Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı vermesine rağmen Özelleştirme idaresi Başkanı Metin Kilci danıştay kararının otoyol ve köprü özelleştirmelerini geciktirmeyeceğini söylemesi durumudur.
saçma bir özelleştirme politikasıdır. devletin halkı için yapmak zorunda olduğu yol köprü gibi gerekli yerlerin devlet elinden çıkıp özel sektöre verilmesi özel sektörün sırtını sıvazlamak buyrun bu ülke halkın değil sizin demekten başka bir şey değildir. otoyol ve köprüler vergimi veriyorlar ki özelleştiriliyorlar orası zaten devletin zarar işlemden kar amaçlı devlete yılda milyon ytl'ler kazandırmaktadırlar saçmadır mantıksızdır.**
köprü ve otoyolların 15-20 yıl gibi süreler için işletme hakkının devredilmesine niye bu kadar karşı olunur anlamıyorum. normal tüketici için köprü ve yolu devlet işletmiş, özel sektör işletmiş ne fark var? özel şirket kafasına göre fiyat koyacak, halkı soyacak, kazığı geçirecek filan diye itiraz edilebilir ama öyle birşey yok. bu tip özelleştirmelerde(doğalgaz özelleştirmeleri de böyledir) önceden belirlenen bir fiyat vardır. ne kadar süre için kararlaştırılmışsa o süre boyunca bu fiyat uygulanır. sonrasında ise devletin izin verdiği ölçüde fiyat arttırımı yapılır.
memleketin yol bakımından eksiği(özellikle demiryolu alanında) saymakla bitecek gibi değil. napalım bu devletin görevi diyorsan o zaman vergini de tam vereceksin. ama sen versen de millet vermiyor. toplanan vergilerin tam 2/3'ü hala dolaylı vergilerden alınıyor. devlet gelir vergisi toplayamıyor. durum bu olunca da ulaşım alanındaki yeni yatırımlar için burdan gelen paralara ihtiyaç duyuluyor.
korkmayın, iki tane yolu devlet değil özel şirket işletti diye memleket elden gitmez. ama halen daha genel anlamda düzgün bir demiryolu ağımız olmadığı için ulaşıma tonla fazladan para harcıyoruz.
En basit mantikla, ozel sektor kopru ve otoyollarin isletme hakkini kar elde etmek icin satin alacaktir. Vatandasin vergileriyle finanse edilerek yapilmis bu hizmetler ayni zamanda kar edip butceye katki da saglamaktadir. ozellestirme ile elde edilicek kaynak gecici bir kaynak olacaktir, basit bir hesapla ozellestirmeyi kazanan sirketlerin bu sure icinde elde ettigi net karlari toplayip, odedikleri miktari cikardiginizda, kalan miktar cebinizden calinan miktardir. neticede satilan say kopru ve otoyollar degil gelecektir.
telekom özelleştirilmeden önce (özelleştirme sonrası hangi noktada bilmiyorum) işlevi azaltıldı, tekel olmaktan çıkarıldı. eski marka değeri kalmadı. ama eski değerinden çok daha fazla bir bedel ile özelleştirildi.
tcdd'nin konya ve ankara projeleri düşünüldüğünde otoyolların özelleştirilmesi de fena fikir değil bence. önce özelleştirip, sonra piyasanın ilgisini ikame bir yolla başka bir yöne çevirmek suretiyle hem satıştan kar etmek hem de satıştan önceki kazancı sağlamaya devam etmek tam da bir devletin yapması gerekenlerdir.
bugün itibarıyla gerçekleşmiştir.
bir insan altın yumurtlayan tavuğu satar mı ? eğer tavuk kendisine aitse satmaz ama tavuk emanetse ve yumurtaları iç etmek zorsa tabii ki tavuk satılabilir.
bu olayı akp fanatiklerinden başkasının savunmayacağı açıktır, yazıklar olsun diyorum...
özelleştirmeyi kazanan şirketleri protesto edip ürünlerini boykot etmek en etkili bir çözüm olabilir.
koç-ülker-uem ortaklığı ihaleyi kazanan firmalar.
koç ve ülker ülkemizde pek çok dalda at koşturmaktadır. şu andan itibaren en azından ülker ürünlerini boykot edebilirim.
toplam uzunluğu 1975 kilometre olan boğaziçi ve fatih sultan mehmet köprüleri ile sekiz otoyolun koç-ülker-uem ortaklığı'na satılmasıyla gerçekleşmiştir. hadi geçmiş olsun. arada ülker olmasaydı şaşardım zaten. şimdi kimse yazmaz da bunu. peşkeş değil de ne lan bu ne? kendi adamlarınıza sattınız halkın vergileriyle milyar dolarlara yapılan yolları köprüler.
tüm bu yol ve köprüler için grup 6 milyar dolara yakın bir para ödeyecekmiş!
ülkenin parça parça satılması demektir. herşey özelleştirilebilir fakat neden sürekli yabancı şirketler bu özelleştirmeleri alıyor? çok merak ediyorum acaba bir savaş halinde ülkedeki iletişim ne ile sağlanacaktır?
liberal ekonomi'yi bilmediği gibi, devletçi anlayışla harmanlaşmış karma ekonomik sistemden bihaber de olan kişilerin savunduğu özelleştirme.
liberal ekonomi'yi küçük bir adam smith kadar biliyorum, her bildiğim şeyi desteklemek zorunda mıyım peki? kapitalist neo-liberal yavşaklığa "eyvallah" demek zorundamıyım ?
satın kardeşim satın her yeri bu halka müstahak. sonra örtülü ödenekten 2 3 milyar dolar "nereye olduğu belli olmayan" harcama şeklinde kullanırsınız. ayakta uyuyun siz.
sermayenin cumhuriyet ekonomisinin son kırıntılarını da temizleme girişimidir. diğer bir ifadeyle, sermayenin kamu mallarını talan etmesidir. hem de çok cuzi bir rakama. bu köprü ve otoyollarının 3 buçuk yılda 2.1 milyar dolar hazineye katkı yaptığını düşünürsek; köprülerin 5.6 milyar dolara satılmasının "talan" dışında başka bir kavramla açıklanamayacağını daha net görürüz.
ekonomik liberalleşmenin yeni bir adımı. halk içinde devlet içinde daha faydalı olacaktır.
şöyle ki;
halk için hizmet kalitesi artacaktır. devlet ne kadar çok işe bakarsa o kadar hantallaşır ve yürüttüğü işlerden geri kalır. fakat özel şirketler böyle değildir. özel şirketlerde hizmet kalitesi daha iyi olur.
ayrıca devletin kasasına yüklü miktarda para işletme ile uğraşmadan girmiş olur. bu nedenle devlet için de olumlu bir gelişmedir.