pek değerli ve fakat hangi yan apartmanda oturduğunu bil/e/mediğim ve bu sebepten araç ön camına bıraktığım notlarla kendisine ulaştığına emin olduğum öğütlerdir.
pek sevgili devletimiz biz şu aciz vatandaşları ölmesin, bir trafik kazasına kurban gitmesin veya yaralanmasın diye kaldırımlar inşaa etmiştir.
yine konuyla ilgili olarak bir nijerya atasözü der ki ;
"kaldırımlar bir toplumun medeniyet seviyesidr"
madem bizim için yapıldı biz de kullanalım değil mi ?
benim pek değerli köylüm öyle alıştırmış ki etinden sütünden yararlandığı hayvanını zorlasan yoldan gitmiyor illa kaldırımdan yürüyecek. hal böyleyken bu insan ziyanı varlıklar kaldırımlara araç park etmekten artık zevk mi alıyor yoksa analarına sövülmesinden çok mu hoşlanıyor bilinmez kaldırımları park yeri olarak kullanmayı tercih ediyorlar.
maalesef benim de böye insan ziyanı bir komşum var ve fakat hır çıkacağından, beni seven yarabbim bu adamla denk getirmiyor. o da biliyor neler olacağını.
hal böyleyken madem o bana gelmiyor ben ona gideyim ana temalı notlarımı aracının ön camına iliştirdim.
ilk olay bundan bir ay önce gerçekleşti ve aracın kaldrıma park edildiğini ilk o gün gördüm. gri renkte bir reo fuliens. artık nasıl telaffuz ediliyo bilmiyorum. hakkını vermek lazım yapmış adamlar güzel araba.
araç kaldrıma öyle park edilmiş ki, aracın ön tamponuyla kaldırımın bitişiğindeki evin duvarı arasına değil parmak a4 kağıdı sokmak imkansız, o derece. park yeteneğine hayran olduğumunun...sike sike yöntemiyle, yürümekte olduğum kaldırımı terk edip, nefret ettiğim yolun ortası şeridini kullandım. o yürüyüş süresince bir takım özlü sözler ve ağıza alınabilir küfürler kurdum kendis için.
tesadüf bu ya, ertesi gün yine aynı araç yine aynı yer ve yine aynı park mükemmeliğiyle kaldırımın ırzına geçilmiş. ben de o ipneye inat yolun ortasına ortasına tecavüz edip evime gittim. bu sefer edilen küfürler daha anlaşılır, hedef doğrultusunda ve ağıza eh alınabilir kıvamdaydı.
bir sonraki gün aynı kaldırımın biraz daha ötesinde bir yerinde ve fakat yolumu değiştirmeme neden olmayan ötede uzaklığında aynı tecavüz gerçekleşmekteydi. daha önceden planladığım "ulan bu amk arabasını yine bu şekilde görürsem camına bir not yapıştıryayım" diye kalemimi ve kağıdımı yanıma almıştım.
cama;
"değerli komşum, aracınızı sürekli kaldırıma park edip yaya haklarını ihlal ettiğinizi belirtir, daha uygun park yöntemlerine başvurmanızı rica ederim"
cama bırakılan not siklenmemiş olacak ki, bir kaç gün sonra yine aynı araç yine aynı güzellikte kaldrımda yatıyordu. artık hayatımın bir parçası olan not defterim ve kalemim çantadan çıkartılıp cama;
"değerli komuşu ! aracınızı kaldırıma park etmekten vazgeçin, bu yaptığınız saygısızlıktır"
başlangıçta öğüt niteliğinde olan not zamanla tehdite dönüşmüş gereği yapılır diye umudedilmekte. evde eşimle bu konuyu konuştuğumda bana;
bayan ckcypsy: keşke o kadar sert yazmasaydın, belki notu okumamıştır, belki not uçmuştur.
demesi üzerine, adamın olayı inata bindirip terbiyesizliğini sürdürmeye devam edeceğini aklıma soktu. asıl amacım adamı denk getirmek. ( adam mı kadın mı hala bilmiyorum orası ayrı )
o da ne, gözlerime inanamadım, istediğim kesinlikle bu değildi, sanırım araç sahibi kaşınmaktaydı ve aracı ilk gördüğüm park yerinde yine kaldırımda öylece salınıyordu. cama acımasız not yazılır.
"sayın araç sahibi, bu araçı bir daha aynı şekilde kaldırıma park edilmiş olarak görürsem şu an okuduğunuz notu aracınızın motor kaputuna kazınmış halde göreceğinizden şüpheniz olmasın"
çok sert yazmış olmalıyım ki aracı onbeş gündür görmüyorum. umarım tehditimi ciddiye almıştır.