hele de başka bir erkeğin deneyerek açamadığı camı açmışsa varya tamamen rüştünü ispatlamış olur. diğer erkeğe düşense hemen inecek düğmesine basarak ilk durakta terki diyar eylemektir.
o camın açılmaması halinde, ineceği durağa kadar " neyim ben kimim? hayat nedir, neleri yapmalı nelere bulaşmamalı evrende" gibi felsefi düşüncelere dalışını zevkle izleyeceğim gönüllü halk kobayı
sözkonusu olan cam; büyük camın üstünde bulunan yana doğru sürgülü ve üzerinde mandal mantığıyla kilitlenen, çok küçük bir tutma payına sahip ittirme şeysi olan camdır..
eylemi gerçekleştirdikten sonra; 'ohoo bu hiç bir şey, ben otobüsü bile kaldırırım' gibi kıl bir ifadeyle etrafı süzen kişi, bu kişiler ''duracak'' düğmesine basma gönüllüleridir, kim inecekse onun için düğmeye basar..
pozitif ayrımcılığın bayanlara getirdiği süper bir ayrıcalıktır. otobüste camlar her zaman zorlarsan açılır. ama zor açılan camı açan kadın yoktur adam vardır. oturcak yer vardır, cam da açılmıştır. inerken de önce bayanlara yol verilir. bu tür adamlar sayesinde otobüs yolculukları first class uçak seferlerine döner. yine de feminist kadınlar rahatsızlardır. bir cam için tüm güçleriyle iki kollarıyla ayakları yerden kesilircesine asılmayı tercih ederler.
Bunun bide zor açılan camı açamayan versiyonu vardır. bu kişiler otobüsün derinliklerine dogru giderler hatta bazılarının ilk durakta otobusten indikleride bilinen rivayetler arasında yer alır. Renkleri genellikle kırmızıdan mora dönüktür.
hayranlık uyandıran erkektir. bu pozisyona defalarca düşmüş birisi olarak sırrımı sadece sözlük yazarlarıyla paylaşmak istemekteyim. şöyle ki olay güç işi değil taktik işidir. camın tutacağına dik değil de yatay bir kuvvet uygulanmalıdır. uyguladığınız kuvvetin camla yaptığı açının cosinüsü çarpılacağından bu açı "0" sıfıra yakın tutulmalıdır. zira cos(0)=1 olduğundan kuvvetiniz açı "0" sıfıra yaklaştıkça daha etkin iş görecektir.
bu durumu en iyi şekilde, 100 numaralı adam filmindeki ''bana beton kemal'' derler olayı çözmektedir. kişimiz, özellikle, otobüsteki çıtır kızın, ''ayy, şu camı açamadım, yok muydu ki bir yağız delikanlı, açsın da şööle bi camı, esenlikler yelpazelesin suratımı'' diye atmış olduğu bakıştan sonra, pozisyona en yakın delikanlı abimiz, hemen atlar olaya... önce bir yava$ça zorlar, baktı olmadı, bu sefer ''şööle'' bir gerilier, kolları sıvar, sonra da ıkınmaların ve de suratın kırmızının açık tonlarına kayışı sonucunda, erkeğimiz zoru başarır; camı açar.. of ki ne of. dünyalar onun olmuştur artık.. her ne kadar kızımızdan beklenen teşekkür arkadaki koltuktan, ''allah senden razı olsun'' şeklindeki yaşlı teyzeden gelse de, abimiz çoktan nirvana'ya varmış, piknik malzemelerini çıkarmıştır..
-abi görcektiniz bi cam açtım herkes hayran kaldı...
-geçen gün bi cam açtım tam körüğün önünde acayip zor bi yerdeydi valla antremanlı olmasaydım açamazdım...
-bu sabah da açtım iki tane. sevaptır be abi...
gibi cümleler kurabilecek kişidir.