soğuk mekanların başkentidir. aklınızda hiç birşey olmadan otobüse binersiniz, sadece etrafınızdakiler vardır. otogar kalabalık içerisinde tek başına kalma mekanıdır.
şehirler arası çalışan yolcu otobüslerinin durak yeri ve bu amaca hizmet için yapılmış yapı ya da yapı topluluğudur. en duygulu anların yaşandığı yerlerden biridir.
Hüzün ile eş değerdir. Otogarlar, hep ayrılıkları hatırlatır. Bir buruk veda ile, el sallayan sevgiliyi arkada bırakarak, gittiğin, döndüğünde sevinç ile karşılaşacağını sandığın... Ama asla o sevinçli, sıcak karşılama ile karşılaşmadığın.
Otogarlar ürkütücüdür. Soğuk ve itici. Korkutur her zaman. Gittiğinde, arkanda bıraktıklarını, bir daha asla bulamayacakmışsın gibi gelir.
Kim bilir, belki de kötü tecrübelerin vermiş olduğu bir korkudur bu.
kimi zaman sevinçten uçarak, kimi zaman özlemin içine oturttuğu devasa öküzü çıkarmanın imkansızlığına yanarak bulunulan, şehirler arası kalpleri birbirine bağlayan mekanlardır.
bir şehirle belki de bir insanla tanışmanın aracısı. otogarlar hüzün kokar hep. hep ayrılık gelir insanın aklına. çünkü bir şehre veda etmek için ordan geçmelisinizdir genellikle... bekleme salonunda uyuyan insanlar, tatsız çay ve simit satan seyyar satıcılar, saatlerdir uyumamış ve aktarma bekleyen yolcular... hayatın tüm ağırlığını insan buraya gelince anlıyor aslında. ayrılık, hüzün, yeni bir hayat, veda, sevdiklerinle birlikte olamama, yeni bir işe başlangıç vs.
memleketine gelen birinin ağzının kulaklarına varmasına sebep olurken memleketinden giden birinin içini ise hüzün kaplamasına neden olur.
bir sürü insan figürü vardır otogarlarda. kimi neşeli, kimi efkarlı. bazıları vardır hele, ne oldukları, neci oldukları bile bilinemez. kapalı bir kutudur işte onlar.
kimisi vardır iş bulmak umuduyla yollara düşen, kimisi vardır okuduğu okulun tatil olmasıyla birlikte baba ocağına heyecanla giden.
herkesin bir acelesi vardır aslında ama herkes gelecek olan o otobüs şoförüne bağlıdır. bir türlü sorunlarda yaşanmaktadır bu doldur boşat yerlerinde... otobüsün bir otogara girmesini fırsat bilen ve bu arada tuvaletlere koşuşan mutlaka olur. asıl olay burdadır işte... o kişinin tuvalete gittiğini farketmeyen muavin ve şoför yola koyulur, tuvaletteki adamın dışarı çıkıpta otobüsü bulamaması bambaşka bir mesele...
raconu,alemi vardır. kuralları apayrıdır. 3-5 şöför esnafı bir araya geldiğinde efsane yol muhabbetleri başlar, ayakçıların yolcu kapma kavgalarının zaten sonu geldiği görülmemiştir. yazıhane bankosunda çalışanlar ise bi tık daha üst mevkidedir. dedikodusu boldur. şu sıralar alem,racon, yol yordam bilen adamların yerini yani gerçek garaj çocuklarının yerini it kopuk sayko tipler almıştır. ortam bozulmuştur, sağlamlığını yitirmiştir.
süper insanların olduğu yer. bazen 6 aylık kardeşim bedişle gidiyoz bende de tek kol yok ya hani gerçekleri yazıyom kağıda valla peder dövüyo felan diye, dağıtıyoz otobüste oturan herkeze kağıtları, okuyup acıyolar ve para veriyolar sonra bize cipz felan alıyoz, pedere de rakı parası çıkartıyoz karlı iş tavsiye ederim.
Ayrılıklardır Otogarlar, buluşmalardır otogarlar. özlemdir, hasrettir. Geride gözü yaşlı yâr bırakmaktır, bir de ulaşmaya çalışmaktır otogar.
hüzündür otogar. bir şeyleri terk etmektir, sora geri dönmek çabasıdır.