umudunu bağladığın ürünü ve dönüşümünü alamazsın, evladına verdiğin sözleri yerine getiremezsin ve ona zarar görmüş onarılması mümkün olmayan topraklar mirasın olur. ve o evlat geçimini sağlamak için olmadık yollara sapar, sen evinin önünde onun dönmesini beklerken başın önüne eğilir. bir gün o yine senin ellerine ve çorak toprağına geri döner. sen mahzun, onun gözlerinde yaşlar... pişmanlık hem sende hem onda.. "nerede hata yaptık, neden oldu bütün bunlar" diye konuşamazsınız bile bu elemli durumu, acıyı yutkunarak geciktirmeye çalışırsınız bir süre... sonra?
toprağa iyi bakmak gerek, sevmek, korumak, gözlemek bir kadını okşar gibi sevgini paylaşmak gerekir ki mirasın büyük olsun ve evladın onu korusun, gözlesin emanetine ihanet etmesin. senin de gözün arkada kalmasın.