aradığını düşündüğü şeyden fersah fersah uzaklaşmakta olan zat-ı muhteremdir. felsefe ile ilişki kurmak zorunlu bir hal değildir; nefes almak, yemek yemek, sevişmek, dışkılamak, felsefe ile ilişki kurduğunu düşünmek diye sıralanmaz hayatta kalma zaruretleri. bedbinliğe sürüklemeden insanları, kendini de yormadan oluruna bırakmak gerekir bazen ya da daha çok okumalı; sindirerek kelime tekrarıyla değil ama...
-Teşekkür ederim. Bir konuda malümatınız olacak mıydı acaba? Bir sıkıntımız varda.
-Bak evlat, yaşamak, denizde dalgaların arasında boğuşmak gibidir, ıslak, dizginlenemez ve tehlikeli bir yolculuktur yaşamak.
-peki ho...
-evet evladım, sorgulamak ise bu yoldaki en hakiki mürşittir. Her şeyi sorgulamak, arkasındaki varoluş düşüncesine inmek ve diyalektiği bilmek çok önemlidir.
-hocam ta...
-insan ruhu, beynimizde oluşturulmuştur. Bir hayvan türü olan insan, diğer materyaller gibi dünya materyalinin bir parçasıdır.
-hocam aslınd...
-heh işte. Şöyle otur bakayım yanıma da bir hikaye anlatayım. Karac'oğlan yolda yürürken iki kaplumbağa görmüş ve yanındakine demişki: bak dertli dost. Bu kaplumbağalar var ya bu kaplumbağalar. Tek varlıkları sırtlarındaki yük. Ondan başka hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorlar.
- ya aslında taş...
- değişmeyen tek şey, değişimin ta kendisidir evlat. Ve bu değişme, doğanın enerji kuramından dolayı, her zaman ileriye doğru olur. Toplumlar asla geriye gitmezler. inişler, çıkışlar olabilir. Ancak her zaman ileriye gidilir.
-ya hoca senin .mına koyayım. taşşak diyorum taşşak. Taşşak altı kaşıntısı. Nedir bunun ilacı merhemi? Senin her bokun altında felsefe arayan beynini, aklını, yüreğini diyalek diyalektik diyoş diyoş .ikeyim tamam mı? Ben de sana bi hikaye anlatayım. Can yücel bir gün gene çok içmiş. Bir arkadaşıyla beraber çıkmışlar meyhaneden yürüyorlar. Yanındaki adam da senin gibi denyonun teki. Can baba'nın gözünün içine bakıyor. Bi laf söylese de o lafın altında hayatın anlamını arasak diye. Neyse, can yücel aniden yere yatmış. Sırt üstü, yıldızlara bakıyor. Suratında da ekşi bir ifade. Hemen yanındaki zibidi de yatmış yere. O da bakıyor gökyüzüne. 'abi, diyor. - ne görüyorsun? Can baba dan gene ses yok. -yıldızlar dimi abi? Diyor. Çok manalı falan, filan saçmalıyor gene. Can yücel ekşitiyor iyice suratını. Dönüyor yan tarafa. Kusucam a.k diyo ve böğürük diye çıkartıyor midesindekileri. işte senin durum da böyle bir durum. Bir daha kafamı sikersen, götünü sikerim. Yeter be yeter! Yettiniz be.!
