuncak alacağım diye girip kayboluyorum oyuncak reyonlarında. gerçekten muhteşem şeyler var. benim neredeyse hiç yoktu oyuncağım. kızımın şimdiden bir oda dolusu oyuncağı var. hiçbirinin yüzüne bakmıyor. bir dilim elmayı alıp ınn düüüt diye halının üzerinde sürüyor.
şimdi gidiyorum
burada 'ben' olmayacak
bana son verdiğin an
sende ne kalacak
bu seninle aşık olduğumuz yer
bu seninle savaştığımız yer
bu seninle seviştiğimiz yer
bu seninle öldüğümüz yer
ben senin için bir oyuncaktım
senin için yaşam, oyunsuz kalacak
bu seninle aşık olduğumuz yer
bu seninle savaştığımız yer
bu seninle seviştiğimiz yer
bu seninle öldüğümüz yer
kendi düşüncelerimden korktuğum an
şarap dolu damarlarımdan akan kan
son gerçeklerdir tek kalan
bu an, o an, her an!
bu seninle aşık olduğumuz yer
bu seninle savaştığımız yer
bu seninle seviştiğimiz yer
bu seninle öldüğümüz yer
çocukların kişisel gelişimine büyük katkı yapar. fakat gel gör ki bizim gibi toplumlarda nedense kız çocuğuna bebek erkek çocuğuna araba-tüfek şeklinde bir kısır anlayışla daha küçük yaşlarda rol vermeyle bu amacı bile saptırdığımız bir vaka. tam tersini neden uygulamayız bu çözülememiştir.
Çocukların oldugu zannedilen ama aslında buyuklerin hayal dunyasini yansitan, cocuk eglendiricileridir. Silah, otomobil, barby bebek vesaire hepsi büyüklerin ideolojik gostergelerinin cocuga aşılandığı nesnelerdir. Çocuk ise büyüklerin bu oyuncaga yukledigi anlamı bilmez, o yuzden bir arabayı itip ilerletmek yerine, tanışılmasi gereken bir nesne gibi yuvarlar, agzina alir, ona baska bicimde yaklasır. Ancak yeni oyuncaklar cocuk icin hareket alanı saglamadigi icin kisa omurludur, cocuk tanıştıktan sonra bırakır o nesneyi. Cünkü büyüklerin oyuncak zannettigi sey, kendileri icin urettikleri nesnelerin kucuk halidir, oyuncak degil.