en büyük yetkinin sadece bir kişide bulunduğu, günümüz toplumlarında diğer kurum ve kuruluşların pek etkili olmadığı kanımca zararlı bir rejim türüdür.
türkiye'de böyle bir şey yok diyene küserim.
daha nasıl olmasın anlayamıyorum.
paramiliter güç: ak gençlik.
iktidarın para kaynağı: inşaatçılar.
iktidarın beslediği gruplar: elbette var.
ne istediniz de vermedik dediği bir cemaat var.
yani var oğlu var.
türkiye'de otoriter rejim yok diyene fena halde küserim.
ha bir de abdullah gül'ün partiden ihracı var ki;
tam da bir diktatörün yapacağı iştir bu.
yani güçlü olanlar partiden ihraç ettiriliyor.
sözün özü bizim ülkemiz otoriter rejimle yönetiliyor.
toplumu ilerleten çeşitleri de bulunur. nazi almanyası, sovyet rusyası, mussolini italyası, franco ispanyası, Rafael Trujillo'nun dominik cumhuriyeti otoriter rejimler altında büyük ilerlemeler kaydetmiştir. mussolini italyası garibaldi döneminden günümüze kadar ki en parlak italya idi, sovyet rusya yerleştiği coğrafyayı, yalan yok, her yönden ilerletti. nazi almanyasının gücü ve teknolojisi zaten malum. her şeyden önce o fırınlar dahi büyük bir zekanın ürünüdür. Rafael Trujillo ve franco ise ülkelerine daha önce görülmümiş bir refah ve istikrar getirmişti. otoriter rejimler ve diktatörlüğün her türlüsünün kötü olduğu söylemi, bu yönetimler altında çıkarları büyük ölçüde zedelenen kozmopolit sürüngenlerin dayatmalarıdır ve ne yazık ki çok başarılı olmuşlardır.
otoriter rejim.. günümüzde herkesin yerden yere vurduğu, karşı olduğu yönetim şekli. otoriter rejime herkes karşı, çünkü öyle isteniyor. tüm gün televizyonlar haykırıyor ''demokrasi'' diye. oysaki demokrasi dediğin yönetim şeklinin emperyalist devletlerin bizleri daha rahat sömürebilmesi için önayak olmaktan başka bir halta yaradığı yok. siz zannediyor musunuz ki biz demokrasi ile yönetiliyoruz? başımıza geçen liderler, partiler, tüm bu zincir dünya büyüklerinin isteği doğrultusunda gerçekleşiyor. biz liderimizi kendimiz seçmiyoruz, biz partimizi kendimiz seçmiyoruz, bize seçtiriyorlar.
tüm kanallar, haber bültenleri tek bir el altından yönetiliyor. bizim üzerimizde istedikleri algıyı yaratıp, kendi doğrularını iteliyorlar. cumhuriyetin ilk yıllarında kim diyebilirdi ki ileride şeriatçı bir hükümet ile yönetileceğiz? kim diyebilirdi ki tüm güç din tüccarlarının elinde olacak? bizi, hepimizi uyuttular. bu ülke mustafa kemal atatürkten sonra her geçen gün kötüye gitmiştir, her geçen gün benliğinden kopmuştur. daha ismet inönü zamanında milliyetçiler, türkçüler hücrelere atılıyordu, daha o dönem ülkedeki milliyetçi kesimi yok etmeye başladılar. niye? neden? sorun kendinize yahu, neden diye sorun.
milliyetçilikten korkuyorlar, bizim milliyetçi olmamızdan korkuyorlar. çünkü milliyetçi olursak kalkınırız, çünkü milliyetçi olursak aramıza yabancı sızdırmayız, çünkü milliyetçi olursak hükümete, devlete böcekler sızamaz. milliyetçi olmamızı istemiyorlar çünkü bunu bir tehdit olarak görüyorlar. en büyük örneği nazi almanyası. bu gün sev veya sevme, kim diyebilir ki nazi almanyası güçsüz bir devletti? kim diyebilir ki naziler başarısızdı? heriflerin önlerinde tek başına durabilecek yeryüzünde tek bir ordu dahi yoktu, kaç devlet birlik oldular da zoruna durdurdular. bu başarının sırrı nedir? birinci dünya savaşından yenik çıkan bir milleti 10 yıl içerisinde süper güç yapan nedir?
milliyetçilik ulan milliyetçilik. otoriter rejim ile yönetilen milliyetçilik. hatırlatayım, mustafa kemal atatürk'ün ölümüne kadar bu ülke tek parti ile yönetilmiştir. atatürk de biliyordu demokrasinin tek parti ile işlemediğini, fakat buna izin veremezdi. al ismet inönü verdi, verdiği günden beri devletimiz din tüccarlarından kurtulamıyor. ulan azcık bırakın şu demokrasi fanatikliğini de objektif olarak gerçekleri görün, bizim demokrası denen illet ile nasıl bir çamura battığımızı görün.
otoriter rejim öcü değildir, milliyetçi görüş ile birleştiğinde ülkemizin kalkınmasını sağlayacak tek yönetim şeklidir. objektif olun, doğruları görün.
Atatürk 'ün milli bilinci uyandırmak için yaptığı ıslahat hareketleri de bu rejimin en önemli katkısı.
Ayrıca siz sanıyor musunuz ki, devletin istikbalini halklar veya milletler belirliyor. Devletler ve devlet adamları saf ya da salak değil, devletin geleceğini halk belirleyemez ha ama halk darbe yapıp düzeni değiştirebilir fakat bu da bir devlet planıdır.
Fransız ayaklanmaları kominist ruslar cumhuriyetçi türklerin saltanata son vermesi vs.
Halkın darbeye karşı antitez olarak kullanılması da başka bir olay. Darbeyi bastırmak için halkın kullanıldığı ilk ve tek canlı olaya da şahit olduk.
Padişaha isyan eden celali isyancilarinin günün birinde kahraman olacağını kaçımız tahmin edebilirdi. Bu topraklarda her şey çok çabuk taraf değiştirebilir.