almanya'nın siyasi birliğini sağlayan ve tarihte ilk defa sosyal sigorta uygulamalarını başlatan şansölyedir. döneminde oldukça popüler olan sosyalist akımın önüne geçmek için 1878 yılında onlara karşı bir yasa çıkartarak alman sosyal demokratların aktivitelerini, sosyalist yayınevlerinin kitap basmasını yasaklamıştır. almanya sosyal demokrat partisi'ni de yasadışı ilan etmiştir, evet.
şu aralar 19yy orta avrupa tarihi okuyorum. avusturya, italya, almanya gibi. ilginç bir şey dikkatimi çekiyor. bir defa bismarc sanıldığı kadar alman milliyetçisi değil. o anlamda romantik olmaktan uzak, tersine tam bir realist. siyaseten alman birliğinin ihtiyacını fark ediyor. alman devletlerinin avrupa dengesinin bozulduğu her an yok olma tehlikesi içinde olacağını biliyor. yoksa devrimci olamayacak kadar muhafazakar ve geleneksel otoriteye inanmış biri. çok benzer şekilde italya'da da risorgimentonun siyasal önderliğini cavour yaptı. halbuki cavour da güney'e karşı ön yargılı, milliyetçi anlayıştan fazlasıyla yoksun biriydi. biraz da siyasette hamle gücünü mazzini ve garibaldi'ye kaptırmamak için bu ipi göğüslemek durumunda kalıyor. bu bize ne gösteriyor? Tarihte bireylerin rolü sandığımızdan küçük. derin dalgalar var. bu derin dalgalar tarihin akışını belirliyor. en tepedekiler değişimin ve maddi şartların kaçınılmazlığı karşısında duramayacağını kavradıklarında buna ayak uydurup tarihe geçiyorlar. değişimin karşısında duranlar helak oluyor çoğu zaman. doğru zamanda doğru zamanda bulunmak gibi bir şey. gerçi bunun da istisnası var, o da prens metternich. o bile biliyorsunuz ciddi direnişinden bir noktada yani 1848'de kaçarak kıvırdı. bence bizim çok partimi hayata geçişimizde de durum bu. ismet paşa değişimin geldiğini biliyordu. mecburen çok partili yaşama geçişe onay verdi. bu değişimin karşısında durması halinde o dönemin diktatörlerinin başına gelenleri bir gözünün önünden geçirmiştir bence. gerçi onun da bir istisnası var. franco. ama franco'da durum daha farklı. neyse, derse geçeyim bari.
Almanyanın kurucu aklı. Politika ve devlet ilişkileri konusunda dönemi için deha sayılabilecek bir kişilik. Alman imparatorunun aç gözlü emelleri üzerine istifaya zorlanmistir. Bunun sonucu ise Almanya için 1. Dünya savaşında yenilgiye sebep olmuştur. Hatta 2. Dünya savaşının nedenlerinden birini de bu dahi kişiliğin görevden alınmasına baglasak yanlış olmaz.
almanları ikinci kez birleştiren, 2. reichı kuran demir şansölye. prusya başbakanı. evet. teşekkürler.
Tekrar söylemeden edemedim alman tarihinin en daşşaklı adamlarındandır. isminden bile daşşak akıyor. Evet.
aslında II. wilhelm'e pek hizmet ettiği söylenemez. zaten kısa süre içinde şapkasını aldı gitti. bismarck her daim avrupa politikasını savundu. bu anlamda hitler, adenauer ve hatta merkel gibilerinin politikalarına da fikir babalığı yapar. II. Wilhelm maceracıydı, almanya'yı bir küresel emperyal devlet haline getirmek istedi. bunun sonu birinci dünya savaşı sonrasında felaketle sonuçlandı. çünkü almanya etrafındaki hemen hemen tüm ülkelerle tarihsel sorunlara sahiptir. fransa, ingiltere, polonya, rusya. her daim askeri anlamda iki ateş arasında kalma tehlikesi vardır. bu da zaten bismarck'ın korkulu rüyasıydı. hitler de kavgam'da wilhelm'in kolonyal siyasetini eleştirir. lebensraum dediği avrupa'dan ötesi değildir. hitler de bismarck'ın kabusundan kurtulamadı ve almanya yine iki ateş arasında kaldı. çünkü öyledir. avrupa'da dengeler bozulduğu an almanya o enkazın altında kalmak zorundadır. bugün bile böyledir bu. savaş sonrası adenauer ile başlayan süreçte almaya yine bismarck'a döndü. avrupa birliği denen şey aslında almanya'nın fransa ile savaşmaması projesidir. adenauer'ün avrupa atlantik politikası da bu bağlamdadır. doğu'da da ostpolitik denen doktrin de aynı şekilde avrupa politikasına yönelikti. bugün almanya'nın ab'de öncü rolü kimseye kaptırmak istememesi de bismarck'tan kaynaklanır. marc mazower çok iyi tespit etmiştir ki hitler'in avrupa için öngördüğü "yeni düzen" savaş sonrasında "avrupa birliği" olarak tecessüm ediyor. şaşılacak şey. zaten bugün de ab'ye fourth reich diyenler az değil. avrupa'da.
ırak'ın eski lideri saddam hüseyin ve nazi lideri adolf hitler'in üzerinde derin tesir bırakan, kan ve demirle ülke sorunlarının çözülmesi gerektiğini savunan, dönemin şartlarına göre uluslararası siyasette diplomasiyi iliklerine kadar işleyen alman devlet adamı.
bugünkü güçlü almanya'nın temellerini atan "demir şansölye" lakaplı siyasetçidir. kendisi alman birliğini sağlayıp öncelikle fransa üzerine seferler düzenlemiş ve önemli bölgeleri ele geçirmiştir. balkanlar ile uğraşmayıp, bu iş için diğer ülkeleri kullanmıştır. osmanlı'nın son dönemlerine etki etmiş bir siyasetçidir. özellikle 93 harbi diye adlandırılan osmanlı - rusya savaşının ardında kendisinin onayı bulunmaktadır. balkanların güçsüzleşmesi ve osmanlı'nın geri adım atması siyasi anlamda işine geleceğinden rusya'ya "hadi koçum" demiştir.
denge siyaseti ile bölgesine şekil vermeye çalıştığı kendisinin görevden alınması ile ortaya çıkmıştır. bir süre sonra bütün dengeler alt üst olmuş ve 1. dünya savaşına giden süreç başlamıştır.
Dağınık germen topluluklarını bir araya getirip günümüz alman devleti'ni kuran almanya'nın ilk şansölyesidir.
Türk tarihinde aynı şeyi yapan ve "türk tarihi'nin bismarck'ı" olarak tarihe adını yazdıran kişi orhun yazıtları'nda da anılan vezir tonyukuk'tur.
Kendisi, çin esaretindeki dağınık türk boyları Arasındaki geçimsizliği sonlandırarak ve türk birliğini sağlayarak, 50 yıl sonra türkleri yeniden bağımsız bir devlet haline getiren bilge vezirdir.
alman milli birliğini " kan ve demir " mottosu üzerine kurmuş 19. yüzyılın en büyük devlet adamlarından biridir.
bir fransız ve rus ittifakının ortaya çıkmaması için şansölyeliği zamanında çok ince diplomasiler ile dış politika oluşumuna gitmiştir. fransız ve rusların ittifak kurup almanya' yı sıkıştırması gibi düşünceler siyasi tarihe " bismarck kabusu " adı ile geçmiştir.
dağınık alman devletlerini birleştirip alman imparatorluğu'nu kurmak için danimarka, avusturya ve fransa'yla savaşmış, bu savaşlar sürerken diğer tüm devletlerle tarafsızlığını sağlamış dehâ. iş bankası kültür yayınları'nın yayınladığı jonathan steinberg'in yazdığı bismarck biyografisi okunmalıdır.
görselde sedan muharebesi sonrası esir edilen son fransız imparatoru iii. napoleon'la konuşuyor. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1180742/+
asker değildir. askerlik görevinden tüymüştür. başta von moltke olmak üzere birçok subay üzerine üniforma giymesine hep karşı çıkmışlardır. ancak bir asker dirayetine sahip değildir demek daha da yanlış olacaktır.