yolcuların istiflendiği andır..derinden sert kokular yükselmeye başlar..ani frenlerde bütün yolcular balataların çıkardığı ses ritminde üst üste gelir..
(bkz: minibüsün yolcuya doyduğu an)
mevzu bahis özel halk otobüsleri ise durumun biraz daha geliştiği andır..veznedar * ayağa kalkarak; * boşluklara doğru ilerleyelim, arka taraflar boş vs gibi nidalar atar..
Ülkemiz koşullarını düşündüğümüzde hergün yaşanan bir olaydır. Zaten 100 kişilik bir otobüse 200 kişinin binmesiyle o araçta nefes alabilmek için çaba sarfetmesi gereken durumdur.
tüm yolcuların birbirine değdiği* ve iğnenin yere düşebileceği bir boşluk kalmadığı andır ki bu da otobüse istenilse bile yolcu alınamayacağını gösterir ama şoföre kalırsa bir de kapıdan sarkacak yolcu lazımdır.
kocaeli'de vinsa umuttepe arası gelip giden hat 4 minibülerinin şöförlerinin bir zamanlar öğrencileri kucak kucağa oturtacak kadar çok yolcu aldığı zamanlardır. sonra bu hatta midibüsler çalışmaya başladı, ancak hala kucak kucağa gidenler var. demek ki toplu taşıma aracı yolcuya doyum noktasına ulaştığında kapasite arttırımına gidiliyormuş. sonu yok bu işin *