bunaltıcı bulantıya sahip sıcakta vıcık vıcık olmuş tişörtlerin koltuk altındaki leş gibi ter kokularını insanın burnuna doğru üfüren pencerenin aralık camından dışarıyı dikizliyordum. elimde bir miktar şaşal su vardı. ara ara bir fırt çekip kapağını kapatıp açıyordum. yanımda oturan şişman ve göbekli parlak adam tip tip bana yandan yandan bakıyordu. veya bana öle geliyordu ki biraz daha bakmaya devam ettiği takdirde uygun pozisyona geçip ağzını yüzünü zumzuklamyı düşünüyordum. o sırada içeriye siyah taytlı, uzun boylu gibi gibi görünen kazma suratlı, ayakları uzun topuklu, feci abartılı makyajlı bir kız bozması otobüse bindi. bacakları fena değildi. üstündeki pempe badynin dekoltesi hayvan gibi böğrüne kadar açıktı ama bir bok görünmüyordu bile. parasını uzatıp üstünü aldı ve üf püf etmeye başladı. gerçekten çok sıcaktı. kız amcık gibi ter olmuştu. leş gibi ağır bir parfum kokusu burnuma dayanmıştı bile. ben bunu izliyordum o anda ve şişman adam hala bana tip tip bakmaya devam ediyordu. sonra kız en önce oturan adama;
-beyefendi kalkar mısınız lütfen?
dedi. adam bir an panikledi bu durum karşısında. yaşı 45-50 falandı garibimin. ne olduğunu anlamadan kalkmıştı bile zaten ki kız cuk diye kucağa oturur gibi kendini koltuğa salıverdi orospu. heee ama mallık ettiğini daha sonra anlamıştı. çünkü cam kenarına ourmuştu ve o taraf cehennem gibi güneş alıyordu. gerizekalı bunu akıl etmeden koskaca adamı yerinden kaldırmıştı.
ben olsaydım yer vermezdim. karşımda onu esir edip bacaklarını ve küçük göğüslerini dikizlerdim yol boyunca. hem onun için daha zevkli bir gezi olurdu elbet, nihayet ve netekim.