BENIM VERGIMLE OTOBAN YAP, KOPRU YAP SONRA BUNU SAT HEMDE 2 YILLIK GELIRINE, TELEKOM GIBI OOACAK ALANLAR 6 AY SONRA ALDIGIN 5 MISLINE BASKASINA SATACAKLAR.
Herkesin bir takım rakamlar sunduğu ihaledir.
Öncelikle şunu belirtelim; ilk bakımları karayolları üstlenecek.
Geçmiş 10 yıl rakamlari verilmiş. Geçmiş 10 yıldaki fiyatlar ve tesis sayısı bugün ile kiyas yapılmamış.
Özetle; bu adamlar önümüzdeki 7-9 senede işi amorti edip geri kalan yaklaşık 17 yıl kaymak yiyecek.
Ülker grubu, koç grubu ve malezya'li ortakların hisse oranı nedir bu ışte?
Bir çok şirket biliyorum yabancı sermayeye Yapılan kiyaklardan faydalanmak için malezya'da paravan işler kurup, sözde yabancı sermaye adı altında memlekette is yapan.
Misal, mevcut hükümete yakınlığı ile bilinen yeni mağazacılık a.s. Yani a101 %90 kusur Malezyalı adı sani bilinmeyen bir şirket ortaklığı ile kuruldu. Her nasılsa 1 sene içinde tüm yabancı pay yerli iştirakçilere geçti.
Elbette ki bu ihale de temiz değildir, elektirik ve telekomda olduğu gibi. Bundan sonra yapılacak zam oranları geçmiş 10 yıl ile kiyaslandiginda bunu goreceğiz.
Bir de, ülker grubunun ve bağlı şirketlerin, bu hükümet döneminde aldığı kaçıncı büyük ihale bu ?
Köprü ve otoyolların 25 yıllığına işletmesinin verilmesidir. ihaleyi detaylı incelemek gerekirse:
işletmesi verilen yerlerin 2010 - 2011 - 2012 yılları gelirleri yıllık ortalama 560 milyon dolar civarı. bu gelire %18 kdv ve %10'luk belediye payı dahil. bu paylar düşülürse net gelir 437.5 milyon dolar civarında. bu vergileri neden düştüm çünkü alan firma bu vergileri her yıl ödeyecek zaten. son üç yılın ortalama gelirleriyle bakıldığında verilen teklif 13 yıllık bir gelire eşit oluyor. otoyolların son üç yıldaki gibi çalıştığı düşünülürse firmanın 25 yıl boyunca devlete vereceği miktar toplam:
5.72 milyar (ihale bedeli) + (25 x 122,5 milyon (yıllık vergi)) = 8.782 milyar dolar olacaktır.
toplam cirosu = 25 x 560 milyon = 14 milyar dolar.
firma kendisine kalan yıllık 208 milyon dolarla bakım, onarım ve işletme masraflarını çıkaracak ayrıca boğaziçi köprüsünün bakımını yapacaktır.
Firma ayrıca otoyollardaki tesislerin de işletmesini aldığından ekstra gelirleride buradan olacaktır.
ihaleyi değerlendirirken bir de bu açıdan bakmak gerekir. nerden bakarsanız bakın aylık 10-15 milyon TL karı var bu işin. devlet kazıklandı mı kara mı geçti göreceli durumdur. ilerleyen yıllarda sonucu göreceğiz.
2001-2010 yılları arasında 10 yıllık gelir 3,67 milyar dolar ihale bedeli 5,72 milyar dolar.
yıllık ortalama gelir 367 milyon dolar.
bu rakam gelir muhtemelen kar değil, öyle ise giderler de düşünülmeli.
basından * öğrendiğimize göre boğaziçi köprüsü 1 yıl bakıma alınacak.
tüm yol ve köprülerin giderleri yükleniciye ait. bakım onarım, ilave şerit ve bağlantı yolları da yükleniciler tarafından yapılarak havuza dahil edilecek.
ayrıca fiyat artışları ile ilgili de sözleşme maddesi bulunuyor ve bakanlık tarafından denetlenecek.
fiyat artış oranları da makul ise (hükumetin yaptığı oranda ise) bu bilgiler ışığında hizmet kalitesinin sözleşmeye istinaden artacağı öngörüsü ile makul bir özelleştirme olduğunu söyleyebiliriz.
kamu ve özel sektör işletme verimliliği konusuna hiç girmiyorum.
detayları incelemeden önce ben de sıcak bakmamıştım ama yaygara gerektirecek bir durum yok gibi.
tüm detaylar basına yansıyınca adaha ayrıntılı değerlendirilecektir.
gelir detayları:
2011'de 534,7 milyon dolar,
2012 yılı 11 aylık dönemde 411,4
1 Ocak 2001-30 Kasım 2012 tarihleri arasında 3,8 milyar dolar gelir elde edildi.
Karayolları Genel Müdürlüğü,
2001'de 187,4 milyon araçtan 203,5 milyon dolar,
2002'de 195,6 milyon araçtan 136,3 dolar,
2003'te 217,3 milyon araçtan 181,8 milyon dolar,
2004'te 243,1 milyon araçtan 265,5 milyon dolar,
2005'te 257,5 milyon araçtan 321,9 milyon dolar,
2006'da 2810 milyon araçtan 348,8 milyon dolar,
2007'de 303,1 milyon araçtan 493,5 milyon dolar,
2008'de 309,8 milyon araçtan 431 milyon dolar,
2009'da 314,2 milyon araçtan 402,6 milyon dolar,
2010'da 329,6 milyon araçtan 561,1 milyon dolar gelir elde etti.
ekonomik liberalleşmenin yeni bir adımı. halk içinde devlet içinde daha faydalı olacaktır.
şöyle ki;
halk için hizmet kalitesi artacaktır. devlet ne kadar çok işe bakarsa o kadar hantallaşır ve yürüttüğü işlerden geri kalır. fakat özel şirketler böyle değildir. özel şirketlerde hizmet kalitesi daha iyi olur.
ayrıca devletin kasasına yüklü miktarda para işletme ile uğraşmadan girmiş olur. bu nedenle devlet için de olumlu bir gelişmedir.
sermayenin cumhuriyet ekonomisinin son kırıntılarını da temizleme girişimidir. diğer bir ifadeyle, sermayenin kamu mallarını talan etmesidir. hem de çok cuzi bir rakama. bu köprü ve otoyollarının 3 buçuk yılda 2.1 milyar dolar hazineye katkı yaptığını düşünürsek; köprülerin 5.6 milyar dolara satılmasının "talan" dışında başka bir kavramla açıklanamayacağını daha net görürüz.
liberal ekonomi'yi bilmediği gibi, devletçi anlayışla harmanlaşmış karma ekonomik sistemden bihaber de olan kişilerin savunduğu özelleştirme.
liberal ekonomi'yi küçük bir adam smith kadar biliyorum, her bildiğim şeyi desteklemek zorunda mıyım peki? kapitalist neo-liberal yavşaklığa "eyvallah" demek zorundamıyım ?
satın kardeşim satın her yeri bu halka müstahak. sonra örtülü ödenekten 2 3 milyar dolar "nereye olduğu belli olmayan" harcama şeklinde kullanırsınız. ayakta uyuyun siz.
ülkenin parça parça satılması demektir. herşey özelleştirilebilir fakat neden sürekli yabancı şirketler bu özelleştirmeleri alıyor? çok merak ediyorum acaba bir savaş halinde ülkedeki iletişim ne ile sağlanacaktır?
toplam uzunluğu 1975 kilometre olan boğaziçi ve fatih sultan mehmet köprüleri ile sekiz otoyolun koç-ülker-uem ortaklığı'na satılmasıyla gerçekleşmiştir. hadi geçmiş olsun. arada ülker olmasaydı şaşardım zaten. şimdi kimse yazmaz da bunu. peşkeş değil de ne lan bu ne? kendi adamlarınıza sattınız halkın vergileriyle milyar dolarlara yapılan yolları köprüler.
tüm bu yol ve köprüler için grup 6 milyar dolara yakın bir para ödeyecekmiş!
bugün itibarıyla gerçekleşmiştir.
bir insan altın yumurtlayan tavuğu satar mı ? eğer tavuk kendisine aitse satmaz ama tavuk emanetse ve yumurtaları iç etmek zorsa tabii ki tavuk satılabilir.
bu olayı akp fanatiklerinden başkasının savunmayacağı açıktır, yazıklar olsun diyorum...
özelleştirmeyi kazanan şirketleri protesto edip ürünlerini boykot etmek en etkili bir çözüm olabilir.
koç-ülker-uem ortaklığı ihaleyi kazanan firmalar.
koç ve ülker ülkemizde pek çok dalda at koşturmaktadır. şu andan itibaren en azından ülker ürünlerini boykot edebilirim.
