bu çocukların hayatı kafa sikme üzerine kuruludur. okulda, derste esprileriyle öğretmenlerin kafasını sikerler. okuldan çıkıp otobüste diğer yolcuların kafasını sikerler. akşamları sözlüklere veya twittera doluşup oralardan kafa sikmeye devam ederler. kafa sikmeden durunamazlar.
bir de o ergence sesleri yok mu? ne hiç ergenleşmemiş, ne tam ergenleşmiş, böyle ikisinin ortası. o sesle espriler yapılması, insanın otobüsten atlamasını sağlayabiliyor.
sıklıkla görülen bir manzaradır. bünyeye fazla gelen hormonlar kol kola girip kırlarda çılgın gibi halay çekmektedir. ergenlik kulaklardan fışkırmakta, aşırı libidonun bir dışavurumu olarak da borazan gibi bir sesle yapılan espriler eşliğinde itişip kakışılmakta ve ayı gibi gülünmektedir.
sonra bunlar sırayla birer birer otobüsten inmeye başlarlar. sayıları azaldıkça mevcut ayılaşmanın da gözle görülür ölçüde azaldığı görülür. biraz önce nerdeyse elle tutulur bir halde olan libido etkisi de yavaş yavaş kaybolmakta, yerini "acaba akşam evde ne yemek var?" merakına bırakmaktadır.
derken içlerinden bir tanesi en sona kalır. tek başına.. yapayalnız.. gruptan ayrı düşmenin hüznü gözlerinde.. sanki az önceki belden aşağı esprileri yapan bu çocuk değilmiş gibi.. otobüsteki diğer yolcularla göz göze gelmemeye ve oturduğu koltukta fazla da yer kaplamamaya çalışarak, bir an önce yolculuğunu tamamlamak ister.
ve sonunda bir sonraki gün yine aynı performansı sergilemek üzere otobüsten iner. ara sokaklardan birine girip, sırtında çantası, gözden kaybolur. dramatik bir durumdur. bu haleti ruhiyenin kitabı yazılmalı, hatta filmi filan çekilmelidir. başrolde de (bkz: sercan badur) oynamalıdır.
lise yıllarında yapılan en güzel muhabbetir.
not:hangimiz yapmadıkki, 16-17 yaşının verdiği delikanlılıkla çoşardık. zaman ansılda geçmiş. şimdi otobüste iş çıkışı tükenmiş, kös kös oturan tiplerdenim.
yüksek sesle küfür eden, otobüste bir kız görmeye dursun inene dek bacak, popo ikilisine kitlenen liselilerden daha iyi olan liseli gençlerdir. otobüste çok rahatsız vermektedirler ama üniversiteye geçince "napıyormuşuz biz ağa?" diye sorgularlar kendilerini.
henüz hayattan nasibini alamamış ve ben oldum havasına bürünmüş kişiliklerdir. hele bir çalışmaya başlayın giren çıkanın haddi hesabı olmasın o zaman öyle yüksek sesle konuşacak derman kalıyor mu insanda görülür.
lise yıllarında maalesef arkadaş grubuyla benim de yaptığım hatta çoğu zaman otobüsten kovulup eve yürüyerek gitmemize sebep olan ama artık otobüste bu tür gençlerle karşılaşınca sinirlerimin zıpladığı durumdur. düşünüyorum şimdi, ulan millet de bize böyle sinir olup küfrediyormuş.
otobüsün orasını burasını işgal ederek "höbürüreüeü vebürüüeü heheheheuh ahauhauau" gibi anlamsız gürültüler çıkartarak toplu taşıma aracında olduklarının farkında olmayan insan takımı.. çok güzel kafa şişirirler.. ama konuştukları,,bağırdıkları veya tarıştıkları konu onlara göer çok mühimdir . ilginçlerdir..