pazar günü yapılması en güzel aktivitedir.
tatil günüdür, yapılması gerekenler cumartesiden halledilmiş pazara tatil bırakılmıştır.
özetle, bugün pazar değil oyun günüdür. https://pupika.com/tr
escapism denilen olgunun ete kemiğe bürünmüş hali, kıraathanede oynanan satranç da, tavla da bu kategoride, sahada top peşinde koşturarak icra edilen futbol ve basketbol da.
aşkından bana kalan kırılmış aynalardır, baktıkça baka baka sana döner kavgalarım.
yokluğundan yana ateşlere düştüm, düştükçe yana yana acıyı içer oldum.
içtikçe kana kana, canımı döker oldum ben... döktükçe günahlarım kalbimi vurur oldu, gel...
karşı durdum aleme, alem aşkından geçtim.
bir derdim var, hiç söylemedim. dünyadan çoktan göçtüm ben.
aşkından bana kalan kırılmış aynalardır, baktıkça bata bata sana döner kavgalarım.
kadere bağlandıkça düşlerde güldüm, güldükçe duman duman günahı çeker oldum.
çektikçe söne söne adını anmaz oldum ben. andıkça anıları, ruhuma dolar oldun sen.
karşı durdum aleme, alem aşkından geçtim.
bir derdm var, hiç söylemedim. dünyadan çoktan göçtüm ben...
BDO'ya 2. Yıldönümü Kutlamaları Etkinliği gelmiş. bu sıralar yeni karakterin de görselleri ortalıkta dolaşıyor efsane. Oyuna girdiğiniz hergün toplam 500 TL değerinde eşya kazanabilirsiniz 1 ay boyunca
BDO'ya ücretsiz sahip olabilirsiniz arkadaşlar. Para vermenize gerek yok. sadece oyuna biraz zaman ayırmalısınız şu sıra. 2. Yıldönümü Kutlamaları etkinliğinde ücretsiz kalıcı erişim elde edebilirsiniz.
yaşamımızda olan her şey. hepimiz bir oyunun parçalarıyız. bazen oyun kuran, bazen rol sahibiyiz. duyulduğunda akla eğlenmek gelmesine rağmen aslında bir mücadeleyi ifade eder. ancak her türlü oyun sadece hayatta kalanlar için var olmaya devam edecek.
Hızlıca bir yere koşturuyor. Nereye gidiyorsun diye soruyorum.
+anlatırım.
-Önemli bi şey mi lan? geleyim sıkıntılı bir şeyse.
+yok yok. Bir oyun varmış. 10 dk içinde başlayacak.
-Aa iyiymiş lan geleyim ben de mal mal oturacağıma.
+hadi koş o zaman. Arabaya gidiyorum ben. Hazırlan da otoparkın aşağısından alayım.
7 dk içinde sahnenin içindeyiz.
Son bıraktığımda da aynı büyülü koku vardı bu sahnede. Aynı duman.
Kapılar kapanmadan yetişip oturuyoruz. Kimse rahatsız olmasın diye hızlıca bulduğum ilk boş yere, en öne oturuyorum. Bir-iki dk içinde oyun başlıyor. Daha doğrusu müziği.
Duymamla beraber beynimden vuruluyorum. Daha önce duydum bu notaları. Oyunun adını bilmediğimi fark ediyorum. Hangi oyun olduğunu bilmeden tiyatroya koşmuşum aceleyle.
Senin bu sahnede gördüğün ilk oyun bu. Benimse son gördüğüm. Daha sonra gittin mi bilmediğimden son oyunun hangisi bilemiyorum. Belki o günden beri buraya hiç uğramamışsındır. Ne bileyim. Bilmek isterdim.
Oyunun her dakikasında seninle izlediğimiz günü hatırlıyorum. Zaten o günden bir seni bir de bir cümleyi hatırlıyorum: cehennem başkalarıdır.
Oyun bitiyor. Neyin var diye soruyorlar. Yüzümden anlamış olsalar gerek. Bu oyuna onunla gelmiştim, diyorum. Sessizlik oluyor, içimdeki sessizlik büyüyor. içimdeki sensizlik yüzümden okunuyor. Midemle kalbim arasında yeniden bir konuşma geçiyor. Susun diyorum, susuyorlar.
Oyun bana oyun oynuyor o gün. Ben kendimle oyun oynuyorum. Bazı oyunları anlamıyorum. Gün bir cümleyle bitiyor: cehennem oyunlardır.