Will Hayward’ın “ Your vote won't change anything until the system itself changes “ isimli yazısını okurken aklıma gelen sahip olmadığım alışkanlık. Küçük yaştan beri politikayla ilgilenen Will abimiz, hayatının ezici çoğunluğunda klasik sloganları haykırarak oy kullanmanın ateşli savunuculuğunu yaptığını belirtiyor. Ancak Brexit ve Trump seçimleri görüşlerini baya değiştirmiş.
Seçeneklerin seçmence belirlenemezliği, temsil eksikliğinden şikayetle sistem değişmeden oy kullanmak manasızdır diyor. Ben sistemin üstüne zihniyeti de ekliyorum.
pusulasının piyangodan farkı yok, genellikle amorti bile kazanamazsın ama yine de ısrar etmek gerekir, Umut tuz gibidir, insanı doyurmaz ama ekmeğe tat verir. Bu tümceler ve bunlara benzer, bunlar kadar sıradan, bunlar kadar yansız, bunlar kadar masum, hiçbir suç ögesi taşımayan binlerce tümce saatler boyunca son hecesine varıncaya kadar mıncıklandı, didiklendi, tersyüz edildi, soruların tokmağıyla havanda dövüldü..
Hangi testi söz konusu, açıklayan bana, Testi neden ev yolunda kırılmıyor da su yolunda kırılıyor? Madem oy kullanma alışkanlığınız yoktu, bu kez neden kullandınız ? Umut tuz gibiyse, tuzun da umut gibi olması için ne yapmak gerektiğini düşünürsünüz ? Umut yeşil renkle temsil edilirken tuzun beyaz olmasını, yani aradaki bu renk farkını nasıl açıklarsanız?
Bir oy pusulasının bir piyango biletiyle aynı şey olduğuna gerçekten inanıyor musunuz ve yeni baştan-, Hangi testiden bahsediyorsunuz ? Su yoluna, susadığınız için mi, yoksa orada biriyle buluşmak için mi gittiniz, Testi tam olarak neyi simgeliyor?
Jose Saramango - Görmek
yanlış yönetilmek adına başımıza gelen herşeyin sebebidir. Bir de takım tutar gibi parti tutarız ve niteliksiz adamlardan meydana gelmiş olsa da o partinin listesine veririz oyumuzu..unutmayalım her millet hak ettiği gibi yönetilir.
fikrini belirtmekle uğraşmamamktır. en kötüsü entryi okuduktan sonra gülümseyerek başka yazıya geçmesidir. hatta bunu ben nasıl düşünemedim diyerek kötü oy gelmesidir.
artık bu oy kullanmama alışkanlığını geçti yazarların fazla bireysel yaşamasına kadar geldi. fikirlerimizi belirtelim. bu ülkede başımıza ne geldiyse susmamızdan ve oy sandıklarına bile üşenerek gidilmemesinden kaynaklanmadı mı? biraz abarttım farkındayım. *
(bkz: bu durumdan muzdarip yazar).
sözlüğümüzün hala en büyük eksikliklerinden biridir. sevgili yazar arkadaşımız paleface in başından geçen şu olay, durumun vehametini daha da gözler önünde sermektedir. arkadaşımızın bir entry giriyor ve takribi 6-7 dakika içinde dakika sayısı kadar "tebrik ederim", "helal baba harika yazmışsın" mesajı alıyor, bizimkinin keyfi yerinde ve haklı bir gurur yaşıyor sonra kendi kendine diyor ki "ben butonu seni bekliyor olm", tıklamasıyla şaşkınlığı üst seviyelerde neden mi adama hiç artı oy verilmemiş üstüne üstlük ironik nazar boncuğu gibi bir eksi oy kondurulmuş..
yazdığınız entrye güzel olmuş diye mesaj gelir. hemen o an oylama listesine bakarsınız entrynin hiç oylanadığını görünce şaşırırsınız. ardından dayanamayım tebrik mesajı Atana neden oylamadın diye sorarsınız "mesaj attık ya la gözün doysun" diye cevap alırsınız.
not: bu hadise yaşanmıştır.
bir an önce terk edilmesi gereken alışkanlık.beğendiyseniz de,beğenmediyseniz de mutlaka oylama yapın sevgili sözlükdaşlarım.istatistik olarak geri dönecektir bu davranışımız bize.
oy butonu gelmesini isteyen bir sürü yazar varken, oy butonu geldikten sonra bir cok iyi veya kötü entry'nin oysuz kalmasının nedeni oldugunu düsündügüm hadise.