uzun ismi publius ovidius naso olan, yaban ellerde ovid olarak da bilinen aslen romalı şair. milattan önce 43 yılında roma'da doğmuş, burada hukuk etmiş sonra yunan ellerine göç etmiş. yani şöyle denebilir kendisi için "italya'da doğdu, yunanlı da oldu, helal olsun sana, ovidius babaaa". bu kadar sığ bir adam değilmiş kendisi. zamanın önemli şairlerinden. daphne şiirlerinin ilk örnekleri ovidius'undur. yunan mitolojisi üzerine çalışmaları da olmuş. sonra ilk kitabını yazmış aşk üzerine. sonra aşk sanatını yazmış, aşk sanatı öyle acayip bir eser ki herkesin okumasını tavsiye ederim. adam bundan 2000 yıl önce kadın erkek ilişkilerini o kadar güzel anlatmış ki. birinci kitapta erkeğe kadını nasıl tavlayacağını anlatıyor, ikinci kitapta nasıl elde tutacağını, üçüncü kitapta ise kadınlara öğütler var. üç kitap dediğimi bakmayın lan korkmasın gözünüz, toplasan 100 sayfa filan ediyor. ögütler de siktirik öğütler değil, ben zamparayım diyen adamı cebinden çıkarır o derece enteresan. neyse abicim ben seni tutmayayım, bu adam aşk sanatını o gün yazınca skandal oluyor o zamanın yaşam şartlarına göre, abi naaptın sen diyorlar ama imparator augustus vay be diyor yanına aldırıyor ovid'i. enseye şaplak göte parmak sarayda yaşıyorlar ama sonra bilinmeyem ama büyük ihtimalle bir kadın yüzünden augustus onu karanlık ve kasvetli bir liman şehrine sürüyor. ömrünün son 9 senesini burada yaşıyor ovid ve buradan karısına mektuplar yazıyor ki bu mektuplar da bir edebi şaheserdir. velhasılı kelam güzel kardeşim bu adam insanlık tarihinin bilinen ilk zamparasıdır ben sana öyle diyeyim.
mitoloji kitaplarının kaynak olarak gösterdiği, augustus caesar döneminde yazdığı açık-seçik şiirler dolayısıyla, sürgüne gönderilmiş şair. uzun dönem sürgünde yazdıkları, hayranları tarafından çoğaltılmaya ve el altından pek çok ülkede dağıtılmaya devam eder.
baskasindan yakindiginda dedi ovidius,
"elde edilir, bir kadin."
dudaklarindaki yarim huzunle gorundugunde ona,
yaklasacaskin.
elleri bogrunde, sizili yuregini,
oksarken gorunmez dilekleri,
ona gokyuzunun maviligini
anlatacaksin.
tam acmak istediginde kendini
gorunup
kacmak istediginde
saklanacaksin.
hic gecikmeyeceksin
dedi ovidius,
ocunu almasina "aracilik" edeceksin.
bulmak istedigi ne varsa, O'na
getireceksin.
nasilsa unutmustur mutlulugun
yuzlerdeki yansimasini.
nasilsa zincirleri vardir,
kirmak istedigi,
sen sadece bir "yol" gosterceksin.
hic bir sey daha "ucucu" degil
dedi ovidius,
kirk bir kadin kalbinden.
tutmak istedigi ne varsa,
ucup gitmistir ellerinden.
ve cocuklugunu,
gencligini
ve ilk mutlulugunu
tatmak ister yeniden.
sahip oldugu her seyi sunacakti onune.
ona "mutluluguymus" gibi,
gorunursen.
"baskasindan yakindiginda" dedi ovidus,
"elde edilir bir kadin."
bakislarinin tum kirilganligiyla
baktiginda aynaya,
aynada O'nu gosteren,
"sen" olacaksin.
mitoloji kitaplarının kaynak olarak gösterdiği, augustus caesar döneminde yazdığı açık-seçik şiirler dolayısıyla, sürgüne gönderilmiş şair. uzun dönem sürgünde yazdıkları, hayranları tarafından çoğaltılmaya ve el altından pek çok ülkede dağıtılmaya devam eder.
metamorfozlar eserinde tarihin başlangıcından kendi gününe kadar olan mitleri toplamış ve onlar arasındaki boşlukları metamorfozlar sayesinde doldurmuş şairdir.
yakalanmamak için perde arkasına saklanan aşıkların şairidir kendisi.şiirlerinden birinde sevgilisiyleyken kocasına yakalanmamak için perdenin arkasına saklandığını ve kendini zaptetmeye çalışan bir aşığı betimler.
2059 yıl önce bugün doğmuştur.nice senelere!
Romalı şair. Genelde aşk, terkedilmiş kadınlar ve mitolojik temalı şiirler yazan Naso, Publius Vergilius Maro ve Horatius ile beraber, Latin Edebiyat'ının üç kanonik şairinden biriydi. Genelde hüzün beyitlerinin en büyük hocası olarak kabul ediliyordu. Şiirleri, orta çağ'ın sonuna kadar Avrupa sanatı ve edebiyatını önemli ölçüde etkilemiştir.