yolcuları insanlıktan çıkaran adamdır.
olay şöyle gelişir:
şöför gelir otobüsü açar. kentkart/akbil dalgasında birkaç ayarlama yaptıktan sonra durakta bekleyen insanlara eliyle "buyrun" hareketi yapar. böylece serüven başlar.
ilk kalkış: otobüsteki tüm koltuklar dolmuştur, tek tük ayakta yolcu vardır.
1. durak: otobüsün ayakta yolcu kapasitesi dolmakla beraber hala kıyıda köşede boşluk vardır.
2. durak: otobüs tıklım tıklım dolar.
3. durak: şöför hazret aynadan şöyle bir bakar sanki görüyormuş gibi "ilerleyelim beyler, arkada boşluklar var" der. otobüs ahalisine neden "beyler" diye hitap eder o da başka bir konudur. otobüste birkaç homurtu yükselse de biraz daha sıkışılır.
4. durak: şöför yine aynadan bakıp, sanki 5 dakika sonra 2. nuh tufanı kopacakmış gibi "dışarıda kimse kalmasın arkadaşlar hadi biraz daha ilerleyelim" diye seslenir. camlar patlamak üzeredir. otobüs ahalisi "kimin eli kimin cebinde belli değil" statüsüne ulaşmıştır ve hala inen yoktur.
5. durak: tüm bunlara rağmen şöför otobüsün dolduğuna inanmaz zira kendisi otobüsü "sonsuz" zannetmektedir. bütün kapıları açar. hatta bagajı, kaputu olsa onu da açacaktır. tek tük boşluk görenler diğer kapılardan binerler, kapıda sıkışanlar olur.
sonuç:
otobüs her durakta, millet ilerleyecek de iki kişi daha binecek diye beklerken, günün en yoğun saati olmasından mütevellit merkezden ikinci bir otobüs daha kalkmıştır. içinde de 5-10 kişi ya vardır ya yoktur. salına salına güzelce geçer gider yanınızdan sizde öylece izler kalırsınız. şöföre sövmek istersiniz ama kalabalıktan nefes bile alamadığınız için buna gücünüz yetmez. ancak indikten sonra "ya şöför de kötülüğünden yapmıyor ki, adam yolcuları iyice benimsemiş" diye geçirirsiniz aklınızdan.
minibüs şöförü olsam sırf gıcıklığına, hareket halindeyken birden arkamı dönüp yolculara,müsait bir yerde inebilir miyim? diye sorardım, yapardım bunu...
her otobüste o şoförü durdurması gereken bıyıklı bir halk kahramanı bulunmaktadır. bu hiçbir zaman ben olamam belki ama o bıyıklı abinin sırtını her zaman sıvazlıycaz. çünkü o abi olmasa biz otobüslerde ne cam açabiliriz, ne nefes alabiliriz. o abi ki bu ülkenin otobüslerinin başına gelen en güzel şeydir.
otobüsü sonsuz sanıp seni de alan şofördür.
bir önceki durakta binen yolcu da otobüsün dolu olduğunu düşünüyordu ve şoför eğer onu ciddiye alsaydı senin durağında durmayacak, dolayısıyla seni de almayacaktı.