oyuncak dünya, oyuncak dünya
bu oyun çok kolay, sen de oyna
hadi ama hayatı, kendimize zehir etmekte ne kadar da iyiyiz insanoğlu olarak. önce sorumluluklarımızdan kaçmayı öğreniyoruz, sonra biraz biraz sorumluluklarımızın farkına varmayı, sonrasında o sorumlulukları birer birer almayı ve en sonunda geldiğimiz nokta sorumluluklarımızın altında ezilen, üşengeç bir hayatı yaşamak oluyor. aslında basit bir oyun lan nihayetinde. kimbilir belki dışarı çıkıp da sevdiklerini görmek için şu an haricinde ikinci bir şansın olmayacak... belki bir daha bu fırsatı yakalaman mümkün olmayacak bile. gece uykuna daldığında kapatıvereceksin farkına bile vermeden kontağı. o halde kulak ver şarkının bu kısmına ve "bu oyun çok kolay, sen de oyna..."
kır ve dök, yap ve boz;
yeniden başla
hepimiz çocuklarız aslında
işte en sevdiğim. gözlerimizi bu dünyaya açtığımız andan itibaren başlıyoruz tecrübe edinmeye. aldığımız her nefeste, yaşadığımız her yeni olayda mutlaka birşeyler öğreniyoruz... ve son nefesimize değin devam ediyoruz buna. hiç değilse son nefesimizde ölmeyi öğrenmiş oluyoruz. ki küçümsemeyin, her gün gazetelerin bilmem kaçıncı sayfasında görüyoruz ölmeyi becerememiş yeteneksiz cesetleri. yaşı kaç olursa olsun birşeyleri kıra, döke öğrenme potansiyelini taşıyor insan... ve bu aslında kendi imgelerimizle, kendi iç dünyamızda ve hatta çoğunlukla dış dünya karşısında da çocuklara yakıştırdığımız bir öğrenme şekli... dolayısıyla şu içimizdeki piç kurularına çok iş düşüyor bu noktada.
kimisi askercilik oynar
kimisi hırsız-polis oynar
kimisi evcilik oyunu oynar
ben de müzisyeni oynarım şimdi
tüm bu oyunlar çocukluk yıllarında mı kaldı sanıyordunuz? gerçekten de komiksiniz neslim... olgunluktan yoksun yetişkinler sarmış çevremizi. şakacıktan kavga eden karı-kocalar, günden güne duyarsızlaşırken diğer taraftan yaptıkları işten ibaret yaşayanlar var hayatlarını.
Boyle de adama sacmalatabilir bir sarkidir ayni zamanda.
iş yerinde patronun yokluğundan faydalanıp iki dakka kafa dinlemek için birebir olan şarkı. lakin dinleyince insanın dünyanın anasını satası, işi gücü bırakası öğütlendiği üzere kırıp- dökesi, yapıp- bozası geliyor tüm çocukluğuyla. yazmam gereken dilekçeler mevcutken, şarkı sonundaki gitar solosuna hayranlık duymayı ve defalarca dinlemeyi tercih ediyorum. şimdilik dünyanın anasını bu çapta satabiliyorum, napalım yani?
asfalt dünyanın muhteşem ötesi şarkılarından sadece biridir.
ve sözleri şöyledir;
tam önümde kırıldın yere doğru
eğildin beni yerden aldın savurdun
bir hikayeydi aşk
uzun zaman önce unuttuğun
kalbin ıslak hala
ama öfken kupkuru
neler gördün kim bilir
neler duydun
kimler kırdı kalbini
küçük bir çocuktun
ve bir gün
ve bir gün
geçti ve bir gün daha
günler hep hızlı aktı
yavaş kaldı duygular
elini ver elini elini ver bana
dışarı çıkalım bu oyuncak dünyadan